2052'ye belki!

A -
A +

Yıllardır "Olimpiyat yapacağız" nutukları atanlara kahkahalarla gülerdim; bu defa da "gülmekten kırıldım!." "Eskiden" hiç olmazsa, herhalde "rahmetli" Sinan Erdem'in ağırlığı ile "aday şehir" olabiliyorduk; 2012 için "aday şehir" bile olamadık ve "aday adayları elemesinde kalakaldık, bakakaldık!." Bakıyorum, "bu duruma" şaşıranlar var; spordan sorumlu Bakanımız şaşkın ve tepkili, Milli Olimpiyat Komitesi Başkanımız şaşkın ve tepkili.. Durumumuz o kadar acı ki, "bu işlerin içinde olan, gerçekleri bilen" bir Allah'ın kulu da çıkıp "Asıl elemeyi kazansaydık şaşırmamız lâzımdı, bu hâlimizle bize olimpiyat vermelerini nasıl bekleriz" demedi, diyemedi!.. Olayları gazete ve TV'lerden takip ederek, kameralarla karşılaştığında "kaleden kaleye şahin uçurmayı seven" Bakanımız'la, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin aday belirleme toplantıları öncesi, "kulis ve tanıtım için" o toplantıların yapıldığı yerlere gitmeyi "fuzuli sayan" belediye başkanımızla, İstanbulumuz'un ve ülkemizin "bugünkü durumu ile" olimpiyat adayı bile olamayacağımızı dünyaya "kendimiz" ilân etmiyor muyuz? Adamlar çıkıp deseler ki; "Kardeşim Bakanınız nerede, Belediye Başkanınız nerede? Biz bir şey soracak olsak geçerli ve gerçek cevabı alacağımız yetkilileriniz nerede? Siz kendiniz bu işe sahip çıkmıyorsunuz, bizden ne bekliyorsunuz?" Verecek cevabımız var mı? Aday olarak kabul ve ilân edilen Paris, New York, Londra, Moskova, Madrid'i bir yana bıraktım, "notlamada" bizle beraber "elenen" Leipzig, Rio de Janeiro ve Havana'dan "sadece Havana'yı geçebilmiş olmamız", ne durumda olduğumuzu göstermiyor mu? İşte "not" karnemiz: Alt yapı; sınıfta kalmışız... Ulaşım; sınıfta kalmışız... Güvenlik; sınıfta kalmışız... Spor tesisleri; "hâlâ" yolu, izi olmayan bir "fırtınalı tepe" görüntüsüyle ünlenen ve bu durumuyla "mesela atletizmde bir tane bile rekoru tescil edilemeyecek olan" Olimpiyat Stadı hariç, sınıfta kalmışız... Genel proje; sınıfta kalmışız... Finansman; rakiplerimizin gerisinde kalmışız... Konaklama; rakiplerimizin gerisinde kalmışız... Sportif deneyim; rakiplerimizin gerisinde kalmışız!.. "Sadece" Havana hariç... Eeee... "Bu durum devam ettiği sürece", bize neden ve nasıl olimpiyat adaylığı versinler; hele hele olimpiyat versinler? Vermeleri için, mesela Havana'nın, Bağdat'ın, Beyrut'un, Keşmir'in, Telaviv'in, Grozny'nin, Tiflis'in, Batum'un ya da "benzer" şehirlerin aday olmaları ve "bunlardan başkaca da adayın çıkmaması" gerekmiyor mu? Şaşırmışlar... Hadi, "bilgi edinmeden fikir vermeye" meraklı siyasetçilerimiz, gazetecilerimiz şaşırmış olabilir de, "benim şaşırdığım", Uluslararası Olimpiyat Komitesi İcra Kurulu'nun kararına Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Togay Bayatlı'nın da şaşırmış olması... Medyamızın ve sporumuzun "Evliya Çelebisi" olan ve dünyada görmedik yer bırakmayan Togay Başkan'ın, "Uluslararası Olimpiyat Komitesi İcra Kurulu'nun verdiği karara şaşırması" kadar şaşırtıcı bir başka şey olabilir mi? Anlıyorum ki, Bakanlarımız da, başkanlarımız da, bizler de "başka başka gerekçelerle" şaşırmaya daha uzun yıllar devam edeceğiz! Ne zamana kadar; "şaşırmadığımız günler gelene kadar!" Yani; "bize olimpiyat vermemelerinin gerçek sebeplerini anlayan ve bu sebepleri ortadan kaldıracak adımları ciddiyetle atmaya başlayan ilgili ve yetkililerimizin olacağı günlere kadar!.." İşte ancak "o zaman" bize olimpiyatı verirler!.. Bilmem ki, 2052 yılı erken olur mu?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.