Avrupa Şampiyonası finallerindeki hüsranın "sportif sorgulamadan daha önemli bir tarafı" vardır; "Kaptan" Arda'nın yüzüne gözüne bulaştırdığı "prim konusu"; bu konu "resmi olarak soruşturulmalı" ve gerçekler açığa çıkarılmalıdır; milletin bu gerçekleri öğrenme hakkı vardır!..
Günlerdir, spor sayfalarının, TV ekranlarının gündeminden düşmeyen "prim hesaplaşması", çok açıktır ki, Futbol Federasyonu Başkanı'ndan, Milli Takım'ın Teknik Direktöründen başlayarak pek çok insanı "sorumluluk ve hesap verme zorunluluğu" altına sokmuştur!..
Ama bir başka kişi daha vardır ki, asıl onun sahnenin en önüne çıkarılması gerekmektedir.
"Konunun böylesine dal budak sarmasının, kendisi dahil, Milli Takım Teknik Direktörü dahil, Futbol Federasyonu Başkanı dahil, milli futbolcular dahil" pek çok insanın, spor camiamızdan da öte, bütün Türkiye önünde "küçük düşürülmesinin", hatta bu "ayıplı" olayın, "yabancı spor basını üzerinden" bütün dünyaya yayılmasının "baş sorumlusu" Milli Takım Kaptanı Arda Turan'dır!..
Barcelona'ya transferinden sonra, "ilk yarım sezonun parasını alarak" tam tabiri ile "yan gelip yatan", sonra da "oynamaya başladığında" büyük bir hayal kırıklığını sahalara ve tribünlere getiren, dahası İspanyol basını tarafından "yılın bidonları karmasına seçilen" Arda!..
"Sahaya vermesi gereken enerjiyi", spor sayfalarından çok magazin sayfalarına döken Arda; "reklam yıldızı" oluveren Arda; Türkiye'yi "yol geçen hanı yapan" Arda ve nihayet, "kaptan olarak çıktığı" Avrupa Şampiyonası Finallerindeki maçlarda "kilolu, bitik ve dökülen" Arda!..
Bitmedi; ve asıl, tribünlerde tepkiler, spor basınımızdaki ağır eleştiriler başlayınca da, "hedefi değiştirecek" ve de "gündemin başına oturtacak" bir konuyu futbolcuların kulaklarına fısıldayan, hem de "basına sızacağını bile bile" fısıldayan Arda!..
Şimdi soruyorum; "oynamadığı maçların bile primini isteyen futbolcu durumuna düşürülen Burak için, ondan da öte aşçı yamaklarına kadar prim alamayanların haklarını savunmak için Teknik Direktör Fatih Terim'e gittiğini, onunla tartıştığını, Terim'in Arda'ya kızdığını ve 'Çık dışarı' dediğini" basın mensupları nasıl öğrenebilir?..
Eğer "olduysa, bu olay ve konuşmalar" sadece iki kişi arasında geçmiştir; Arda Turan ve Fatih Terim!.."
"Eğer olduysa" bu olayı ve konuşmaları basına kim sızdırmış olabilir?..
Bunca dal budak salmış ve yazılıp çizilmiş olan olay, artı "Fatih Terim varsa, ben Milli Takım'da yokum" sözü, "eğer doğru değilse", bunu Arda'nın çıkıp söylemesi gerekmez mi?..
"Doğru" ise, Milli Takım Kaptanı Arda'nın "bizzat" ve "erkekçe" ortaya çıkıp "olayı olduğu gibi anlatması" gerekmez mi?..
Dahası, diyelim ki, "bu konuda - değil ya - Fatih Terim yüzde yüz hatalı" , ama "Arda'yı Arda yapanların başında gelen hocasını bu duruma düşüren" bir insana toplumumuzda "ne derler" hiç düşündü mü?..
Nedir o "fotoğrafta en uzakta poz verme", Çek maçında attığımız golden sonra "topluca" Fatih Terim'e sırt dönerek yapılan "kucaklaşma" organizasyonu?..
İşte Fatih Altaylı TV ekranında çıkıp "Şerefsizler" demiştir; neden sesin çıkmıyor; Milli Takım Kaptanı Arda?..
Çok açıktır ki, Arda, Türk Milli Takımı kaptanlığını becerememiştir; "kaptanlık" ondan alınmalıdır, hem "bundan sonra kaptanlık yapacaklara ders, hem de bütün sporcular için, "ibret-i alemlik" olur!..