Hiddink farkı!..

A -
A +

Öyle ya da böyle "bizim ve bizim gibi bir çok ülke takımının olmadığı" Dünya Kupası Finalleri'ne giden Honduras'ı küçümsüyor, dahası, "Federasyonu böyle bir takım bulduğu için alkışlamak gerek, cinliğine pes doğrusu" anlamına gelen satırlar yazıp dalga geçmeye bile kalkışıyoruz. Aslında "Honduras'ı küçümserken", Honduras'ı 2-0 yenen "Türk Milli Takımı'nı küçümsediğimizin" farkında değiliz!.. Tıpkı, "Bunca Türk hoca varken, neden Hiddink'i getirirdik" diye sormaya devam eden meslektaşlarımın, "bunca" Türk Hoca'nın, "bunca yıl", ortaya "Honduras'ın gittiği Dünya Kupası Finalleri'ne gidemeyen bir Türk Milli Takımı'ndan", dahası "bir türlü ortaya çıkarılamayan" bir "Türk Futbol ekolünden", dahası "istikrarın i'sini bile yakalayamayan" bir "teknik adamlık bankamızdan" birinci derece sorumlu olduklarını da unutuyor, aklımıza getirmiyoruz!.. Aklımıza getirmediğimiz bir başka şey de, "Türk Hocaların en iyileri, en kariyerlileri olan" Fatih Terimler, Mustafa Denizliler, Şenol Güneşler, Ersun Yanallar için daha dünlerde, hatta bugünlerde neler yazdıklarımız, neler söylediklerimiz?!. İçlerinde arkalarına "teneke bağlamayıp", dahası "Artık git be adam" demeye getirmediğimiz bir tane istisnası var mı, yukarda saydıklarımın?.. "Onlara", hem de defalarca "bunu yapan" bizler, şimdi tutturmuşuz; "Yılmaz Vurallar, Ertuğrul Sağlamlar, Abdullah Avcılar, Tolunay Kafkaslar neden getirilmiyor?.." Daha geldikleri günden itibaren, "yazmadığımızı, çizmediğimizi, konuşmadığımızı bırakmayacak olduğumuz" bu hocaların "Milli Takımın başında kaç ay kalabileceğini" tahmin etmeyen, bilmeyen var mı, Allah aşkına?.. Hele "bir iki özel ve resmi maçta alınacak kötü sonucun", hocamızı da, milli takımımızı da "nasıl acımasız eleştirilerimiz", hatta "hakaretlerimiz" ile karşı karşıya bırakacağımızı hiç düşünmüyor muyuz?.. Geriye dönüp bakalım, benim hatırladığım kadarıyla, rahmetli Gündüz Kılıç'lardan, Sabri Kiraz'lardan bugüne "biz ve tutumumuz değiştik mi hiç?.." Bir yandan "Avrupa Birliği" tutkusuyla yanıyoruz, bir yandan hâlâ "Hiddink yabancı, biz yerli istiyoruz" diye kampanya açıyoruz!.. Hiddink, bütün futbol dünyasının "saygı duyduğu", kariyeri de, karizması da olan "değerli" bir hocadır; Türk Milli Takımı'nın başına "böyle bir dönemde getirilmesi" son derece önemli ve olumlu bir adımdır!.. Başarılı olur ya da olmaz; o konunun başka bir tarafı; o tarafı yaşayacak ve göreceğiz!.. Ama her hâl- ü kârda, "doğru bir seçimdir!.." Hiç olmazsa, mesela Yılmaz Vural gibi, bir meslektaşı (Daum) hakkında "son derece çirkin sözler" etmeyecektir; hiç olmazsa, Abdullah Avcı gibi, "Fenerbahçe'den puan alabilmek için, bütün bir maç boyu 2.5 akın yapılabilen bir anti futbolu oynamaları" konusunda oyuncularına "taktik ve talimat" vermeyecektir!.. "Hiç olmazsa" diyorum, aslında "işin esasını" söylüyorum; "zihniyet" farkını!.. Türk futbolundaki hocalarımızın "eksik yanlarını" ortaya koyan örneklerdir; bu verdiğim iki örnek: Yılmaz Vural "öyle" konuşur, ama "Abdullah Avcı gibi futbol oynatmaz!.." Abdullah Avcı "öyle" oynatır ama "Yılmaz Vural gibi konuşmaz!.." Hiddink, hem "Yılmaz Vural gibi konuşmaz", hem de "Abdullah Avcı gibi futbol oynatmaz!.." Fark burada!.. Ve Türk Futbolu'na da "çok geç kalmış" olmakla birlikte, "bu farkı getirecek ve yerleştirecek hocalar gerek; yerli olmuş, yabancı olmuş fark etmez"; bilmem ki, "anti Hiddinkçi" sevgili meslektaşlarıma anlatabiliyor muyum?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.