Acımayanlara, acınır mı?

A -
A +

> Acımayanlara, acınır mı? "Çocuğa yazık oluyor!.." "Çocuğu kandırdılar; '3 ay' dediler, 10 ay verdiler!.." "Vah... Vah... Böyle bir çocuğa bu yapılır mı?.." Bunları hemen her gün orada burada duyuyorum... Gazetelerde okuyorum, TV ekranlarına kadar taşındığını da görüyorum!.. Hele hele yıllardır "Spor temiz kalmalıdır, fair play esastır" diye yazılar döktüren ve nutuklar atan ama bu defa "Konuşmasalar hiç ceza almazlardı, konuştular, bu cezalar verildi, bu insafsızlık, bu çocukları resmen aldattılar" diye "göz yaşı gösterisine çıkan" öyle "yorumcular" görüyorum ki; tam bir "fikri depresyon" içindeler!.. Hadi, "işin iç yüzünü bilmeyen" vatandaşlar "böyle" düşünebilir ve konuşabilir; ama "işin iç yüzünü bilen, bilmesi gereken" yazar - çizerler, gazeteciler, spor yazarları?.. Olacak şey değil!.. Spor - Toto'nun o zamanki müdürü Erdenay Oflas uyanmasa ve "İddaa oyununda Akçaabat - Kayserispor maçının tahtasını kapatmasa", Spor-Toto'nun, yani devletin, yani milletin "trilyonlarının dolandırılmış olacağı" bir olay var ortada!.. Bitmedi!.. Süper Lig'in "düşme hattında cehennemi bir mücadele varken", düşme mücadelesi veren ekiplerden "Kayserispor'a üç puanı hediye edecek" bir "bahis şikesinin kurgulanması var"; ortada!.. Oflas uyanmasa ve Akçaabat kalecisi Hakan "bahis şikesini açığa vurmasa", maçın "ilk yarısı Akçaabat'ın, sonucu Kayserispor'un galibiyeti ile bitecek", yani "İddaa'da 1 - 2 kombinasyonu tamamlanacak" ve "düşme hattındaki mücadelede" Kayserispor "ligde kalmayı garantileyecek!.." Bitmedi!.. "İddaa statüsüne göre", bahis kuponunun geçerlilik kazanması için "bir maç daha" gerek!.. Ve "o" maç da hazır; "Galatasaray - Trabzonspor!.." Dikkat ediniz; Ligin "o haftalarında" zirvede "3 takım Şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkı için", yani "ilk iki sıra için" amansız bir mücadele veriyor; Fenerbahçe - Galatasaray - Trabzonspor!.. "Galatasaray kazanırsa" hem Fenerbahçe ile şampiyonluk yarışında avantajlı duruma geçecek, hem de Trabzonspor'u ekarte ederek "Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkını garantileyecek"; yani Trabzonspor "Şampiyonlar Ligi'ne katılma hakkını kaybedecek!.." "Kurulan" bahis şikesinde ve oynanmak için bayie gönderilen bahis kuponunda "Galatasaray - Trabzonspor" maçı için ne yazıyor; "1 - 1!.." Yani, "hem ilk yarıda, hem maçta Galatasaray galip!.." Eldeki bilgi, belge ve itiraflara, Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu'nun gerekçeli kararına göre, "bu kurgunun" organizasyonunda , 'Arnavut Bahis Mafyası'nın maşası futbolcu Bushi ve "boşta gezer" Kenan Erol ile beraber en önde görünen kim; Gökdeniz!.. Gökdeniz "hangi" takımın oyuncusu; Trabzonspor'un!.. Evet, "insan" olarak, Milli Takım'a yükselmiş, gerçekten "futbol yıldızı" unvanını hak etmiş, "trilyonları transfer ayında bankadaki hesabına koyan" bir sporcunun "bu duruma düşmesine üzülmemek" elde değil!.. Ama, bir "spor insanı" olarak, ona acımak, onun için "Vah vah, onu aldattılar, yazık oldu" demek, spora yapılacak en büyük kötülüklerden biri!.. Sporun "doping ve tribün terörü ile birlikte" en büyük suçu ve belki de "onlardan da büyük suçu olan" şikeyi, ister adı "bahis şikesi olsun, ister şike" ki, bu durumda "her ikisi de var"; bunu organize edenlere, hele hele bu organizasyona karışan sporculara acınır mı?.. "Şampiyonlar Ligi hakkı için mücadele eden" bir takımı, hem de "kendi takımını", İddaa kuponlarına "mağlûp olacak" diye yazdıran bir "bahis şikesinin organizasyonunda rol almak, hem de önemli rollerden birini almak"; işte Gökdeniz'in yaptığı bu değil mi? Trabzonsporlular, "nasıl" Gökdeniz'i koruyabilir, ona sahip çıkabilir, inanabilir, güvenebilirler? Gökdeniz, Trabzonspor tarihinin "en büyük aldatmacasının baş rol oyuncusu" değil mi? Ya federasyon, bu futbolcuya nasıl sahip çıkabilir ve mesela artık ona "milli formayı emanet edebilir?" "Spor temiz olmalı ve kalmalıdır" diyenler, nasıl "ona ve bu olaya karışan sporculara acıyabilir?.." "Böyle" bir "kirli" kurguda yer ve rol alarak, "temiz kalması gereken" spora, devletin ve milletin trilyonlarına, kendi kulüplerine, düşmemek ya da şampiyon olmak için mücadele eden onca kulübe, bu kulüplerin yöneticilerine, teknik adamlarına, oyuncularına, taraftarlarına ve tabii "önce" de kendilerine, ailelerine, dost ve arkadaşlarına, mensup oldukları camiaya "acımayan" bu futbolculara "acımak" mümkün mü? "Doping maddesi içeren bir ilâcı aldı" diye "iki yıl" her türlü yarışmadan men edilen sporcular, hem de "çok ünlü sporcular", bu süre boyunca, sahalara, pistlere, podyumlara, salonlara adım atamazken, "şikeye, bahis şikesine karışanlara verilen" cezalar komik değil mi? Komik, hem de çok komik!.. Bu cezalar "nasıl" verildi ve "neden" komik; bunu da "yarınki Uluçmarket'te yazacağız!.."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.