Asıl gitmesi gerekenler!..

A -
A +

"Bunlar", Galatasaraylılık ruhunu, "bunlar", Galatasaray taraftarının ve seyircisinin heyecanını öldürdü!.. "Bunlar" kim mi? "Bunlar", Galatasaray'ı "Özhan Canaydın'ın başkanlığında yıllardır yönetenler!.." Hagi'nin "giderayak" söylediklerini, dikkatle okuyunuz!.. Salı günkü Akşam Gazetesi'nin spor sayfasında, sevgili Ömer Kükner'in yazısını dikkatle okuyunuz!.. "Bunlar" kim ve "Galatasaray'a neler yaptılar", çok iyi görecek ve öğreneceksiniz!.. 100. Yıl'da "Galatasaray'ın ve Galatasaraylılar'ın yaşadığı" hüzün ve acı dolu aylar, haftalar, günler, saatler, dakikalar, saniyeler, çok açıktır ki, sadece ve sadece "Bunların eseridir"; iftihar edebilirler!.. Hagi "istifa etmiş", Hagi gidiyor; oooo!.. Bakıyorsunuz, gazetelerin spor sayfalarını sütun sütun, "Hagi sezon içinde neler neler yapmış" haberleri dolduruyor; ama "nedense" bugünlere kadar kimsenin haberi olmamış!.. Vatan Gazetesi'nde spor sayfasında "Hagi'nin serüvenleri ile ilgili anonslar" başlayınca, birden bire "diğer gazetelerde" de "o anonsların arkasındaki masallar" ortaya saçılıverdi!.. Bu nasıl gazeteciliktir? "Hagi'nin yaptıkları, gerçekten yapılmışsa", Galatasaray'ı "takip eden haberciler, yazar - çizerler" bugünlere kadar neredeydiler? "Bilmiyorlarsa, öğrenememişlerse, haber alamamışlarsa"; vah benim spor yazarlığım!.. Yooo, "haber almışlarsa, öğrenmişlerse, biliyorlarsa" ve bugüne kadar "yazmamışlarsa"; vah benim gazeteciliğim!.. Yooo, "o günlerde haber almamışlarsa, öğrenmemişlerse, bilmiyorlarsa", bugün birdenbire "aydınlanmışlarsa", daha da doğrusu "Galatasaray'ın anlı şanlı başkanı ve yöneticileri tarafından aydınlatılmışlarsa" ve "aylardır atladıkları haberleri, atlatmak için yarışa girmişlerse"; vah benim gazeteciliğim, vah benim spor yazarlığım!.. "İş öylesine aceleye getirildi" ve öylesine "aynı merkezlerden alelacele kotarılmak istendi" ki; kahkahalarla gülünecek çelişkiler ve yanlışlar da yapıldı!.. Mesela, "Mevsim başında başkan Özhan Canaydın, Hagi'ye 'hangi futbolcuyu oynatma, eğer kabul ederse yardımcın yap' dedi" sorusunun cevabı, bir gazetede başka, bir başka gazetede başkaydı!.. Bu sorunun cevabı, birine göre "Bülent Korkmaz", ötekine göre "Hakan Şükür" idi!.. Tam bir komedi. Ama... Aslında tam bir dram!.. Galatasaray'ın da, spor gazeteciliğimizin de "ne hâlde olduğunu" ortaya koyan büyük bir dram!.. "Böyle" bir tablodan ne çıkar? Benim çıkardığım şu: Galatasaray yönetimi, "Hagi'nin zehir zemberek konuşacağını tahmin ettiği, hatta bildiği" için, "Hagi'den önce ben taarruza geçeyim ve Hagi'nin ipliğini pazara çıkarayım" dedi ve Hagi'yi "spor kamuoyumuzda, Galatasaray camiasında sözüne inanılmaz bir adam" hâline getirmenin hesaplarını yapıp, "spor medyası kanalı ile" planını uygulamaya koydu!.. "Başarısızlığın hesabını vereceğine", gündemi değiştirmek istedi ve hedefe Hagi'yi oturttu!.. "Tek merkezden anlatıldığı, alındığı belli olan" haberlerin "gazetecilik yönünden" başka türlü "mantıklı" bir izahı olamaz!.. İşte "onun için" diyorum ki: Utanç verici!.. Şimdi, anlaşılıyor; "Hagi'ye kimler, neden küfretti!.." Şimdi anlaşılıyor; "Hagi'yi alkışlayanların ve lehine bağıranların üzerine saldıranlara, Galatasaray yönetimi neden tepki göstermedi!.." Hagi, istifa etti, gitti; kurtuldu!.. Allah, "kalanlara ve yeni gelenlere yardım etsin"; amin!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.