Demokrasi iktidarların seçimle gelip, seçimle gittiği yönetim biçimidir. Çoğunluğu alan parti veya koalisyon iktidar olur, muhalefet partileri de iktidarı denetler. Yerini dolduran etkili bir muhalefet hem gelecekte kendi iktidarını hazırlamak bakımından, hem de mevcut iktidarı etkin çalışmaya zorlamak bakımından vazgeçilemez önemdedir. Çok partili hayata geçtiğimiz 60 yıldır kendini "devleti kuran parti" ya da "Ata'nın partisi" olarak tanıtan CHP veya onun türevi partiler halkımız tarafından hep muhalefetle görevlendirildi! Bu "seçkinci" partimiz bir türlü çoğunluğu kazanarak tek başına iktidar olamadı... Bunun sebebini ciddî olarak araştırıp, eksiklerini gidereceklerine, başarısızlıklarını hep "halkın cahilliğine" bağladılar. Halktan güç alacaklarına, desteği siyaset dışında tutulması gereken "askeriye" veya siyaset sokulmaması gereken "ilmiye" sınıfında aradılar. Altmış yıldır halkın teveccühünü kazanan DP, AP, Anavatan, DYP, AK Parti silsilesini ise hep "dinci" diye yaftaladılar veya "cumhuriyetin kazanımlarını çarçur edecek tehlikeli oluşumlar" olarak karaladılar... 22 Temmuz mesajı da onları uyandırmaya yetmedi. Daha seçim gecesinde "halkın AK Parti'ye oy vermesinin mantıkî izahı yok" diyerek, ne denli idraksiz olduklarını gösterdiler. Hâlâ Cumhurbaşkanını boykota devam edebiliyorlar... Anıtkabir özel defterine "Atam, halkımızı da çağı da anlayamadık. Milletimizle bütünleşemedik, onlar da bize iktidar yüzü göstermiyor" yazacaklarına "Cumhuriyet mitingleri"nden kalma alışkanlıkla "Cumhuriyetimiz ve ulusal birliğimiz tehdit altında" diye yazmışlar. Millet iradesiyle zıtlaşmak işte buna denir... CHP ve Baykal'a söylenmesi gerekeni galiba en iyi Sarıgül söyledi; "İş yapmayan, fikir üretmeyen, milletini anlamayan bir parti kendine hangi sıfatı yakıştırırsa yakıştırsın, ne Atatürkçülük istismarı, ne de Anıtkabir'e kaçmaları onları kurtaramayacak!" Bir ihtimal daha var... Eski tüfek solcular Bertolt Brecht'i pek severlerdi. Bari onun sözünü tutsunlar: "halkı feshedip, kendilerine yeni bir halk seçsinler!" tabiî mümkünse... Böyle bir şey olamayacağına göre; üst üste dört genel, üç de yerel seçim geçirmiş ve tek av yakalayamamış CHP'yi bundan sonra galiba "kurt kanunu" bekliyor. Bilirsiniz kurtlar ağıllara sürü halinde saldırırlar. Ama birkaç teşebbüsten sonuç alamaz, hiç av bulamazlarsa, stres basar, aralarında dalaşırlar.... İlk kan kimden çıkarsa, ilk çentik kimin postunda açılırsa, onu parçalarlar... CHP'nin seçim öncesi "inadına lâikçilik" taktiğini millet yutmadı. Seçim sonrası "ölesiye boykot" gösterisi de tutmadı. Geriye bir tek kurt kanunu kalıyor. Bakalım ilk diş kimin postuna geçecek.... Okuyucularımın ve Tüm Müslümanların Ramazan-ı şerîflerini tebrik ederim.