Türkiye'nin dört bir yanında "belediyecilik ve belediye hizmetleri" konusunda herkese "örnek" gösterilen Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, "hiçbir spor insanın kabul edemeyeceği, sindiremeyeceği" bir açıklama ile gündeme damgasını vurdu; o konudaki görüşlerimi yarın "Uluçmarket'te yazacağım"; bugünkü değinmem, başka bir "gerçek" için!.. Özhaseki, Kayserispor-Galatasaray maçından sonraki açıklamalarıyla ortaya koydu ki; "Kral artık çıplak!.." Kim o "çıplak olan" kral; Merkez Hakem Komitesi Başkanı Oğuz Sarvan!.. Sarvan, "göreve gelir gelmez" satırı eline alıp ve de "hiçbir gerekçe göstermeden" yaptığı infazlar için ne demişti; "Biz beraber çalışamayacağımız arkadaşlarla yollarımızı ayırdık, onlar aslında iyi arkadaşlardır, temiz arkadaşlardır ama bizim sistemimize, prensiplerimize uymayacaklarını düşündük, yetkimizi kullandık!.." Bitmedi, Sarvan'a soruluyordu; "Efendim bazı kulüpler liste vermiş ve isim isim istememiş bu arkadaşları, ondan tasfiye etmişsiniz?.." Cevabı net ve kısa oluyordu; "Bize kimse baskı yapamaz, biz kimseye boyun eğmeyiz, kimse bize isim veremez, vermeye cesaret edemez. Bundan böyle hiçbir hakemin geleceği, bir yöneticinin iki dudağı arasında olmayacak!.." Peki, geçen haftanın sonunda Özhaseki ne dedi; "Bir hakem, Fenerbahçe maçında bizimle uğraştı. Haksızlık yaptı... Onun düdüğünü ve formasını duvara astırdık Allah'a şükür! Bu çirkinlikler sürerse, daha çok düdüğünü astıracağımız adam çıkar." Kimdi Özhaseki'nin sözünü ettiği adam; Hakan Sivriservi!.. Peki, rahmetli Hasan Doğan'ın Futbol Federasyonu Başkanlığı döneminde, Merkez Hakem Komitesi Başkanı Oğuz Sarvan'ın sebep göstermeden (Hâlâ gösteremiyor) ve de 'tek' maç bile vermeden tasfiye ettiği hakemler içinde kim vardı; Hakan Sivriselvi!.. Özhaseki'nin geçen haftanın sonunda "Kral artık çıplak" dediği günden beri, sesi sedası çıkamayan kim; Oğuz Sarvan!.. İlk yarıdaki Fenerbahçe ile İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçlarında "aynı hakemin çok eleştirilen kararları ile" puanlar alan Kayserispor'un, kendisini, komitesini, hakemlerini TV ekranlarında, gazete sayfalarında adeta paspas eden "onursal" başkanına cevap olarak "Bunları bile hatırlatamayan" bir MHK Başkanı'na "bundan sonra", hangi hakem, nasıl güvenecek de "sahada tarafsız düdük çalacak" ve de "Sıra bana ne zaman gelecek" diye düşünmeyecek, söyler misiniz bana?.. Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği'nin bildirisindeki şu sözlerde en ufak bir haksızlık var mı; "Hakemlerimiz hiçbir dönemde bu kadar sahipsiz bırakılmamış, iradeleri dışında pazarlık aracı olarak kullanılmamıştır." Bundan sonraki sözüm, bugünün "bütün" faal hakemlerine: Hatırlayın, "hak aramak ve kendilerine yapılan gerekçesiz infazın sebebini sormak için" MHK'nın düzenlediği seminere geldiklerinde, kendilerine "yapılmadık kötü muamele kalmayan" eski arkadaşlarınıza, "salona girdiklerinde çil yavrusu gibi kapılara hücum edip kaçtığınız" ve "yapayalnız" bıraktığız "o" arkadaşlara, şimdi "birer-ikişer" sizlerin de ekleneceği açık açık söylendi; "kısa vadeli, orta vadeli dinlendirmelerin, yakında düdük astırmalara kadar gideceğini", Özhaseki Başkan'ın ağzından öğrenmiş oldunuz; bilmem ki, şimdi ne düşünüyorsunuz?.. Sizi böldüler, parçaladılar ve işin sonuna gelindi; o gün "onlara kıyanlar", sanıyor musunuz ki, bugünlerde ve yarınlarda sizlere kıymayacaklar?.. Kulüpler arenasının ortasına aslanların önüne atılmış, silâhsız gladyatörler gibisiniz, tribünlerde kulüp aidiyetçi ve tetikçi bir yığın futbol yorumcusu, yönetici, taraftar var, Şeref Locası'nda yumruklarını sıkmış, baş parmaklarını yere doğru çevirmiş anlı ve de şanlı başkanlar oturuyor, tribün altında sizlerin arenaya itildiğiniz parmaklı kapının arkasında sesleri solukları kesilmiş Merkez Hakem Komitesi Başkanı ve üyeleri sizlerden arta kalanları toplamak için bekleşiyor; sizler o arenada "tarafsız maç yöneteceksiniz" öyle mi?.. Acıyorum hepinize, hiç biriniz ama hiç biriniz "bu tabloyu hak etmiyorsunuz"; tıpkı daha önce infaz edilenler gibi!.. Zira, içinizdeki "en art niyetliler" bile, adı "Şeref" olanı da dahil, o tribünlerde oturan "kulüp aidiyetçileri kadar" art niyetli olamaz!.. 55 yıldır, kulüpleri de, onları yönetenleri de, federasyonları da, onları yönetenleri de, hakemleri de, onları yönetenleri de, iyi hem de çok iyi tanıyorum; tabii yorumcuların çoğunu da!.. Bu tablo herkese ibret ve ders olsun; özellikle de "hakem" ve "federasyon" yöneticilerine; "İnsanı kullanırlar, kullanırlar ve işleri bitince ya da bekledikleri şekilde hep boyun eğmeyince, gözlerini kırpmadan çırılçıplak ortada bırakırlar!.." Hadi, itiraz edin bakalım!..