Alkışlanan Adam!..

A -
A +

Anlaşılıyor ki, Galatasaray "her beraberlikten sonra", gazetecilerin önüne çıkıp "Bir altın puan aldık" diye övünen bir teknik direktöre sahip olmak üzere!.. "Yenemezsen yenilme" formülünü, bir adım daha geriye alarak, Galatasaray'ı "Önce yenilme, sonrası Allah kerim" stratejisine sarılarak sahaya süren bir teknik direktörü, Türkiye'de hâlâ öve öve bitiremeyenler var!.. Elin oğlu, Galatasaray'dan giden Jardel'i ve Marcio'yu gittiklerinin haftasına "takımda oynayacak hale getirip" sahaya sürer ve onları "gol krallığında yarıştırırken", Galatasaray'a gelenleri "henüz sahada gören olmadı!." Mustafa Denizli'yi, Hakan gibi, Oktay gibi "aylarca futbol oynamamış" futbolcuları "Neden hazırlayıp takımda oynayacak duruma getirmiyorsun, bu gecikme neden?" diye yerden yere vuranların, Lucescu'ya dönüp de, "üstelik takımlarından oynayarak gelen ve hazır olmaları gereken" oyuncular için "Neredeler?" diye sormamasına bilmem ki, ne demeli? "İki oyuncusu sakatlanınca, bir oyuncusu ceza alınca", birden bire "vızıldamaya ve sızlanmaya başlayan" bir teknik direktöre, hadi Galatasaray yönetimi "para ödeyemediği için" ses çıkaramıyor ve hesap soramıyor, ama benim anlı-şanlı spor yazarlarım, futbol yorumcularım neden çekiniyor? Serkan'ı bitirmek için elinden geleni yapan, aynı cezayı mesela Marcio dahil başka bir-iki futbolcuya da uygulayan bir teknik direktörün, şimdi de "kimselere göstermemek için" en kolay maçlarda bile sahaya sürmediği yabancı futbolcuların "Galatasaray'a faydalı olup olmayacaklarını nasıl anlayacağız?" Dua etsin "Mustafa Denizli'yi kat kat aşan" şansına!.. Ama bir gün gelecek "onun şansı dahi" Galatasaray'ı kurtaramayacak!. "Zar zor gelen beraberliklerin bağışladığı" ve Lucescu'nun "altın" diye nitelendirdiği puanlar, "sıfır ile kucaklaşacak!." O zaman ne olacak? Herkes "Bülent Akın'ı neden oynattığını ve neden sahada tuttuğunu" soruyor!. "Yan yan oynayan, geriye çalışan, ileriye attığı pasların hemen hemen hepsi rakibe giden" bir futbolcuyu baş tacı etmesinin sebebi ortada: "Önce yenilme,sonra Allah kerim!.." düşüncesi!. "Bu düşüncenin sahaya indirilmesinde", elbette ki Bülent Akın, biçilmiş kaftan!.. Topu ne kadar oyalarsa, yanlarda ve gerilerde tutarsa, yani maçın zamanından ne kadar çalarsa,o kadar "önce yenilme" düşüncesine hizmet ediyor!.. Bu düşünceye "en faydalı oyuncu" o!.. Ne diyelim; "bir futbol dehası ile karşı karşıya olmak" bizi şaşırtıyor galiba, onun ne yaptığını ve yapmak istediğini anlamakta zorluk çekiyoruz!.. Sadece "takımı kötü oynarken dahi şansının getirdiği puanların büyüsü ile", onu alkışlamaya devam ediyoruz!.. Gerisinden kime ne? NOT: Bu yazının Lazio-Galatasaray maçı ile bir ilgisinin olup olmadığını, bu geceki karşılaşmayı "dikkatle izleyenler" anlayacaklardır. Elbette, Galatasaray'ın bu maçtan "puan ya da puanlarla dönmesini" istiyor ve bekliyoruz. Galatasaray bunu başaracak güçtedir de!..Takım bunu başarırsa, çoğunluk gene "Lucescu'nun sihirli taktik - tertip ve oyuncu değişikliklerinden" söz edecek!.. Elbette, "bir başarı varsa, onda teknik adamın payının olmaması" mümkün mü? Ama "bu pay ne kadar?"... İşte "Lucescuperverler ile" bu konuda anlaşamıyoruz; anlaşmamız da "galiba" mümkün olmayacak!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.