Bakıyorum, daha düne kadar "Mancini ile olmaz" diyenlerin çoğu, "İki maç kazanıldı" diye, "neredeyse 180 derece çark ettiler!.."
Aşağıdaki yazı tarafımdan "Başına bal kabağı düşsün" başlığı ile "zamanın Galatasaray teknik direktörü Rijkaard için" yazılmış ve "Uluçmarket'te" yayınlanmıştı.
Birkaç hafta önce yazı arşivime bakarken gözüme ilişti, "Galatasaray Futbol Takımı'nın bugünü, o günlere çok benzediği için" bilgisayarımın masaüstüne aldım; "Gün gelir, Mancini ile ilgili bir yazıma koyarım" diye!..
İşte "o gün" geldi; "kötü" günde değil, "iyi" günde ve tam zamanı!..
"Zamanın başkanı" Adnan Polat'ın "İki yıl daha takımın başında kalacak" diye inat ve ısrar ettiği ama "sonunda dayanamayarak" cebine onca avroyu"tazminat" diye koyup ülkesine gönderdiği Rijkaard ile ilgili yazı "şöyle" idi:
"Hep düşünmüşümdür; 'Buldum. Buldum' diye hamamdan fırlayıp 'suyun kaldırma gücünü' bularak 'Sıvıların Dengesi Kanunu' ile bilim dünyasının en ünlüleri arasına giren, 'Bana bir dayanak noktası verin dünyayı yerinden oynatayım' diyen Yunan matematikçi, fizikçi, astronom ve filozof Arşimed neden 'yer çekimini' bulamadı ve bu buluşu 20 asır sonra 'kafasına elma ağacından bir elma düşen' İngiliz matematikçi, fizikçi, astronom, filozof Isaac Newton'a bıraktı?..
'Sıvıların kaldırma gücünü bulan' beyin, nasıl 'yer çekimi kuvvetini' bulamadı; bulması için ille de 'bir elma ağacının altında uyuması ve kafasına bir elmanın düşmesi' mi lâzımdı?..
Acaba, 'yarım deha' diye bir olgu var mı?..
Yoksa Frank Rijkaard da 'öyle' bir adam mı; 'kariyerine ve karizmasına bakarsak, futbol hocalığında her şeyi bilmesi gereken ama ancak yarısını bilebilen ve diğer yarısını hiç düşünemeyen' bir 'yarım' deha mı?..
'Yeni' sezonda yaptıklarına ve yapmadıklarına bakarak, cevap aradığım ve bulamadığım soru şu:
Rijkaard Hoca'nın, Türkiye'yi, Türk futbolunu, Türk futbolcularını, artı Brezilyalı ve Afrikalı futbolcuları 'iyi tanıyabilmesi' ve ona göre 'tedbirlerini alması için 'kafasına kabak ağacından (!) sadrazam kavuğu gibi kocaman bir bal kabağının düşmesi' mi gerekiyor?.."
HHH
Bakıyorum, daha düne kadar "Mancini ile olmaz" diyenlerin çoğu, "İki maç kazanıldı" diye, "neredeyse 180 derece çark ettiler!.."
Ben ise "İki maç kazanıldı" diye değil, "Eğer Lucescu gelecekse, Galatasaray camiası Mancini'ye bir süre daha tahammül etmeli" diyenlerdenim!..
"Fenerbahçe'nin bu kadar arkasına düşmüş" dahası, "sahasız, parasız ve de bütün bir sezon sakatlıklar, cezalılar sebebiyle yarım takım olarak sahaya çıkmaya mecbur olmuş" Beşiktaş'la "lig ikinciliği yarışının finişini sezonun son maçına bırakan" bir Galatasaray'ın hocasını "başarılı saymak" komikliğine düşmüşlere "fazla sözüm yok!.."
Hele hele "Takımı ve futbolcuları tanıma süresi" gibi bir "bahaneyi kendine kalkan yapan" Mancini'ye, Manchester City'de " bu sezon Malaga'dan ayrılarak yerine gelen" ve de "ligin ilk 5 deplasmanında ancak 6 puan toplayabilen" Pellegrini'nin "sezon sonunda ne yaptığını örnek gösteremeyecek kadar" gözlerini gerçeklere kapatanlara bir hatırlatmam olacak:
"Galatasaray kendi sahasında küme düşen Kayserispor'a yenilmedi mi?.. Hanginiz K.Erciyesspor maçına 'kazanılmış' gözüyle bakabiliyorsunuz?.."