En büyük düşman!

9 Haziran 2023’te Merkez Bankası'nın net rezervleri eksi 5,7 milyar dolarla tarihî düşük seviyeye gerilemişti. Brüt rezervler 99,8 milyar dolar olmuştu. Swap hariç net rezervler eksi 60 milyar dolara ulaşmıştı. Yerli yatırımcıların (vatandaş-şirket) döviz hesapları toplamı 174 milyar dolar olmuş Kur Korumalı Mevduatlar 2 trilyon 576 milyar liraya tırmanmıştı. Bugün itibarıyla brüt rezervler 146 milyar 152 milyon dolar, net rezervler 47,5 milyar dolar. Swap hariç net rezervler arttı 5,9 milyar dolar oldu.

 

Peki ne oldu da resim 180 derece değişti? 1 yıl önce 8,25 olan politika faizi %50’ye çıkarıldı. Faiz zirve yapınca, TL güçlendi, yabancı yatırımcılar Türk tahvilleri ve hisse senetlerine hücum etti. Bakmayın siz iki haftadan beri yabancıların hisse satışına! Şu anda 39,5 milyar dolarlık hisse stokları var. 11 haftadan beri sürekli tahvil alıyorlar. Peki yüksek faiz ortamı Türkiye’nin büyüme hızını olumsuz etkiledi mi? 

 

Hayır tam tersi. Türkiye ekonomisi 2023’ün tamamında tüm AB ülkelerini geride bırakarak %4,5 büyüdü. 2024 yılının ilk çeyreğinde, devam eden parasal sıkılaştırmaya rağmen hane halkı tüketimi etkisiyle hızlı büyüdü. Yılın ilk çeyreğinde büyüme yüzde 5,7 ile tahminlerin üzerinde gerçekleşti. Büyümeye en yüksek katkı 5,5 puanla tüketimden geldi. Net ihracatın uzun süre sonra pozitif etkisi görüldü. Peki mademki, elimizde çok güçlü bir faiz silahı vardı. Bunu niye daha önce kullanmadık. O zaman şartlar uygun değildi. Yerli yatırımcılar geçen hafta 1,8 milyar dolar daha sattı. Türk lirasının yabancı paralar karşısında değer kazanması büyük önem taşıyor. Böylece hem fiyat artışlarının önüne geçiliyor hem vatandaşın cebindeki paranın satın alma gücü arttığı için daha rahat harcama yapıyor. 

 

ABD bugün dünyadaki hükümranlığını dolar sayesinde yürütüyor. Karşılıksız bastığı dolarlarla her şeyi satın alıyor. Yani kâğıt veriyor, emek, ürün, teknoloji aklınıza ne gelirse her şeyi satın alıyor. Bütün anlaşmalar, emtia fiyatları, ülke borçları-alacakları, dolarla tespit edildiği için ister istemez yoğun talep görüyor. Bu yüzden değeri düşüp artıyor. Oysa tamamen köpük!..

 

İşte doların dünya ticaretindeki payını azaltmak ve gelişmekte olan ülkelerin uluslararası konularda daha çok söz sahibi olmasını isteyen Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin 2006'da "BRICS" grubunu kurdu. Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri de 1 Ocak'ta BRICS'e katıldı. Grubun bünyesindeki ülkelerin toplam nüfusu 3,5 milyar. Bir başka deyişle dünya nüfusunun yüzde 45'i. BRICS ülkelerinin ekonomilerinin toplam büyüklüğü 28,5 trilyon dolar. Dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 28'ine tekabül ediyor. BRICS dolara karşı kurulmuş bir birliktir. Yerel para birimleriyle ticaret yapmaktadır. Türkiye’nin BRICS’e üye olma girişimi ABD’nin Ankara Büyükelçisi Flake’i çok rahatsız etti. Bunun üzerine ABD Dışişleri birdenbire F-16’ların satışına onay verdi, imzalar atıldı. Rusya’daki BRICS toplantısında katılan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Türkiye BRICS'e katılmak istiyor... Rusya: Memnuniyetle karşılıyoruz, dedi.

 

Türkiye AB’ye aday ülke ama bizi aralarına almamak için 61 yıldan beri sürekli önümüze engel çıkarıyorlar. BRICS’e girersek hem Avrupa’nın hegemonyasından hem ekonominin en büyük düşmanı dolar belasından, kurtuluruz. Hem de ticarette görülmemiş kazançlar elde ederiz.

 

Bugün 61,46 TL olan TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru 100 seviyesini aşar. Paramız gerçek değerine kavuşur, hayat pahalılığı sona erer, enflasyonu defterden sileriz...

 

.....

 

NOT: KIYMETLİ OKUYUCULARIMIN MÜBAREK KURBAN BAYRAMI'NI TEBRİK EDİYOR, SAĞLIK VE HUZUR İÇİNDE NİCELERİNE KAVUŞMALARINI DİLİYORUM...