Toplum stresini attı

A -
A +

Bendeniz son haftalara yayılan olayların, toplumumuzda biriktirile gelen rejim stresini kademeli bir şekilde boşalttığını, milleti ferahlandırdığını düşünüyorum. Demokratik yoldan iktidar gelme ümidi taşımayanlar ve şeffaf ortamda imtiyazlarını sürdüremeyeceğini anlayanlar yıllardır çirkin ve sinsi tertipler peşindeydiler. AK Parti ve hükümetinin birbiri ardınca maruz kaldığı şokları hatırlayın: - Bir gazeteye bombalar atılmasını, Danıştay'a menfur saldırıyı ve ardından gerilimin nasıl tırmandırıldığını... - Meclis başkanı Arınç'ın 23 Nisan konuşmasını bir özgürlük manifestosu olarak alkışlamak varken, tersinden okuyup, lâikliğe yöneltilmiş tehdit gibi saptırılmasını, - Fatih İsmail Ağa camiinde bir imamın bıçaklanarak öldürülmesini, kaatilin linç edilmesini, - Ege kumsalında aileler arası ağız dalaşını lâiklik ile ilişkilendirip polemik yapılmasını, - TSK kademeleri üzerinde spekülasyonlar uydurup, hükümetle sürtüşme beklenmesini, - Bir kısım medyanın inadına tahriklerini, saldıkları korkuyu, - Bunca viraj arasında hükümetin direksiyon hakimiyetini kaybedip, savrulacağı beklentisini, - Ve kimilerinin bize özgü, demokrasi dışı "ses ve refleks" düşleri gördüğünü... Bu kadar biriktirilmiş toplumsal stresin bir yerden kıvılcım alıp, patlaması bekleniyordu... AK Parti'nin bitirilmesi, Erdoğan'ın önünün kesilmesi için önce hukuku zorladılar. Bu meclisin cumhurbaşkanı seçemeyeceğini ortaya attılar. Bazıları yandaş sendikalara, YÖK'e sarıldılar. Tutmayınca Genelkurmay Başkanının konuşmasına bel bağladılar. Sn Büyükanıt'ın titizlikle seçilmiş cümlelerle meşruiyet içinde kalmasını ve millet iradesi içinde rol tutmasını hazmedemediler. Umutları bitmemişti. Cumhurbaşkanı Sezer'in yeri göğü inletecek bir çıkış yapmasını istiyorlardı. Zihinlerde hep bir kitap fırlatarak, borsayı çökerten doları çıldırtan, enflasyonu yüze, faizi beş yüze sıçratan A. N. Sezer vardı. İsterse altın bir vuruşla yerin altını üstüne getirir diyorlardı... Yaptı da nitekim. Zehir zemberek konuşmayı tercih etti... Piyasalar tınmadı bile. Sezer de ağırlığını anlamış oldu! 200 bin az değil, ancak... Ve Tandoğan mitingiyle etkinliklerini taçlandırmayı, sonuç almayı hedeflemişlerdi. Aylardır sürdürülen şamatayı düşünüp, milyonların oraya yığılacağını sanmıştık. Kemalist solcular, Atatürkçü sağcılar, tüm ulusalcılar, Deniz Baykal, Zeki Sezer, Yaşar Okuyan, Mümtaz Soysal oradaydı. YÖK ve bazı rektörler cüppeleriyle sıradaydı.... Tüm güçlerini seferber etmişler, toru topu 200 bin kişiyi bulabilmişlerdi... Kalabalığı azımsamıyorum. Bilâkis doğru yorumlamak istiyorum: - Bu rakam Türkiye'nin kaçta biri diye sorarsanız, devede tüy etmez. - Dört milyonluk Ankara'da yirmide bir eder. Gökçek miting yapsaydı 500 bini yığardı... - İstanbul'da günün o saatinde toplu taşıma araçlarında 400 bin kişi alışverişe gidiyordu, - Aynı gün Ege'de 200 bin kişi pamuk ekiyordu. - Siz varın başka istatistikler çıkarın.... Rakamlar ürkütücü değil. Avrupa'ya, Amerika'ya, Erdoğan'a çatmaları demokratik hakları. Nahoş olaylar çıkmaması sevindirici. Toplumumuz şişkinlik veren stresini atmıştır. Taşlar yerine oturuyor, demokrasimiz yerleşiyor. Bugün gök dünkünden daha mavi. Baharın tadını çıkarma vakti...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.