"Sivasspor Teknik Direktörü Bülent Uygun, kendilerinin başarısını göremezlikten gelenleri ahmaklıkla suçladı. 3 büyük takım ile şampiyonluk mücadelesi veren kırmızı-beyazlı ekibin genç patronu medyadaki 'Sivasspor'un şampiyon olması zor' görüşleri ile ilgili açıklamada bulundu. Sivasspor'un büyük bir başarı elde ettiğini ifade eden Uygun 'Zamanında kendi köşelerinde yazılan yazının bir türlü gerçekleşmemesinden dolayı kaynaklanıyor bu tip düşünceler. Onları çok dikkate almıyorum. Bizi övmeyen, gerçekleri göstermeyen insanlar benim için çok fazla değerli değil. Sivasspor'un başarısını göremezlikten gelmek sadece kendi ahmaklığından başka bir şey değildir. 10 trilyon bütçe ile bu kadar güzel işler yapıyorsa, Anadolu'nun gönüllerin şampiyonu deniyorsa bu Sivasspor'un başarısıdır' dedi." Yukarıdaki haberi gazetelerde okuyunca, tüylerim diken diken oldu; bilmem ki, benim gibi "kaç" tane gazetecinin ve spor yazarının ya da yorumcunun tüyleri diken diken olmuştur; tepkilere bakıp, sayacağız!?.. Ve "asıl" Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanı'nın ve yöneticilerinin tüyleri diken diken oldu mu; bekleyelim ve görelim bakalım, ne yapacaklar?.. Bu yazının yazıldığı ana kadar 56 saat oldu; kimsede "tık" yok; hımmm "ahmaklık" genel bir tasvip gördü anlaşılan; utanç verici!.. "İmkân ve fırsat buldukça" hem yazılarımda, hem de TV ve radyo programlarımda, "Sivasspor'un geldiği noktadan ve devam ettirdiği başarı çizgisinden" olumlu bir şekilde bahsettiğim ve samimiyetle "Şampiyon olmalarını istiyorum" dediğimden, ben "ahmaklar içinde" yer almıyorum!.. "Almıyorum" ama, haftalarca "Biz şampiyon olamayız" diye tutturan bir "teknik direktörü", hem de "Neden olamazsınız, bal gibi olursunuz; bir bildiğin varsa açıkla" diye ısrar ettiğimizde susan bir hocayı hatırlayarak, "Bu ne perhiz, bu ne lâhana turşusu hocam" demekten de kendimizi alamıyoruz!.. "Eğer gerçekten bu sözleri söylemiş ise"; Bülent Uygun utanmalıdır!.. Ve her spor yazarı, her gazeteci, her yorumcu, "bu çok çirkin ayıbını onun yüzüne vurmalı", gereken dersi ona vermelidir; vermelidir ki, haddini bilsin!.. "Bir yere gelmek" elbette ki zordur; ama "o yerde kalmak" ve dahası "O yeri hak etmiş olmak" çok daha zordur!.. Sivasspor'un başarısı büyüktür ve elbette alkışlanmaya lâyıktır!.. Ama Bülent Uygun Hoca için "aynı" şeyi söyleyemeyeceğim; zira "spor adamı gibi konuşmamıştır", dahası, "o yerin adamı olmayı hak edip etmediği" ve "bu başarıyı hazmedip etmediği" konusunda tereddütler uyandırmıştır; yazık!.. "Hoca" lâfını tartarak, bilerek ve özellikle "üslûbuna dikkat ederek" konuşur; biri bunu Bülent Hoca'ya öğretmeli!.. Geç olsa da!.. >> BAŞSAĞLIĞI Türk sporu ve özellikle Altay camiası bir "büyük" evlâdını daha kaybetti; Esin Özgener'in ölümü ile "İzmir'in efsane başkanlarından biri" daha aramızdan ayrıldı; nur içinde yatsın!.. 2000 yılında Rıdvan Burteçin'i, 2004'te Mazhar Zorlu'yu ve "bir dört yıl sonra" da Esin Özgener'i kaybetmek, İzmir sporu ve Altay camiası için gerçekten çok acı oldu. Başta sevgili Mahmut Özgner olmak üzere bütün Özgener ailesine ve Altay camiasına başsağlığı ve sabır dilerim.