Süper Lig’in yedi haftası kaldı… Galatasaray, Fenerbahçe’nin 3 puan önünde ve “averaj” avantajı da var. Sarı kırmızılı taraftarlar, “Şampiyonluk bizim” diyebiliyorlar mı?..
Diyenler var ama “endişe içinde olanlar” da var… Dahası; “Galatasaray 4 puan kaybedebilir ama Fenerbahçe kalan maçların hepsini kazanabilecek mi?” diyenler de… Bu soruya “Zor” diyen Galatasaraylılar da çok…
TV ekranlarındaki ve de spor sayfalarındaki yorumculara bakıyorum; “Galatasaray artık şampiyonluğu vermez”” diyenler de var; “Fenerbahçe şansını hâlâ devam ettiriyor, son haftaya kadar da devam ettirecek” diyenler de…
Peki, “ben” ne diyorum; “Geçmişte ‘böyle bir fark yakalayan’ Galatasaray’ın şampiyonluğu Fenerbahçe’ye hediye etmesi”’ var ama “Bu defa aynı hatayı yapmaz; Fenerbahçe kalan maçlarını kazansa da, şampiyonluk kupasını sarı kırmızılı takım müzesine götürecektir.”
Galatasaray; ligde bugüne kadar oynadığı 29 maçın 87 puanından 74’ünü almış…
Kalan yedi maçın 21 puanından 4’ünü kaybetmesi mümkün ama, bu yedi maçtan “bir mağlubiyet ya da bir beraberlikten fazlasına izin vermesi” zor görünüyor; 29 maçta 16 puan kaybeden Fenerbahçe’nin yedi maçın yedisini de kazanması daha zor!..
“Şampiyonlar Ligi’ne katılma yarışında, Galatasaray daha “şanslı” görünürken, Fenerbahçe “ikinci olsa” da şansı devam edecek…
“Avrupa kupalarına katılma mücadelesi” yapan Beşiktaş’ın işi ise çok daha zor… Samsunspor ve Eyüpspor var önünde…
Hele, “saha içi endişesi sürerken”, Divan Kurulu toplantısında zirve seviyesinde olanlar, siyah beyazlı camiayı çok daha fazla üzdü.
Divan Başkanı, “yumrukladığı” eski başkan için “Beni tahrik etti” diyor ama “tahrik etmiş olsa” dahi, DivanKurulu Başkanı’nın “yumrukla cevap vermesi” kabul edilemez.
Yetki, Kurul Başkanı olarak onun elinde; “Bu üslupta devam etmeyiniz” ikazını yapar, devamı hâlinde de mikrofonun sesini kapatır. Hatta “salondan çıkarma” yetkisini bile kullanabilir!..
Aslında “zor durumda olan” iki kurul daha var; Yönetim Kurulu ve Disiplin Kurulu… “Tüzük çok açık”; olayda noktayı Disiplin Kurulunun koyması lazım; ama nasıl?..Bakınız, yazımda “bu olayın içinde olanlardan “tek kişinin adını” yazmadım; ama Beşiktaş tarihi yazacaktır…
Öcal Uluç'un önceki yazıları...