Yeni, sivil bir anayasa yapılmalı

A -
A +

Bir anayasa hükmü nasıl bu kadar ters anlaşılır? Hukukçular neden böylesine bölünüp, bu kadar zıt yorumlarda bulunabilir? Cevabın "Burası Türkiye abi" sözüyle geçiştirilecek kadar basit olmadığını düşünüyorum. Yüzlerce görüşü tekrarlayacak değilim. Ama ikisini zikretmeden geçemem: Değerli anayasa profesörü Mustafa Erdoğan 27 Nisan günü "367 fanteziden başka bir şey değil!" diye yazmıştı. Ülkemizin en kıdemli anayasa Profesörü Ergun Özbudun'da bir televizyon programında 'iki kere ikinin beş etmesini en Yüce Mahkeme bile sağlayamaz' mealinde bir söz söylemişti. Bilimsel olan buydu. Matematik böyleydi, mantık onu gerektiriyordu. Ama Anayasa Mahkememiz, yine Sn Mustafa Erdoğan'ın zarif ifadesiyle "iki kere ikinin beş ettiğini" gösterdi... Ne hazindir ki olaylar "Sen hangi ülkede yaşadığını sanıyorsun? Burası Türkiye!", "Bize özgü şartlar var, unutuyor musun?" diyenleri haklı çıkarıyor. "Mecliste sayısal üstünlük siyasal üstünlük değildir", "İktidar olursunuz, ama muktedir olamazsınız" sözleri izbeliklerden bir daha çıkarılmaya çalışılıyor. Anayasanın 102. maddesi üçüncü ve dördüncü turlarda seçimi kolaylaştırmayı istediği halde, Mahkeme üçüncü ve dördüncü turları yapılamaz hâle getirmiş bulunuyor. Mahkemenin bu siyasî kararı herhalde çok tartışılacaktır. Benzer bir durum 16 mayıs günü görev süresi dolacak olan cumhurbaşkanının, otomatik olarak yenisi seçilinceye kadar görevine devam edip edemeyeceği hususunda görülüyor. Tartışma her ne kadar Sn Sezer'in "devam edeceğim" demesiyle durulmuş görünse de, hukukçular aynı kanaatte değiller. En başta eski Anayasa Mahkemesi Başkanları. Meselâ Yekta Güngör Özden. 102. madde "Seçilen yeni Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam eder" diyor. Yenisi seçilmeden de, eskisi otomatik devam edecek idiyse o cümleye "seçilen" kelimesi neden konmuş acaba? Anayasanın tüm maddeleri, kelimeleri, noktası, virgülüne varıncaya kadar bir taransa yanlış veya farklı anlamaya yol açacak daha kaç nokta bulunur? Bir anayasa bu kadar dikkatsiz, sıradan mı yazılır? Bendeniz 350- 400 kelimelik bir makaleyi yazmak için on saatimi harcıyorum. Kelimelerimi, cümlelerimi, vurgularımı süzerek inşa ediyorum. Bunu okuyucularıma saygımdan yapıyorum. Peki koca bir ülkenin anayasasını yazanlar bu kadarcık hassasiyeti neden esirgemişlerdir? Millete saygısızlık olsun diye yapmamışlardır herhâlde. Ya da 12 Eylül generalleri başlarına dikilip "yazın bir anayasa, lâstikli olsun!" dememişlerdir! Şunu vurgulamak istiyorum: Bir anayasa daha temel kavramları berraklaştırmamış iken, erozyon kontrolü, topraksız köylüye toprak verilmesi, araç ve gereç dağıtılması, kamulaştırmanın nasıl taksitlendirileceğine kadar detaylara girmişse, iş kanununda olması gereken ayrıntılar dahil her şeyi içine almışsa çağdaş anayasaların çok uzağına düşmüş demektir. Bu derece ayrıntıya inen bir anayasa yasamanın da, yürütmenin de, yargının da önüne zorluklar çıkarır. Bu derece ayrıntı inisiyatifi ortadan kaldırır. Başka birçok sebeplerle anayasamızın seçilecek yeni meclisimizce ele alınıp, sil baştan sivil bir mantıkla yeniden yapılması gerektiğine inanıyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.