Takvimin tam sonunda Güneydoğu Asya sahillerini vuran Tsunami dalgaları gündemin başına oturdu. Antarktika'da şiddetli deprem olduğunu, buzulların koptuğunu birkaç gün önce duymuştuk. Bu defa saatte 400 km hızla esip, yedi ülkeyi süpüren 14 metrelik dalgaların dehşetini ekranlardan seyrettik. Kopan çığlıkları, çöken yuvaları, sönen umutları beynimizde, vicdanımızda hissettik. Fakir, yarı örtük insanların yaşadığı ılıman iklim bölgesi. Zenginlerin eğlence dinlence beldesi. Anlattıklarına göre deniz önce geri çekilmiş, balıklar açıkta, yatlar balçıkta takılı kalmış. Kumsaldakiler kaçan denizin ardından şaşkın, bakışmışlar. Bazıları dalgaların köpürüp döndüğünü görüp kaçışmışlar. Diğerleri topuklarının seviyesinde duracağını sanıp hafife almışlar. Görüntünün bazen insanı aldattığını geç anlamışlar. Olanca hızıyla, altüst eden gücüyle vurunca uyanmışlar/ uyanamamışlar. Gemiler, tekneler, evler, gazinolar, arabalar, ağaçlar, kaldırımlar dalgalara kapılıp karaya vurmuş. Servet birden denizin diplerine çekilmiş. Kayıp ve ölü sayısının doğru rakamını bilen yok. Önceki emsalleri var kayıtlarda: 1883'te Japonya kıyıları, 1946'da Hawai'nin koyları da gün ışırken üç gün önceki Tayland sahilleri gibi sessiz, sütlimanmış. On metrelik dalgalar fırtınayla birden gelmiş, asrın felâketleri gerçekleşmiş. Bizler sâdece yükselen dalgaları, su basan beldeleri görüyoruz. Bilenler konuşuyorlar: Okyanusların kilometrelerce dibinde çöken, birbirine bindiren karalardan, patlayan volkanlardan ve sökün eden depremlerden söz ediyorlar. Ama sebeplerin de arkasında ne gerçek olduğunu açıklamıyorlar... Tenakuz Milyonlarca Hintli, Siyamlı, Kimer veya Bengalli evsiz bakımsız kalırken, on binlercesi okyanusun dibini boylar, binlercesi sahile savrulup çöplere karışırken dünyanın kumar ve eğlence merkezlerinde acaba kaç milyar dolar akıyordu. Sunî dalgalarda sörf yapmak, Alp tepelerinden kaymak için ne harcanıyordu bilmiyoruz. Ama medeniyet iddiasındaki insanlığın silâha ne yatırdığını biliyoruz. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü Soğuk Savaş sona erdiğinden beri dünyada silahlanma harcamalarının azaldığını söylüyor. 2003 yılında dünya silâhlanmaya 956 milyar dolar yatırmış. Adam başına 159 dolar tutar. Bir de şu açlıkla, depremle, tsunamiyle boğuşan zavallı ülkelere yapılan tantanalı gösterişli yardımlara bakın kaç milyon dolar? İnsan söylemeye hicap eder. Hindular kıyıya vuran cesetlerini yakarken, Müslümanlar uzun çukurlara dizdikleri ölülerinin üstüne elleriyle kum çekiyordu. Kimi sessiz çığlık atıyor, kimi sarınacak bir bez arıyordu. Herkes bir ders çıkarmış, ibret bulmuş olmalı takvimin gidişinden. Fizik kurallarına bağlı yerin ve suyun refleksine, kendi kurallarına bağlı insanlığın vereceği refleks medeniyet kıratını gösterecektir.