Aptal mı, ruh hastası mı, kasıtlı mı?..

A -
A +

Takımın galip!.. Takımın şampiyonluk yarışında!.. Takımın her maçı final havasında oynamak zorunda!.. Sen kalkıp, "sahayı kapattıracak" ya da "seyircisiz oynama cezası verdirecek" çirkinlikleri tribünlere, sahaya ve TV ekranlarında bütün dünyaya döküyorsun!.. Nesin sen? Fenerbahçeli yöneticilerin ve onların goygoycusu "bazı" yorumcuların ilk yarıdaki maçta düştüğü "Bunları seyircimizin arasına sızan Galatasaraylılar yaptı" komikliğine ve zavallılığına benzer bir yanlışlığın zebunu olmazsak ve olaya "doğru" teşhis koyarsak, karşımıza üç ihtimâl çıkıyor: Sen... Ya aptalsın!.. Ya ruh hastasısın!.. Ya da kasıtlısın!.. Aptallar ve ruh hastaları üzerinde durmak benim görevim değil; zira bu konularda "uzman" değilim!.. Benim işim bu olayda "kasıt var mı, yok mu" konusunun üzerinde durmak!.. "Galatasaray - Fenerbahçe basketbol maçında" da "benzer" çirkinlikler ortaya çıkmış ve "salon boşaltılmış", Galatasaray seyircisi (!) tek Fenerbahçeli'nin bulunmadığı tribünlerde yaptıklarıyla "kendi takımını cezalandırmıştı" ve ne gariptir ki o maçta da Galatasaray "galip durumdaydı" ve maçı rahat götürüyordu, olaylardan sonra karşılaşma karambole girdi ve sarı-kırmızılılar zar zor kazandı!.. Evet, ne diyordum; "kasıt olabilir mi?" Basketbol maçından sonra kulağıma "inanamadığım" bir iddia ulaştı: "Kulüp yönetiminin destek vermediği ve karşı olduğu bir derneğin ve grubun üyeleri, yönetimin gitmesini istedikleri için, bu olayları kasten yapıyorlar!.. Takımlara saha kapatma cezası verilsin, seyircisiz oynama cezası verilsin, bu maçlarda puanlar kaybedilsin, başarısız olunsun ve yönetim gitsin!.." İddiayı unutmuş, gitmiştim!.. Amma... TV başında Galatasaray - Fenerbahçe futbol maçını seyrederken, birdenbire hatırladım!.. Maç gergin olsa, takım mağlûp duruma düşse, her şey bitmiş bir hale gelse, hakem rakip takım lehine düdükler çalsa, rakip takım oyuncuları kasti sertlikler yapsa, "gene de olmaz ve olmamalı ya", diyelim ki, "kendilerini kaybeden" bir avuç kendini bilmez bunları yaptı; ne gezer!.. Fenerbahçeli oyuncular "pısırık, kişiliksiz, korkak" bir görüntü içinde "az fark yesek de gitsek" gibilerden oynuyorlar, hakem tarafsız ve adil bir maç yönetiyor, gerginlik yok, takım galip,maçı farka götürecek bir futbol ortaya koyuyor; buna karşılık "tribünlerden art arda ve defalarca yapılan özel-resmi uyarılara rağmen" sahaya yağdırılan kanyak şişeleri, su şişeleri, vs...vs... Hıımmm; "ancak kasıt olursa"; böyle bir rezalet olur!.. Tıpkı, Aziz Yıldırım'ın "maç öncesi" açıklamalarıyla ve bir grup Fenerbahçeli'nin "maç sonrası" korumalarıyla göz göre göre "yaptıkları tahrikçilik" gibi!.. Tıpkı, hakem Selçuk Dereli'yi maç öncesi "moral açıdan" perişan ederek, "Galatasaray - Fenerbahçe maçının çığırından çıkmasını, kırmızı kartların havada uçuşmasını, hatta maçın yarıda kalmasını" isteyen, "bekleyen" ve bunun için açıklamalarında, yazılarında ve yorumlarında ellerinden geleni artlarına koymayan "iz'ansız ve insafsız" yöneticilerin, futbol ve hakem yorumcularının, "bazı" spor yazarlarının yaptıkları "tahripçilik" gibi!.. Galatasaray yönetimi, kendi tribünlerinin içi ile ilgili "bu ciddi ve önemli iddia üzerinde durmalıdır"; durmak zorundadır!.. Kendilerine "Galatasaraylı" diyen bir grup "yönetim gitsin" diye Galatasaray'ın takımlarına tuzak kuruyorsa, "bunun" ortaya çıkarılması ve gereğinin yapılması gerekir!.. Yoksa, Galatasaray'ın başına gelecekler; "bir maç ceza ile" kalmayacaktır!.. Biz uyarıyoruz; biline ve ona göre davranıla!.. ocaluluc@beko.net

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.