Amansız'lar!..

A -
A +

Neymiş, Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, "Galatasaray - Fenerbahçe maçındaki olaylara el koymuş, futbolcuları barıştıracakmış ." Sevgili Hocamız, "bütün bunları", bilmiyorum "kaçar yüz bin eurolar aldılar", Milli Takım sponsorlarından birinin, o meşhur "Amansız" reklâmında "başrole soyunmadan" düşünmeliydi!.. Ne yaptı çocuklar; hocalarına, kamuoyuna ve de bütün dünyaya ne kadar "amansız" olduklarını gösterdiler!.. Bence "o" sponsor firma, "derbinin sonundaki görüntüleri, 'Amansız' reklâmındaki görüntülerle birleştirip" yeni bir reklâm hâline getirmeli ve "Biz öyle amansızız ki, insanı 15 günde işte bu hâle getiririz" mesajıyla bitirip, bütün dünyada göstermeli!.. Futbol Federasyonu da, "aynı" şeyi yapıp, "Amansız reklâmı ve o reklâmın derbi maçındaki devamından", futbolumuzu ne kadar "amansız" bir başıboşluk içinde yönettiğini çok iyi gösterecek olan bir "kısa metrajlı film" çıkararak, her milli maç kampında kadroya çağrılacak futbolculara gösterilmek üzere arşivine koymalıdır!.. Tabii, bu filmin birer kopyasını da başta Terim olmak üzere, olayın kahramanları olan Arda'ya, Semih'e, Sabri'ye, Volkan'a, Emre Aşık'a hediye etmelidir; "atlanan" Emre Belezoğlu'na da bir kopya verilse çok iyi olur!.. İftihar edebilirler!.. Sen beceremezsen, yüzüne gözüne bulaştırırsan, elbette ki "birileri çıkar" olaya el koyar ve "Nasıl düzelir, nasıl düzeltilir" diye düşünmeye, araştırmaya başlar, sonunda da "yıllarca gerçekleşmesi için mücadele verilen" o "hassas" ve "korunması gereken" yapıyı, "özerkliği" gözden geçirir!.. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talimatıyla Devlet Denetleme Kurulu'nun "yaptığı" da budur!.. Çünkü "futbol", Türk insanının büyük çoğunluğunun "hayatının kopmaz bir parçasıdır" ve açıkça görülüyor ki, bundan bir buçuk yıl önce "o zaman Başbakan Yardımcısı ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı olan", bugünün Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in işaret ettiği gibi "Sporda, futbolda şiddet, iç güvenliğimize tesir edecek hâle gelmiştir ve çıkarılan özel kanuna rağmen önlenememektedir!.." Zira, ne valiler, ne kaymakamlar, ne savcılar, ne emniyetçiler, ne de "asıl" spor teşkilâtı ve futbol başta olmak üzere federasyonlar, "kanunda yazılı olan sorumlulukları doğru dürüst üslenmekte ve ne de yetkilerini kanuna uygun şekilde kullanmaktadırlar!.." "Göstermelik" birkaç göz altı, birkaç ceza, bol bol nutuk, işte o kadar!.. "Böyle" olunca da, elbette konu ve meseleye çare arama gayreti "Cumhurbaşkanlığı katına kadar ulaşacak", devreye Devlet Denetleme Kurulu bile girecektir!.. Soruyorum; "kulüp yöneticileri tarafından protokol tribünlerinde hakarete uğrayıp kovulan" ve "sessiz sedasız tribünleri terk eden", dahası "olay çıkar korkusuyla ülkenin en büyük derbi maçına gelemeyen" yöneticilerle futbolumuzda "özerkliği yaşatmamız" mümkün mü?.. Söyleyin bana, Devlet Denetleme Kurulu'nun "özerklik, tahkim, federasyon ve kulüp blânçoları ve denetimi, vergi muafiyeti, mafya ilişkileri, belediyelerin futboldan çekilmesi" konularındaki görüşleri haksız mı?.. Olacağı bu!.. Ne oldu; onca kızılca kıyamet koptu; işte "fasa fiso" cezalar!.. Üstelik işin daha "Tahkim kapısı" var; orada "Efendim, hakem - gözlemci - temsilci raporlarında yok, sadece maç görüntüleriyle ceza vermek de, talimatlarda yok; bu cezaların önemli bir bölümü hukuki dayanaktan yoksun" denilerek, bazı "futbolculara af çıkarsa" ve de "bazı futbolcuların cezası indirilirse" hiç şaşmam!.. Zira, yıllardır Profesyonel Futbol Disiplin Kurulları ile Tahkim Kurulları arasında oynanan "pinpon maçının genel görüntüsü" budur!.. Bugüne kadar "hakem - gözlemci - temsilci raporlarında yok" denilerek, hatta "Futbol Federasyonu Başkanları'nın, en yetkili yöneticilerinin gözlerinin önünde işlenen ağır suçlara bile ceza veremeyen" sistem, ne oldu da birden bire "bugüne kadar bu yönde yapılan bütün açıklamaları bir anda yalayıp yuttu?.." Talimata yapılacak "birkaç cümlelik ek ile" garip ve "suçluları kurtaran" boşlukları doldurmak varken, Disiplin Kurullarıyla, Tahkim Kurullarını "birbirine sokacak" boşlukların Federasyonun da başını yiyecek hâle gelmesini bugüne kadar seyretmek, bilmem ki nasıl yöneticilik?.. Türk Ceza Kanunu'na göre dahi "suç" ve hatta "hapis cezası hükmedilecek" olan fiilleri, "Efendim, hakemin görüş zaviyesinde ise, o raporuna yazmamışsa ceza verilemez ya da hakem - gözlemci - temsilci raporlar ında yoksa, futbolcu saha ortasında cinayet de işlese ceza verilmesi mümkün değildir" gibi safsatalarla "cezasız" bırakan uygulamaları "amir hüküm hâline sokan" bu talimatları, hele hele "özel olarak şiddet kanunu çıkarmış" bir ülkede "doldurmak" mümkün değil mi?.. Ama, "nerde" o beceri?.. Kulüplere ve kulüplerin medyadaki kalemşorlarına "mavi boncuk dağıtmak varken", bunlar yapılır mı?.. Ekrandaki Vudu büyüsü!.. Hakemlerimizin kulakları ve beyinleri, "FIFA'nın, UEFA'nın, Futbol Federasyonu'nun ve de Merkez Hakem Kurulu'nun talimatları"yerine, Erman Hocam ile Şanşal Büyüka kardeşimin ekrandaki "ham hum şaralop" sohbetlerine ve "benzerlerine" takılı ise, "bugüne kadar yaşadığımız gibi" bundan sonra da daha çoook "Fırat Aydınus olayları" yaşayacağız!.. Erman Hocamın "teknik yanlışlarla dolu", üstelik hemen her hafta "birbiri ile çelişen", dahası hakemlerimizi "Vudu (Voodoo) büyüsü gibi büyüleyen" ekran talimatlarına, Şansal kardeşim ve "benzerlerine" de o ekranların yöneticileri "dur" diyemedikçe, "sahalarda çıkacak olaylardan" Federasyon, MHK, kulüpler, yöneticiler, teknik adamlar, futbolcular kadar "o ekranlardakiler ve yöneticileri" "sorumludurlar" ve sorumlu olmaya da devam edeceklerdir!.. "Reyting uğruna yapılmayacak şey yoktur" zihniyeti, maalesef, hakemlerimiz nezdinde, "yukarıda yazdığım futbolun resmi kuruluşlarının da üzerinde" bir "gayrı resmi" ve "psikolojik olarak itirazsız boyun eğilen" otorite merkezi oluşturmuş ve "bu otorite", hakemlerimizi "beyin olarak" darmadağın etmiştir!.. "Her dağılan hakem" de, ekranların reytinglerine reyting katmaktadır!.. Ne kadar büyü, o kadar olay ve o kadar ve o kadar reyting; yaşasııın!.. Bu "acımazsız reyting yarışı" ve "beyin yıkama" olayı sona erdirilmelidir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.