68 yıldır süren “spor yazma hayatımın en az 60 yılını ‘siyasetin, hükümetlerin spora, futbola karışmaması gerektiğini” savunarak geçirdim.
Üzülerek ifade etmem gerekir ki, bu 60 yıl içinde “siyaset spordan / futboldan elini çekmedi” ve… Çekmeyecek de…
Sonra, “profesyonellik yarışında” sistem tersine döndü…
“Türkiye’de futbolda siyaset işin içine girer. Bu yüzden UEFA VE FIFA futbolun özerk olması için çok hassastır ama bunun tam olamayacağını bilirler. Siyasetin futbola girmesinin asıl sebebi siyasetin futbola girmesi değil futbolun siyaseti çağırmasıdır. 4 büyük kulübün borcuna baktığımızda rakamlar ortada. Bu kadar borcun varsa ve bu borçlardan kurtulmak istiyorsan devlete gideceksin. Türkiye’de futbolun gelişme talebi yok. Eğer futbolun gelişme talebi olsaydı bununla ilgili bir sistem kurar Kulüpler Birliği ve MYK kendi markalarını büyütürlerdi ve ligi yönetirlerdi. Futbol dünyasının böyle bir talebi ve çalışması yok. Devletin de böyle çalışmaları olmaz. İşi gücü yok futbol ile mi uğraşacak?
Sen gidip oraya ‘Benim borcumu hallet, vergimi hallet’ diyerek devleti işin içine çekmeye çalışırsan o da girer. 30 senedir futbolun siyasetini takip ediyorum her zaman bu vardı.
Ne yazık ki, “büyüklerin borçlarına, onlarla aynı ligde oynayan Anadolu takımlarının da giderek büyüyen borçları eklenince” ve “Ankara’dan gelecek desteği müjdeyi kulüplerimiz ‘topyekûn beklemeye’ başlayınca”, siyaset - spor ikilisi birbirine kenetlendi, öylece de kaldı.
Bu kenetlenmeye “karşı çıkması gerekir” iken, “çağdaş dünyada ‘Yasama / Yürütme / Yargı güçlerinden sonra Dördüncü güç’ olarak kabul edilen” medyanın büyük bir ölümünü temsil eden “3 Büyüklerci” spor basınından da destek gelince…Olana bakın…
Son haftalarda, 14 Mayıs seçimlerinden önce, UEFA’lara, FFFA’lara rağmen, “Federasyon seçiminin yapılacağı Federasyon Genel Kurul toplantısına az bir zaman kala neler neler yazılıp geldi, “özet ile” anlatayım…
Neymiş, “Seçimlerde iktidar değişecekmiş… Yeni gelen iktidarla beraber Futbol Federasyonu Başkanı ve yönetimi ‘hemen’ değişecekmiş… Lale Orta saltanatı da bitecek ve hakem sorunu çözülecekmiş…”
Futbol Federasyonu Başkanı’nı “Sporu / futbolu bilmez, toptan anlamaz” olarak da niteleyen “bu zihniyet”, internete girip; “Mehmet Büyükekşi kimdir” diye yazıp, bir tıklasa… Onun, “sportif kariyerini” de görecek, “yönetimsel kariyerini de okuyup” çok şaşıracak ve “elini vicdanına koyarak ‘Galiba hata ettim, özür dilerim” diyecek” ama neredeee…
“Onlara göre” mesele, “3 Büyüklerin emrinde” bir Federasyonun iş başına gelmesi, gerisi lâfı güzaf…