Milli Takımımız, Avrupa Şampiyonası Finalleri'ne katılmak istiyorsa, "5 gün içinde art arda oynayacağı" Kazakistan ve Avusturya Milli maçlarından "6 puan çıkarmak zorunda", aksi hâlde, her şey maceraya ve şansa kalır!.. İşte o "beş günlük süreç" bu gece İstanbul'da başlıyor, Kazakistan maçı ile!.. Şimdi burada duralım ve "futbol ile ilgili sokaktaki çocukların bile bildiği bu şart için" Teknik Direktörümüz Guus Hiddink'in ne dediğine bakalım: "Bizim Avrupa iddiamız için Kazakistan ve Avusturya maçları çok önemli. Bu maçlarda puan kaybetmeye hiç tahammülümüz yok. Çünkü geride kalan maçlarda bu opsiyonu kullandık." Hımmm, demek ki, bu konuda "sokaktaki çocuk" ne diyorsa, "bizler" ne diyorsak, "Hocamız" da onu diyor, peki Hocamız "başka" ne diyor; "Beni kaygılandıran şey, takımın son 25 dakikada oyundan düşmeye başlaması. Avusturya ve Belçika maçlarında böyleydi. Kendimizi yenilemeliyiz." Elbette Hocamız, "bu saha içi soruna çare bulmak için" gerekeni yardımcıları ile beraber yapmıştır; sonucunu "maçlarda" göreceğiz!.. Peki, "bu kadar" mı?.. Bana göre ve benim gibi "çok kişiye göre", bir başka problem daha var, belki de "çözülmesi, saha içinde son 25 dakikada oyundan düşmekten çok daha zor olan" ve uzun yıllardır "çok defa" çözemediğimiz bir problem; "asıl çözüm bekleyen" problem: Ay-Yıldızlı ekibimiz, 1998 yılından bu yana, Dünya Kupası ile Avrupa Şampiyonası eleme grupları ve baraj müsabakalarında 29 defa uygulanan, "5 gün içinde 2 milli maç" sisteminde, iki maçı birden "sadece 7 defa kazanabilmiş", Milliler, "beş günde iki maç" serisinin 22'sinde mutlaka fire vermiş; Hocamız ve futbolcularımız, bu defa, bu problemi çözebilecekler mi?.. Üstelik şimdi bir de, futbolcularımızın önemli bir bölümünün üzerinde, "şike iddiaları ile ilgili olumsuz gelişmelerin getirdiği" moral çöküntüsünün yaptığı baskı var!.. Beş günün sonunda puan cetveline "6 puan" yazdırabilecek miyiz; normal şartlarda elbette "yazdıracağız"; zira Kazakistan'dan da, Avusturya'dan da, "futbol" olarak da "futbolcu" olarak da üstünüz; yeter ki sahada "takım" olarak da üstün olalım; bunda da görev Hocamıza, yardımcılarına ve futbolcularımıza düşüyor; kolay gelsin!..