Yılmaz Özüak, Galatasaray'dır!.. Frank Rijkaard, Galatasaray'a yabancılaşmaktır!.. Sen Frank Rijkaard'ı tut, Yılmaz Özüak'ı at!.. İşte, "Galatasaray başkanıyım" diyen Adnan Polat!.. Dile kolay tam 60 yıldır "sporcu ve daha sonra antrenör, teknik direktör ve şube kaptanı olarak" sarı-kırmızılı renklere bir ömür adayan "anıt adamdır" Yılmaz Özüak!.. Faal sporculuğu "geçilmez rekortmen yüzücü olarak" bıraktıktan sonra, tam 41 yıl yüzlerce "şampiyon ve rekortmen" yüzücü, binlerce sporcu yetiştirmiştir, Galatasaray'a ve ay-yıldızlı formaya!.. "Basketboldan gelen" Faruk Süren'in başkanlığından beri, Galatasaray'ı "bir futbol kulübü yapma eğilimi", ne yazık ki "basketbolda Galatasaray ve milli takım forması giymiş" Özhan Canaydın zamanında da devam etmiş ve Galatasaray "salon sporlarında, 'amatör' denilen atletizm başta diğer sporlarda Fenerbahçe'nin arkasında kalmaya ve de ara giderek açılmaya başlamıştır!.." "Yılmaz Özüak operasyonu" ile şimdi "erozyon" sırasının "yüzme başta" su sporlarına geldiği anlaşılmaktadır!.. "Ferdi sporla, takım sporunun farklı olduğunu" anlamaz görünen bir zihniyetin "21'inci asırda Galatasaray'ı yönetmesindeki talihsizliktir", Yılmaz Özüak operasyonu!.. "Sutopu ile yüzmeyi aynı spor zanneden" zihniyeti "reddettiği" ve "karşı koyduğu için" Yılmaz Özüak, 1950'li yıllarda girdiği sarı-kırmızılı kapının "önüne konmuştur!.." Ne garip ve acı bir tesadüftür ki; Adnan Polat, Yılmaz Özüak'ın "Galatasaray'ın büyükler yüzme takımında forma giymeye başladığı yıl" doğmuştur!.. Polat'a sorulacak soru şudur; "Galatasaray'dan, Galatasaraylılığı ve Galatasaraylı 'anıt adamları' tasfiye etmek mi niyetiniz?" Galatasaray Tarihi'nin "sporcu olarak" 10 anıt adamından "ikisi olan" Yılmaz Özüak ve Hakan Şükür'e Adnan Polat'ın son iki yılda reva gördüğü "kabul edilemez" muamele tesadüf müdür?.. "Anıt adamları" kapının önüne koyarken, "yenilmez armadalar" şubesini "sahtecilik yapan" insanlarla doldurması tesadüf müdür?.. Ne hikmetse, bir türlü "vazgeçilemeyen" Adnan Sezgin'in "devlet arşivlerinde duran" bazı iddialardan "hiç olmazsa, Galatasaraylıları tatmin edecek ölçüde" aklanmadan "hâlâ baş tacı edilmesi" tesadüf müdür?.. Söz "vazgeçilmez" adamdan açılmışken, devam edeyim: Uzun bir süredir, Türk Milli Futbol Takımlarının da sponsorlarından olan Coca Cola sponsorluğunda yapılan ve "büyük turnuvalar vesilesiyle dünyanın dört bir tarafından 14 - 16 yaş grupları arasındaki geleceğin yıldızlarını bir araya toplayan" bir organizasyon var. "Geleceğin Yıldızları", bu yıl da Güney Afrika'da yapılacak Dünya Şampiyonası sırasında, hem maçları seyretmek, hem de oraya gelecek dünyanın en ünlü teknik adamlarının verecekleri konferansları ve yaptıracağı idmanları izlemek, dahası mümkün olursa bir-iki tanesi ile idman yapmak fırsatına kavuşacaklar. Türkiye'de de "bu gezi organizasyonu için" Türkiye Akademi Ligi'nden seçilmiş 14-16 yaş grubundan futbolcular var ve aralarında üç tane de Galatasaraylı bulunuyor. Şimdi Adnan Polat'a soruyorum: Adnan Sezgin, "hayatlarında bir daha ellerine böyle bir fırsatın geçmesi zor olan" ve "haftalardır rüyalarına giren" böyle bir gezi için, resmi olarak "Bizim sponsorumuz var, Galatasaray büyük kulüptür, o gerek görürse futbolcularını Dünya Şampiyonası'nı izlemeye gönderir, Coca Cola'ya ihtiyacı yok" diyerek, ama asıl "Coca Cola, GSTV'ye sponsor olmuyor, reklâm vermiyor" gerekçesiyle "3 genç Galatasaraylı futbolcuya izin vermemiş"; doğru mu? Doğru ise "tek başına böyle bir kararı verme yetkisi" var mı?.. (İşin daha da garibi, Futbol Federasyonu da bu keyfi pervasızlığı nasıl görmezlikten, duymazlıktan ve "asıl önemlisi" bildiği hâlde bilmezlikten geliyor?) Anlaşılıyor ki, "sorulması gereken" asıl soru ve "sorgulanması gereken" asıl sorun şu; "Galatasaray'ı kimler ve nasıl yönetiyor?.." Gerisi teferruat!..