Adnan Polat'a karşı koalisyon!..

A -
A +

Daha düne kadar "Galatasaray'ı da, takımı da, kendisini de küçük düşürdüğü ve alay konusu hâline getirdiği için" yerden yere vurulan ve "bir dakika bile Galatasaray'ın teknik direktörlük görevinde bırakılmamalıdır" denilen ve "bu görüşe uygun" çarşaf çarşaf yazılar yazılan Feldkamp, "kendi istifa edip gidince", birdenbire "bulunmaz Hint kumaşı" oldu!.. Vay efendim, "Futbolcular isyan etmiş" de, "Adnan Polat boyun eğip Feldkamp'ın kellesini almış" da, "Bu Galatasaray'a yakışır mıymış" da!.. İşin garibi, "Feldkamp gitsin" diyenlerle "Feldkamp kalsın" diyenler "bu defa" el ele!.. Polat "kangren olan" krizi bitirmek için ve "aklı başında herkesin istek ve beklentilerini karşılayan" bir "kördüğüm darbesi" ile "teknik direktörlük olayını çözmüş", ne yazık ki "hata olarak" sadece "Gidenin yerine 6 - 10 maçlık ya da gelecek yıllarda da devam edecek" bir teknik direktör getiremeyerek, "önemli" bir hata yapmış, el hak "bu konuda" eleştirilmeyi hak etmiştir, ama ondan ötesi; işte "orada" duralım ve düşünelim: Ligin ve kupanın şampiyonluk kapısının eşiğine bütün olumsuz şartlara rağmen gelmiş ve "şampiyon takımın ve Kupa galibinin futbolcuları" etiketleriyle tarihe geçme fırsatını yakalamış olan futbolcular da, "bu süreçte" elbette "takımda komik değişiklikler ve operasyonlar yapmaya başladığını ve iyice dağıttığını gösteren" bir teknik adamla "doğrudan" ilgili olan "kriz" konusunda görüşlerini söyleyecek ve düşüncelerini "krizi çözme çareleri arayan" yöneticilerine anlatacaklardır; bundan tabii ne olabilir?.. Kriz anında ortaya çıkması "çok normal olan" böyle bir tablonun "futbolcu isyanı" ve takımın da "Yeniçeri ocağı gibi gösterilmesi" kime ve ne yarar sağlayacaktır?.. Ortada ne isyan vardır, ne de Yeniçeri ocağı!.. Olanların "Galatasaray'a yakışmayan" bir yönü de yoktur!.. "Gerets döneminde alınan son şampiyonluk" ve "bunu başaran futbolcular" için destan yazanlar, şimdi neden futbolcuları "isyankâr" ve "kazan kaldıran yeniçeriler" olarak göstermektedirler?.. "Galatasaray'ın en zor döneminde" camiaya ümit veren bir kadro ve inançla göreve gelen bir yönetim, daha dün bir bugün iki, "bu kadar ağır ve haksız" eleştirileri, "özellikle" Galatasaray kanadından gelenleri hiç hak etmiyor!.. Yazık; "gazete haberlerinin ve bu haberlere dayalı yorumların nasıl yazıldığını bilenler" bile "isyancılar(!) ve takımı yeniçeri ocağına döndürenler(!) ile konuşmadan veryansın ediyorlarsa", gitti gider ve Galatasaray biter!.. Anlaşılan, "Adnan Polat takıntısı ve de korkusu" Fenerbahçe medyasını sarmala almış ve buna "Galatasaray medyasının önemli bir bölümü" de eklenmiş; "ortak" gazaları hayırlı olsun!.. Perhiz ve Turşu!.. Birer gün arayla gazetelerde yayınlanan iki haber: "Futbol Federasyonu 'hakem hataları' konusunda açıklamalar yapan kulüp başkan ve yöneticilerini sert şekilde uyarırken 'Kesin bir dille ifade etmeliyiz ki, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı ve yönetimi hakem atama işlerine ve hakemlik müessesine asla karışmadığı gibi bundan sonra da hiçbir zaman karış mayacaktır. Hakem atamaları ve hakem değerlendirmeleri Merkez Hakem Kurulu tarafından gerçekleştirilmektedir. Hiçbir güç MHK'ye bu konuda baskı uygulayamaz' dedi." Ertesi gün, Kayseri'den gelen haber: "Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı ve Kayserispor Onursal Başkanı Mehmet Özhaseki, 'Maçtan sonra Federasyon Başkanı Hasan Doğan beni aradı ve 'Ben başkan oldu ğum sürece bu adam bir daha maç yönetemez' diye bize söz verdi' dedi. Özhaseki, 'Bu adamın yönettiği karşılaşma alnına bir leke olarak oturacaktır ve o lekeyi bir daha silemeyecektir. Çocukları bile taşıyacaktır' diye konuştu. Bir: Hani "Futbol Federasyonu Başkanı ve yönetimi hakem atamalarına ve işlerine asla karışmazdı?.." İki: Futbol Federasyonu Başkanı, neden Kayserispor Büyükşehir Belediye Başkanı'nı arar?.. Üç: Futbol Federasyonu Başkanı'nın bir hakem için "bu adam" demeye hakkı var mıdır?.. Dört: Her zaman takdir ettiğim bir yerel yönetici ve spor adamı olan Kayserispor Belediye Başkanı'nın bugüne kadar hem dünya, hem Türk futbolunda "binlercesi yapılmış" bir hakem hatası konusunda o da "bu adam" diyerek işe "hakemin günahsız çocuklarını bile karıştırması" doğru mudur?.. Beş: "Kulüp başkanı ve yöneticisi olmayan" kişiler bile "böyle konuşursa" ve Federasyon ile Merkez Hakem Kurulu da "bu konuşmalara paralel operasyonlar yaparlarsa", söyler misiniz bana, Federasyonun "Hiçbir güç MHK'ye bu konuda baskı uygulayamaz" açıklamasına inanmamız mümkün müdür?.. RTÜK'e teklif!.. Sayın RTÜK Başkanı... Stop ... Pazar geceleri TV ekranlarında sabahlara kadar süren "futbol programlarını" özellikle iki yönden denetleyiniz... Stop... Bir; stüdyo kapılarında "alkol muayenesi" yaptırınız... Stop... İki; ahlâki açıdan mutlaka denetçi koyunuz... Stop... Öyle sözler söylenmeye başladı ki, "porno" dizilere lâyık... Stop... Önleyemeyecekseniz, sorumluları ekranlara mutlaka "+ 18 yaş" kısıtlaması işaretini koymaya mecbur ediniz... Stop... Bana inanmıyorsanız, her hafta bu programları yazan ve iğneleyen arkadaşları okuyunuz... Stop... Saygılar... Stop... Öcal Uluç... Stop... Farkı fark edin!.. Salı gecesi Chelsea - Fenerbahçe maçının Star TV'de naklen yayınının "anlatım ve yorum bölümü" içler acısı idi; sonunda TV'nin sesini kısmak zorunda kaldım; "bu kadar saçmayı dinleyerek maçın tadını kaçırmayayım" diye!.. Ama perşembe gecesi UEFA Kupası maçlarının Sky TV'de "anlatım ve yorum bölümü" insana bilgi ve keyif veren şekliyle alkışlanacak nitelikte idi!.. "Dozunda kalması gereken ölçüde hamaset yapmayı abartılmış pohpohçulukla yozlaştıranlar", bilmem ki izleyip "bir şeyler" öğrenebildiler mi?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.