Program tarih yazdı

Uluslararası kredi kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin notunu 11 yıl aradan sonra ilk defa iki kademe birden yükseltti, B3'ten B1 seviyesine çıkardı. Fitch ve S&P ile arasındaki farkı kapattı. Hükûmetin uyguladığı ekonomik programın onayı açısından bu karar çok önemli. Görünümün pozitif olması not artışlarının devam edeceğini gösteriyor. Ama bizi üzen gelişme, B1 kredi notu ile Türkiye’nin; Bangladeş, Kosta Rika, Arnavutluk, Bahamalar, Honduras, Namibya, Jamaika, Benin, Fiji, Karadağ, Tanzanya ile aynı safta gösterilmesi!.. Yunanistan ve Fas bile bizden 2 kademe yukarıda.

 

Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke sınıfına yükselmesi için kredi notunun 4 kademe artarak Baa3 düzeyine çıkması lazım. Moody’s, tamamen ABD kuruluşu bir şirket. Aldığı kararlarda ekonomik olduğu kadar siyasi gelişmelerin de büyük payı var. Önemli bir not aktarayım, Moody’s’in 2008 yılında yaşanan büyük ekonomik kriz öncesinde AAA (en yüksek not) reyting verdikleri yatırım bankaları ABD’de çöküşün eşiğine gelmişti.

 

Moody’s diyor ki: Enflasyon ve iç talepte ılımlılaşma başlamasıyla gelecek aylarda enflasyonist baskıların azalacağına dair güvenimiz arttı. "Ortodoks para politikası"na kararlı ve giderek daha iyi yerleşen geri dönüş var… Faizlerin yükseltilmesi Türkiye’nin dış kırılganlığını önemli ölçüde azalttı. Not artışı sonrası ülkenin şu anda 252 olan risk primi (CDS) kısa sürede 216 seviyesine inecek. Hazinenin ve bankaların yurt dışından yaptıkları borçlanma maliyetleri azalacak. Global yatırımcıların güveni artacak, portföy ve doğrudan yatırım kararlarını rahatlıkla alacaklar. Bankalar, büyük holdingler düşük faizle yabancı sermayeye daha kolay ulaşacak. Not kararı borsaya yarayacak özellikle bankalar kredi maliyetleri açısından daha düşük rakamlara muhatap olunca kârlarını artıracaklar hisse değerleri yukarı gidecek… Böylece sermaye ve fon akışının yoğunlaşması için çok büyük bir destek sağlanmış oldu... 

 

Şimdi hedef ülkemizin yatırım yapılabilir notuna kavuşması hükûmetin güçlü bir reform sürecini başlatmasıdır... Önümüzde uzun bir yol var. Bu demek oluyor ki, ABD ile ilişkiler sürekli iyileşme potasında kalacak. Ve yıl sonuna kadar yüksek faiz ortamında kalmayı sürdüreceğiz. Türkiye Trump'la yarıştan kaçan Biden'dan daha sıcak iş birliğine gidecektir. Ekonomide kazanılan bu büyük başarı tesadüf değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurduğu sistem uluslararası alanda kabul gördü. Kredi notlarındaki artış devam edecek. 6 Eylül’de Fitch ve 1 Kasım’da S&P’nin not kararı var. Not artırımı sermaye girişini hızlandırır. Sermaye girişinin olduğu ortamda ne kur ne enflasyon ne de cari açık problemi kalır. Hazinenin ve şirketlerin borçlanma yükü azalır, ülke büyümesine olumlu katkı sağlar...

 

1 yılda ekonomide tarih yazıldı, dünya şapka çıkarıyor, ama hâlâ ülke ekonomisini kötü göstermek için İstanbul’daki hayatın Londra’dan pahalı olduğunu söyleyenler var. Onları oraya göndermek lazım...