3-0’ın cevap arayan soruları…

Sesli Dinle
A -
A +

Sevgili Müdür’üm Ercan Yıldız, Fenerbahçe-Galatasaray maçı yazısında enteresan bir vurgu yapmış; “Küçük maçların büyük hocası…”

 

Bu ifadeyi okuyunca, bugünkü yazımı “3-0’ın soruları” üzerine kurmayı düşündüm… İşte ortaya çıkan “sorular” tablosu…
Jesus için “Küçük maçların büyük hocası” dersek, acaba birileri de “Büyük maçların küçük hocası” da diyebilir mi? (Not: Takımı üç derbide gol bile atamamış…) 

 

“Kazandığı” Beşiktaş maçına “son şansı” uyarılarıyla çıkan, Fenerbahçe maçının önündeki üç karşılaşmada puan cetvelinin 19’uncu, 17’nci, 14’üncü sıralarındaki takımları “2-1 yenerken” taraftarına ekran başında ve tribünlerde ecel terleri döktüren Okan Buruk, Fenerbahçe Stadı’ndan Jesus’u nakavt ederek, ‘tarihî bir galibiyet’ ile çıkarken, “Galatasaray’da rüştünü ispat etmiş” oluyor mu?..

 

Soruyu bir adım daha ileriye götürelim; ufakta “yeni bir Fatih Terim” var mı?..

 

Spor medyamızın ve futbol ulemamızın, iki hocaya atfen, “3-0 sonrasında” yaptıkları ve imza yarışına çıktıkları “Kral öldü, yaşasın yeni kral” tablosu ne kadar gerçekçi ve ‘en azından sezon sonuna kadar’ sürebilir mi?..

 

3-0 sonrasında “tam tersini söyleyen” ve de “Şampiyon olacağız” diyen, Fenerbahçe Başkanı hayal mi görüyor?..
Fenerbahçe’deki başarısızlığı “hakemlere ve kaleci Altay’a ve Jesus’a yüklemek ile büyük hayal kırıklığına yol açan bu dönemin atlatılması” mümkün mü?..

 

Büyük vaatlerle girdiği seçimde büyük farkla seçilip “Haziran 2018’de” işbaşına gelen ama “vaatlerini bu güne kadar gerçekleştiremeyen” Ali Koç, camiadan, taraftarlardan, tribünlerden gelecek tepkilere ne kadar dayanabilir?..

 

“Aziz Yıldırım başkanlığa hazırlanıyor” haber ve iddiaları ne kadar doğru?.. 

 

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek ile “Galatasaray futbolunun patronu Galatasaray Sportif AŞ Başkan Vekili Erden Timur, “3-0’dan sonra “âdeta şampiyonluğu ilan ettiler”; doğru mu yaptılar?..
Okan Hoca “onlar gibi” düşünüyor mu?..

 

3-0; Galatasaray’ın “sezonun en güçlü ve en kaliteli kadrosuna sahip olduğunu” gösteriyor mu?

 

3-0’ın ilk 11’i açıklandığında “soyunma odasındaki oyuncular dâhil, şaşırmayan, ‘kendisinden başka’ kim” vardı, tribünlerde, ekran başlarında?

 

Okan Hoca, “ilk 11’de oynayacak Türk oyuncuların sayısını ‘her türlü eleştiriyi ve riski göze alıp 5’e 6’ya çıkaracak’ atakları cesaretle ve ısrarla yaparak, ‘yerlerini garanti gören’ ve kaçırdıkları gol fırsatlarında, yaptıkları hatalarda bile gülen” yabancıları… “İlk 11’ e girmek için kıyasıya bir rekabetin içinde sokmak” ile “Galatasaray hocalığında gerçek bir devrime imza atarken”, her türlü alkışı hak etmiş olmuyor mu?..

 

Evet, ben de “3-0 öncesi son 2-1’lik üç maç” konusunda, Okan Hoca’yı hem de ağır şekilde eleştirenlerdenim. Ya şimdi?..
Sezar’ın hakkı Sezar’a, helal olsun. Ama… Yerden yere vurulan kötü futbollu rakibin forvetlerinin, Muslera ile karşı karşıya kalıp kaçırdığı ve asıl Muslera’nın kurtardığı onca gol fırsatına ne demeliyiz?..
Ya Boey’in, Oliviera’nın, Mertens’in, Icardi’nin gördükleri “bol keseden” ve de çok haklı” sarı kartlara ne zaman ‘Dur’ denilecek, acaba; hem de aralarında “sarı kart cezaları yeni bitenler” olduğu” hâlde?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.