Tüy üstüne tüy diken Başkan!..

A -
A +

Ali Turan - Çağlar Birinci - Mehmet Battal - Serdar Özkan - Musa Çağıran; bu futbolcular "transfer yapmadı, yapamadı" denilen Galatasaray'ın "yeni sezonda sahaya sürebileceği" oyuncular!.. Üstelik "Galatasaray transfer yapmadı, yapamadı" diyenleri "fena hâlde mahcûp edebilecek olan" oyuncular!.. Ne var ki, Galatasaray Futbol Takımı'nın başında "öyle bir hoca var" ki, şimdi ben çıkıp "bu futbolcular yeter de artar bile" desem ; beni "fena hâlde" mahcûp edebilir!.. Geçen sezonun sonunda "kendini temize çıkarmak için" bütün bir kadrosuna "kalitesiz" damgası vuran, darmadağın ettiği, aralarında sevgi - saygı ortamı bırakmadığı futbolcularını "paramparça edilmek üzere" seyircilerin önüne atan, "genç futbolculardan yana görünüp", mesela Trabzonsporlu Onur'un bir eşi olan "kaleci Ufuk'a üst üste 3-4 maçlık bir şansı bile tanımayan" bir Hoca; bazı maçlarda "göstermelik olarak sahaya sürdüğü" gençleri "nasıl harcadığını yakından gördüğümüz" bir Hoca!.. Hiç şaşmayın "İbrahimoviç'e benzetilen" Mehmet Battal'ı kulübede ve hatta tribünde eskitirse!.. Hiç şaşmayın Çağlar'ı Uğur'a benzetirse!.. Hiç şaşmayın Musa Çağıran'ı ara transferde "sıradan bir kiralık" hâline dönüştürürse!.. Hiç şaşırmayın Ali Turan'ı, "Emre Aşık'ın geçen sezonunun ikinci yarısındaki" durumuna düşürse!.. Hiç şaşırmayın Serdar Özkan'dan "kiralık" bir Aydın daha çıkarırsa!.. Yazın bir kenara bu satırlarımı, sezon ilerledikçe hatırlarsınız!.. Galatasaray adına temenni ederim ki, "inşallah" ben yanılırım ve Hoca'dan özür dilerim!.. Rijkaard'ın, Arda Turan, Mehmet Topal, Servet Çetin başta "yıldızlar" ile daha önemlisi "görev adamları" ile dolu bir kadroyu "ne hâle getirdiğini" bütün bir sarı-kırmızılı camia yaşayarak görmüşken, Galatasaray'ın, "göremeyen", pardon "görmek istemeyen" bir Başkan'a sahip olması, ne büyük talihsizlik!.. "Ne yaptığı, ne yapacağı, ne istediği, ne istemediği" bir türlü açık seçik belli olmayan, "yerden yere vurulan bazı transferler için" çıkıp da "Ben istedim, aldılar" bile diyemeyerek, "bütün sorumluluğun Haldun Üstünel'in üzerine yıkılmasını" gizli bir memnuniyetle seyreden Rijkaard'ın, "yanar döner hocalık görüntüsü" vermesinin baş sorumlusu ise Galatasaray Başkanı Adnan Polat!.. Polat, Rijkaard'ı korumak için, Galatasaray camiasına doğruları söylemedi, hâlâ da söylemiyor, söyleyemiyor!.. Rijkaard'ın geçen sezon, hem mevsim başında, hem ocak transferinde "kimleri istediğini, kimleri aldırdığını" bir sır gibi saklayan Adnan Polat, "Hoca'yı kurtarırken", Türk futbol tarihinin "en pahalı kadrosunu" göz göre göre ateşe attı!.. Ateşe attıklarından biri de, "Rijkaard'ı temize çıkarmak" için, "geçen sezon bekleneni veremeyen" transferlerin "bütün sorumluluğunu" üzerine yıkarak, bozuk para gibi harcadığı Galatasaray Asbaşkanı Haldun Üstünel oldu!.. Üstünel "öyle bir Galatasaraylı idi" ki, "zehir içti" ama "Kızılcık suyu" dedi, sesini sedasını çıkarmadı, Başkanını zor duruma düşürmedi!.. Ne var ki, Galatasaray tarihinde görülmemiş bir skandalın mahkûmu yapılmaya kalkışılınca artık dayanamadı!.. Galatasaray Başkanı, "futbol işlerinin yönetiminde" hem de "tek yetkili" olarak, "Galatasaray kongresinin seçtiği" ve yönetim kurulunun "asbaşkan" unvanına lâyık gördüğü bir kişinin, "yani kendisinin" üzerine, "kulübün maaşlı bir profesyonel çalışanını getirmeye kalkışınca" daha fazla tahammül edemedi ve Galatasaray'ı "tarihinde görülmemiş böylesine çirkin ve 'Galatasaray adına kabul edilemez' görüntüden kurtarmak için" istifasını verdi!.. Şimdi bütün Galatasaraylılara ve daha önemlisi "Haldun Üstünel'e oy veren" binlerce Galatasaray Genel Kurul üyesine soruyorum; Galatasaray Genel Kurulu'nun seçtiği "asbaşkan" Haldun Üstünel, Başkan Adnan Polat'ın seçtiği "maaşlı personel" Adnan Sezgin'in altında çalışacak; siz koca Galatasaray'ın getirildiği noktaya bakın; Adnan Polat'ın "sebebi bir türlü anlaşılamayan ve öğrenilemeyen Adnan Sezgin tutkusunun ortaya çıkardığı" bu çirkin tablo, "Galatasaray Genel Kurulu'na hakaret değil" de nedir?.. Bu tablo, "Galatasaray Genel Kurulu'nun tercihinin üzerine, Adnan Sezgin'i hem de meydan okuyarak koymak" değilse nedir?.. Haldun Üstünel'in "istifa ederek", kulübü de, Başkan'ı da, yönetimi de, genel kurulu da "tam bir skandal tablosunun içinden çekip çıkaran" bu "onurlu" adımına karşı, Adnan Polat'ın takındığı tavır ise yürekler acısı; TV'lerde, gazetelerde kıyamet kopar, yorumların, haberlerin onlarcası her gün kamuoyu önüne gelirken,hem de "mektubun bırakılmasından günler sonra" diyor ki, pardon diyebiliyor ki; "Masamın üzerine bırakmış zarfı, açıp okumadım, ne yazıyor bilmiyorum, çok yoruldu, biraz dinlensin bakalım!.." "Küçümsemeye" bakın siz; muhatabı sanki "Galatasaray Asbaşkanı" değil, "şirketinde maaşla çalışan" bir şube müdürü!.. Şimdi söyleyin bana sevgili okurlarım; asıl "dinlenmesi gereken", hem de "uzun bir süre" dinlenmesi gereken Galatasaray Başkanı Adnan Polat değil mi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.