- Nasılsın?..
- Görüyorsun, sağlığım iyi, ama gerisi...
- Aman, aman, sağlık iyi olsun da gerisine pek aldırma!..
Artık "günlük karşılaşmaların, ezberlenmiş şablonu oldu" yukarıdaki sözler; oldu da "acaba" ne kadarı doğru?..
"Sağlığım iyi" demek, "gerçekten" neyi ifade ediyor?..
İşte belki de evinin kapısı önünde, karşılaştığı bir tanıdığı ile "bu şablona uygun konuşma yapan" sevgili meslektaşımız Süleyman Alasya, "bu sözlerin üzerinden birkaç dakika geçmeden" ani bir kalp krizi geçirerek, hastaneye kaldırıldı ve "Ne oluyor, neden oldu" denilemeden, aramızdan ayrıldı ve ertesi gün bizlere "Hocazade Camii'nin musalla taşı önünde" gözyaşları döktürdü!..
Sözünü, kalemini sakınmayan, "doğru bildiğinden şaşmayan", mesleğini seven ve ilkelerine toz kondurmayan, kimselere "Eyvallah" demeyen yiğit bir gazeteci ve spor yazarıydı, Süleyman kardeş!..
Bizden "çok genç yaşta" ve de "sapasağlam görünürken" Hakk'ın rahmetine kavuştu ve Sezar'ın hakkı Sezar'a "İzmir sporunda, spor adamı olarak da, spor yazarı olarak da yeri boş kaldı"; zor dolar!..
İki çocuk babası, "örnek" bir aile reisiydi; geride kalanlara "sabır ve başsağlığı" dilerim.
HHH
"Çarşamba günleri misafir olduğum" Turgay Renklikurt Hocamın Alem FM Radyosu'nda saat 11.00'deki Spor ve Sporcu Sağlığı Programı'ndan sonra "arada bir telefon eder" ve "Öcal Abi, bu programın tiryakisi oldum, sizlerden çok şey öğreniyorum, sporcu sağlığı konusunda neredeyse beni uzman yapacaksınız" derdi. Ben de "Bana değil, Turgay Hocama teşekkür et, ben sadece refakatçiyim, asıl hoca o" cevabını verirdim; gülüşür ve sonra da "günün spor olaylarına dalıp", sohbet ederdik.
Onunla son karşılaşmamızda, ayaküstü konuşurken, "Öcal Abi, şu Federasyonun yaptığına bak. Hasılatı Soma faciasına bırakılacak bir maç, Manisa Stadı'nda mı oynatılır? Orada ne kadar hasılat olur ki? Üstelik o kötü zeminde Süper Kupa Finali mi yapılır? Ya başkanları, yöneticileri arasında tırmandırılan gerilimin sonucunda o maça İstanbul'dan, Ege'nin dört bir yanından akın akın gelecek taraftarların stat içinde kapışmaları önlense bile, stat dışındaki kavgaları nasıl önlenecek? Manisa'nın her caddesine, parkına, sokağına, gelecek Galatasaraylı, Fenerbahçeli taraftar kadar polis yığmaları bile çıkabilecek olayları önleyebilir mi, acaba? Bu karar yeniden gözden geçirilmeli ve değiştirilmeli; maç, neden Manisa Stadı'ndan yarım saat ötedeki, İzmir Atatürk Stadı'nda oynanmıyor, bu nasıl iş?" demişti, ne kadar haklıydı!..
Ben de espri yapmıştım; "Federasyon'un tedbiri hazır, Disiplin Kurulu, iki takıma da 'seyircisiz oynama' cezaları verdi; Süper Kupa maçını 'Seyircisiz oynatırlar', olur biter!.."
Sözüm biter bitmez, karşılıklı gülüşmüştük. Aslında, espriden çok, "Federasyonun ağlanacak hâline ve kararına gülmüştük!.."
Zira, sevgili Ömer Faruk Ünal'ın Türkiye gazetesindeki "özel" haberi ile spor kamuoyuna yansıttığı, "Samsunspor'a, PTT Birinci Ligi'nden Süper Lig'e çıkabileceği play off finalinde çektirilen 'seyircisiz oynama' cezasının, Fenerbahçe ve Galatasaray için Süper Kupa karşılaşmasında 'büyük kulüp ayrımcılığı' yüzünden uygulanamayacağını" içeren, "kara bir mizahtı" bu espri!..
Nur içinde yat, sevgili Süleyman, seni hep hatırlayacak ve anacağız!..