Su baskınları

A -
A +

Yaşamakta olduğumuz şiddetli yağışlar tren kazalarını, AB ilişkilerini, Yargıtay MİT restleşmesini, Atina Olimpiyatlarını ve siyaseti geri plâna itti. İklim olayları bugünlerde dünyanın da gündeminde. "Rüzgâr eken fırtına biçer" atasözümüz var ya, sâde biz değil tüm insanlık kör hırsıyla ektiklerini biçiyor. Enerji üretimi, ısınma, ulaşım gibi "yakmaya" dayanan insan faaliyetleri atmosferde karbondioksit ve diğer "sera gazları"nın birikmesine yol açtı. Biriken gazlar yeryüzünde ısıyı hapsederek küresel ısınmaya sebep oldu. Bunun sonucunda kutuplardaki ve yüksek irtifalardaki buzullar eridi, deniz seviyesi yükseldi. Su baskınları sadece Bangladeş'e veya çukur ülke Hollanda'ya mahsus değil artık. Dağlar dışında her yer su altında kalabilir. Anî ısı değişimleri sonucu kasırgalar, seller veya aşırı kuraklık meydana geliyor. Bitki, hayvan ve bakteri türleri yok oluyor. Sonuçlar kendini göstermeye başladı bile. ABD'yi en tedbirli ülke bilirdik. Ama saatte 230 km hızla esen kasırga Florida'yı silip süpürdü. 2 milyon insan göç etti, 800 bin kişi evsiz kaldı. Çin'de esen tayfun elli şehri altüst etti, sekiz milyon kişi var olma mücadelesi veriyor. Balkanlar ve Sibirya'dan kalkıp İstanbul semalarında karşılaşan iki cephe hattının oluşmasında Antarktika'da eriyen buzulların payı var. Çevreci gruplar kirlenme ve iklim değişikliklerinin sonuçlarını, muhtemel dev bir meteorun dünyaya çarpması veya büyük bir nükleer savaşın sonuçları ile kıyaslıyorlar. Hiroşima bombasına eşdeğer! Dünyada su baskınlarında ölenlerin sayısı deprem, kasırga, heyelan gibi tüm tabiî âfetlerde ölenlerden fazla. Bir ülkede insanlar tedbir almayı bilmiyorlarsa veya bildiği hâlde "neme lâzım" diyorsa ölüm çok oluyormuş. Meyil aşağı akan su kısa zamanda çok büyük potansiyel enerji kazanır. Son yağışlarla İstanbul'da metre kareye 55 litre yağmur yağacağı tahmin ediliyor. Uzmanlar bir km2 alanda bu çapta bir suyun 300 metre aşağı düşmesi hâlinde Hiroşima'ya atılan bombaya eşdeğer bir potansiyel güce eriştiğini hesaplamışlar. Sadece Eminönü ilçesinin 5 km2 alanda kurulu olduğu düşünülürse, çok tepeli ve dereli koca İstanbul'un su baskınlarından ne kadar korkması gerektiği anlaşılır. Bununla birlikte su baskınları hiç tedbir alınamayan katıksız bir tabiî âfet değil. İskan ve şehirleşme bilinçli yapılırsa, tarımda erozyonu teşvik etmeyecek teknikler uygulanırsa su baskınları az zararla savuşturulabilir. Artık uydular aracılığıyla rüzgâr istikametleri, bulut yoğunluk ve hareketleri çok iyi takip edilebiliyor. Halkın önceden uyarılması, bilgilendirilmesi sayesinde muhtemel can ve mal kayıpları önlenebiliyor. Nitekim iki gündür süren yağmurların 72 saat öncesinde meteorolojinin ve İstanbul belediyesinin halkı uyarmasının, yardım ekipleri oluşturmasının çok faydası görülmüştür. Bazıları mübalağalı bulsa da, belediye başkanı sayın Topbaş'ın İstanbul'da, Âfet Koordinasyon Kurulunun Ankara'da aldığı tedbirleri çok isabetli buluyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.