Öncelikle, yeni yılın ülkem, milletim için huzur ve mutluluk dolu olarak geçmesini dilerim; sonra da elbette hem Uluç ve hem de Türkiye aileleri için, dahası dostlarım ve arkadaşlarım için; bitmedi; çok açıktır ki, spor camiamızın da, basın camiamızın da 2014 yılı için "benzer temennilere" çok ihtiyacı var!..
Yıllardır yılbaşı günkü yazılarıma "böylesine içten, böylesine yürekten ve adeta yakararak başlamamıştım"; ama 2013 "öyle bir yıl oldu" ki, işte "Bitti nihayet" diye derin bir "oh çekmek" gerçeğin ta kendisi!..
"Uğursuz" kelimesini hiç sevmem ve kullanmak istemem; ama "dün bile", 2013'ün son gününde gene bir cami avlusundan, bir değerli insanımızı, bir dostu cennete yolcu ettik; yazıma noktayı koyar koymaz İzmir'e, Hocazade Camii'ne doğru yola çıkacağım!..
Türk Sanat Müziği'ne besteci , koro şefi, hoca ve sanatçı olarak bütün bir ömrünü vermiş, Dr. Ayhan Sökmen'di aramızdan ebediyen ayrılan; 84 yaşındaydı ve musikimize yüzlerce öğrenci yetiştirmiş, İzmir Musiki Cemiyeti'nin, Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı ve İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korolarının kurulmasına öncülük edenler arasında yer almıştı; nur içinde yatsın!..
2013, "giden büyük değerlerimiz" bakımından çok insafsız davrandı bizlere, arkalarından çok gözyaşı döktük, inşallah 2014 "öyle olmaz"; olmasın!..
2013, "sporumuz açısından" da "parlak geçmedi"; geriye dönüp 365 güne baktığımda, "ne yılın sporcusu, ne yılın spor adamı" olarak "İşte bu" diyeceğim biri yok!..
Bunca para, bunca kızılca kıyamet, bunca emek, bunca nutuk ve yazı; sonuç, maalesef işte bu!..
Neden; zira, "sistem yok, nizam yok, intizam yok, doğru dürüst plan yok, program yok"; varsa yoksa "sen/ben kavgası", varsa yoksa "kulüpçülük", varsa yoksa "büyüklere bol bol masal anlatma" ve hüsran!..
Bakıyordum Dünya'ya, "yılın sporcusu olabilecek" yığınla aday vardı; insanı "Oyumu kime versem" diye düşünüp durduracak cinsten, "gerçek" adaylar!..
Ülkemizde çok tanınan futbolcular başta, sonra atletler, hemen arkalarında diğer spor branşlarının "süper" bir çok sporcusu var!..
Ben oyumu, "sporun en zor yarışmalarından birini kazanan" bisikletçi Christopher Froome'a veriyorum; Fransa Bisiklet Turu'nun "100'üncü yıl" galibine!..
Ve de elbette, "76 milyonluk" bir Türkiye'nin "neden böyle sporcular yetiştiremediğini" de sorgulamamız gerektiğine inanıyorum!..
Spor bakanlarımızdan , spor teşkilatımızın genel müdürlerine, federasyon başkanlarımıza ve de spor basınımıza kadar hepimizin "aynaya bakıp" kendi kendimize sormamız gerek; "Neden?.."
"Bir zamanlar" bizim de "Dünyada yılın sporcusu olabilecek sporcular yetiştirebileceğimize inancım" vardı; "Neden olmasın" diyebiliyordum; ama "şimdi" , ne inancım kaldı, ne de ümidim!..
Bir "yeni yıl" yazısını, daha da olumsuz cümlelerle doldurmamak için, "Neden böyle oldu" sorusunun cevabını, üç beş paragrafla da olsa yazmayacağım; zaten bilinmeyen şeyler değil, tekrarlanan, ezberlenen şeyler!..
"Dünden ve bugünden ders alarak" bebek adımlarıyla işe başlamak galiba alfabenin A'sı!..
Ama "yapacak olanlar" nerde?..