Yetmez, milleti de kapatmalısınız!

A -
A +

Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısını tartışmaya hazırlanırken, önümüzdeki siyasî fay hattı birden kırıldı. İki gündür başsavcının AK Parti'yi kapatma davasını konuşuyoruz. Kimi eski savcılar "ben olsam çoktan kapatma davası açardım" diye akıl verip duruyorlardı. Çıra yakıp oynuyor olmalılar... "Türk halkı depremlere alışmak ve depremlerle yaşamak zorunda" diyenler bunu mu kastediyorlar yoksa? Siyaset bir türlü durulmuyor. Demokratik yoldan, seçilerek gelen siyasî iktidarların, bürokratik yoldan atanarak gelenler tarafından zora sokulması yeni oluyor değil. Altmış yıla demokrasiyle, hukuk devletiyle bağdaştırılamayacak kaç darbe, nice muhtıra sıkıştırdık. Bilimcilerden zorba yorumlar, yargıdan şaşırtan, parmak ısırtan ne kararlar gördük... Son "yargı muhtırası" siyasette bir kırılma ise, CHP'nin baş örtüsünü Anayasa Mahkemesine götürmesi, rektörlerin cüppeleri ile Anıtkabir'de toplanması, Danıştay başsavcısının milleti mahkûm ettiği 27 Mayıs darbesini "devrim" diye övmesi bu sarsıntının "öncüleri" olmalı... Bugünden itibaren yargı süreci başlıyor. Artık "artçıları" izleyeceğiz. Bir de dövizde, faizde, yabancı sermaye girişinde/kaçışında, enflasyonda, iktisadın dengelerinde olacak sapmalara ve doğacak tahribata bakacağız. "Sorumsuz" bir cumhurbaşkanının olmadık zamanda anayasa kitapçığını fırlatarak 2001'de ekonomiyi nasıl çökerttiğini unutmadık. Onun için İMKB endeksini ve temel göstergeleri dikkatle izlemeliyiz derim... Demokrasiden, özgürlükten yana tavır koyma zamanı "Barış zamanında askerin binlerce manevrasının pek önemi yok. Ama savaş zamanı ufacık bir hareketin anlamı çok" kelâm-ı kibârı bugüne ışık tutuyor. Baharda, gülistanda renk ve çiçek yumakları sergilemek sıradan bir şey, Oysa kara kışta, zemheride bir tomurcuğun boynunu uzatması, tek çiçeğin gözünü kırpması büyük olay... Mecliste dört partinin grubu var. Yüzde altmışı temsil eden ikisi hakkında kapatma davası sürüyor! Buna demokrasi diyebilir misiniz? Ve millet iradesi ile bağdaştırabilir misiniz? AK Parti tepkisini verdi. "Milletin verdiği yetkiye sahip çıkacağım" dedi. Biz de reylerimize sahip çıkmalıyız. Siyasî partiler, yazarlar, çizerler, sivil toplum örgütleri, toplumun her kesiminden insanlar hep birlikte açık, anlaşılır ve gür sesle demokratik tavrımızı ortaya koymalı, "yargıçlar devleti"ne değil, "hukuk devletine" sahip çıkmalıyız...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.