Yeni cumhurbaşkanı, yeni dönem

A -
A +

Geç de olsa, güç de olsa olması gereken oldu. Sayın Abdullah Gül Çankaya'ya çıktı. Kendilerini tebrik ediyoruz, milletimiz, komşularımız ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyoruz. Gül'ün Çankaya'ya çıkması, kim ne derse desin, yeni bir dönemin başlangıcıdır. Türkiye bugünden itibaren normalleşme sürecine girmiş bulunmaktadır. İster İttihat Terakki'den başlatalım, isterse cumhuriyetten veya tek parti döneminden tutalım, ülkemizde bir türlü yerine oturmayan kurumların, ilkelerin, içi boşaltılmış veya sahtesi ile doldurulmuş kavramların olması gereken yerlerine çekileceği, sahici anlamlarında kullanılmaya başlayacağı bir döneme girmiş bulunuyoruz. Seçkinlerin kuruntularından, halkımızın dayatma ve korkulardan kurtulacağı bu dönemi normalleşme dönemi olarak adlandırmalıyız. Bir kere devletin düzeni milletin hasletlerine ve bekleyişlerine uygun hâle getirilecektir. Bizi âleme rezil eden cıngıl saçak potlukların hepsi giderilecektir. Millet bundan böyle, burnu havada "seçkinler"in biçtiği bir libas-ı katranî giymeye zorlanmayacak. Devlet artık milletin bedenine göre biçilecek; kendi bünyemizi, öz havamızı yansıtacak. Hakimiyet ilk defa kayıtsız ve şartsız milletin olacak. > Saatleri ayarlama vakti Bazıları yüz yıldır hem kendilerine, hem de millete ettiler. Yeni dönem onların inlerinden çıkıp gün ışığında dünyaya bakmalarını da sağlayacaktır. Zaman ve çağ kavramını yitirmiş mitingcilerimizin takvimlerini güncelleme, saatlerini ayarlamaları için bir fırsattır bu dönem... Aylardır neydi o telaşları? Hem tersine gidiyor, hem millete kızıp, bağırıyorlardı; "Cumhuriyet tehlikede, lâiklik elden gidiyor" diye tutturmuşlardı, "Son kale Çankaya, o da düşecek" diyorlardı. Milletin kendilerine emanet ettiği kurumları ülke ve insanlık yararına işleteceklerine, siper niyetine eşip, halkı yaylım ateşe tutuyorlardı, Onlar seçimden ve halk iradesinden hep korkuyorlardı. Toplumu telâşa düşürmek ve gütmek için durmadan tehlikeler uydurup, çanlar çalıyorlardı, Millete sığınmak yerine, vâsiler arıyorlardı, Onlar, akrebi yelkovanı çürümüş paslı kadranla vakti okumaya çalışıyorlardı, Onun için zamanı bir türlü anlayamadılar, bugüne gelemediler. 20. asır totalitarizmini istiyorlardı, millet sürü, kendileri efendi olacaktı, Başaramadılar, ama bir asrı boşa harcadılar... Hâlâ bazıları "benim cumhurbaşkanım" demeyecekmiş, kimileri içine sindiremiyormuş. Ne gam... Ne kadar yanlış yaptığınızın, milletle ters düştüğünüzün farkında mısınız a dostlar? Hadi üşenmeyin. Saatlerinizi bir asır ileriye alarak bugüne gelin, çağla yüzleşin. Kentlisiyle, köylüsüyle, açığıyla örtülüsüyle korkmayın bu milletten. Halkımız kinci ve kavgacı değildir. Cömerttir üstelik... Bahçıvan misali bir gül yetiştirmek için binlerce dikene su verdi bunca zamandır, Kucağına aldıklarının batmasına, nicesinin elini yüzünü dağlamasına göz yumdu. Sonunda Çankaya'da gönderin yanı başına bir çift gül dikti... Hadi sıkılmayın, çıkın oraya. Bayrağa saygınız, Güllere sevginiz varsa, Orası artık cumhurun oldu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.