Bir Sneijder parasına takım kuran Akhisar nasıl oluyor da üst üste yıldızlarını da kaybettiği halde Galatasaray'ın 2 puan üzerinde olabiliyor?
Mustafa Denizli, "isim, kariyer, karizma" tartısında fena bir takım teslim almadı, 4'üncü yıldızı takan, 3 kupayı alan, "milliler ve yıldızlarla dolu" ve de "takviye gören" bir kadro!..
Peki, bu kadro bugün nerede; "Lig üçüncülüğüne oturan, Hamza Hoca'nın eski takımı" ve de "eski Galatasaraylı" Cihat Arslan'ın başında olduğu Akhisar Belediyespor'un, 2 puan gerisinde!..
O Akhisar Belediyespor ki, "stadı ve sahası" yok. O Akhisar Belediyespor ki, neredeyse bir "Sneijder" hadi buna "az oldu" diyerek bir de "Olcan gibi" bir Türk futbolcusunu ekleyelim; "ikisinin ederi kadar" bir para ile kadrosunu kurmuş. O Akhisarspor ki, 2-3 yıldır Gekas gibi, Niasse gibi, Bilal gibi yıldızlarını da kaybetmiş; nasıl oluyor da, Galatasaray'ın "2 puan" üstünde bulunabiliyor?..
"Para yok, üstelik UEFA zebellah gibi başına dikilmiş, doğru dürüst transfer yapamıyor, kadrosundaki eksiği gediği kapatamıyor" diye "mazeretler üretilen" Galatasaray'ın "bu hâli ile" bile transfer ayında harcadığı paraya bir bakın, bir de Akhisar Belediyespor'un; acaba "Ege Takımı", Sarı-kırmızılıların harcadığının "yarısı kadar" harcayabilmiş midir?..
Peki, "nereden ve nasıl bulmuştur"; o Beşiktaş'ın dillere destan santrforlarına "havadan, yerden top göstermeyen" stoperleri ve "arı gibi" sahada basmadık yer bırakmayan orta saha oyuncularını, "tek başına Beşiktaş defansının başına bela olan" santrforunu?..
Acaba "Beşiktaş'ı, hem de İstanbul'da yenen" Akhisarspor'un sahadaki 11'i için Ege Kulübü'nün kasasından çıkan para, Kasımpaşa karşısında "tek hava topu alamayan" Galatasaray'ın "iki stoperinin ederi kadar" ediyor mu, bir araştıralım bakalım?..
Burada duralım ve "Galatasaray neden perişan" sorusunun cevabını arayalım:
Bir; Galatasaray'da "sanılıyor", daha doğrusu "gösteriliyor" ki, "Parayı basmazsan iyi futbolcu, yararlı futbolcu, takımın eksiğini, gediğini kapayacak futbolcu bulamazsın."
Sadece Konoplyanka ve Kalinic olayı bile (Cüneyt Tanman ve menajer Doğan Ercan TV'de açık açık anlattılar) Galatasaray'da transferin "nasıl yapıldığını" daha doğrusu "yapılmadığını" ortaya koyuyor. "Bonservisi elinde olan ve çok ucuza mal olacak" 26 yaşındaki "orta saha oyuncusu" Konoplyanka'nın "Galatasaray almayınca gittiği" Sevilla'daki performansı "15 maçta 5 gol ve 5 asist" ve "şu andaki değeri" 20 milyon avro ve de, Knoplyanka'yı almayanların "kimleri aldığı" ortada!..
İki; "Galatasaray takımı fizik kondisyon olarak" bitik. Sneijder'in "İyi çalışmıyoruz" sözünde gerçek, "60'ıncı dakikadan itibaren" oyundan düşen, "9 defa öne geçilen 3 maçta, 9 gol atıp, sadece 2 puan alınmasının" baş sebebi!..
Ve de, "bu bitiklik sonucu kaybedilen puanlar", bu acı gerçeğe, "mental düşüşü" de ekliyor; işte Denizli'ye kalan miras!..
Denizli "her şeyi yapabilir" ama, "bir-iki haftada", rakiplerin "fizik kapasiteleri (Fenerbahçe ortada) sezon itibariye "ilk yarı" zirvesine çıkarken", onlarla mücadele edecek bir "fizik kapasiteyi" oyuncularına "enjekte edemez"; zaman gerek!..
"Bu tedavi" ancak "devre arasında olabilir"; onun için "kurt" hoca, "Şampiyonluk yarışından kopmamak için iyi olacağımız günlere kadar en az kayıpla, hatta kayıpsız gitmemiz lâzım" diyor!..
Diyor da, "Nasıl olacak bu iş?.."
Hamzaoğlu, İtalyan hocadan "mental olarak kötü ve dağılmış bir takım devralmıştı", ama "devraldığı kadronun fizik gücü yarışı götürecek seviyede idi."
Hocaya sadece, "Ali Dürüst ve Abdürrahim Albayrak ile beraber moral kondisyonu sağlamak", artı "taktik uygulama ve kadro iskeletinde istikrarı tesis etmek" kalmıştı; bugün öyle mi?..