Asıl sebep; Deneme!..

A -
A +

Galatasaray'ın hocası, düşme hattının hemen üstünde kendine yer bulan bir takımın önüne, neden kanat adamsız, defansif ve ofansif  bir yığın orta saha adamını sahaya sürerek çıkar?..

Bu gece Galatasaray için belki de "Avrupa'da sezonun en önemli ve kritik maçı var!.."Onun için, Galatasaray Futbol Takımı ile ilgili olarak yazacaklarımın büyük bölümünü erteleyerek, sadece "şu" kadarını yazmak istiyorum; "Gençlerbirliği maçının ilk yarı kadrosu ile ikinci yarı kadrosunun ne anlama geldiğini!.."

Futbol yorumcusu ulemamızın "en ünlüleri dahil" kimse "bu konu" üzerinde durmadı.

Belki "yazan" vardır, varsa da "Ben görmedim, onlardan özür dilerim", öncelikle diyeceğim şu:

O maçı yorumlayanlar, hep "maçta ne olduğunu" yazdılar; Galatasaray'ın hocasının "ikinci yarıya çıkarken yaptığı değişiklikten söz ederek" alkışladılar; "doğru"; ama "sadece" o pencereden bakarsak; doğru!..

Ne var ki, Gençlerbirliği maçının sahaya çıkan kadrosu ile "bu hafta ortasında oynanacak Benfica ve bu hafta sonu oynanacak Fenerbahçe maçı" arasında bir "ilişki kurarsak", çok "bambaşka" bir tablo ortaya çıkacaktır!..

Galatasaray Teknik Direktörü, "deplasmanda puan alamamış, puan cetvelinde düşme hattının hemen üstüne yerleşmiş" bir takımın önüne, neden "kanat adamsız, defansif ve ofansif  bir yığın orta saha adamını sahaya sürerek" çıkar?..

Bunun "futbol dilinde" mantıklı "tek açıklaması" vardır; "Deneme!.."

"Ne için" deneme; "kendi sahasında oynayacağı" Benfica maçı için deneme, "deplasmanda oynayacağı" Fenerbahçe maçı için deneme!.. 

Benfica'nın "deplasmanda" Atletico Madrid'i yenmesi, Fenerbahçe'nin "dillere destan kadrosu" ve "tıklım tıklım dolacak" tribünleri ile "göz" hatta "yürek" korkutması, Galatasaray'ın hocasına "böyle bir denemeyi yaptırmamışsa", o sahaya sürdüğü "ilk" on birin başka anlamı var mıdır?..

Kim, sarı-kırmızılı hoca için "Gençlerbirliği'nden korktu" diyebilir?.. 

Galatasaraylılar dua etsinler ki, "ilk yarı" El Kabir'in attığı golle "1-0" geride bitirildi. Yoksa Galatasaray, "0-0" giden bir maçta, geçen yılın sonu, bu yılın başı gibi "bir gol sığdırır" ve maçı kazanırdı; dahası "o kadro da başarılı sayılıp", Benfica ve Fenerbahçe maçlarının "iskeleti olurdu"; hem taktik, hem tertip olarak!..

İşte "o zaman" yandı gülüm keten helva ve de her iki maçtan sonra otur da ağla!..

Belli ki, sezon başından beri, hoca "defansına güvenmiyor, orta sahasından yeterli verimi ofansif olarak da , defansif olarak da alamadığını" görüyor; "bu iki çok önemli maçı", ne yazık ki, "bu defansla ve orta saha ile kotaramayacağını" düşünüyor; "böyle" tertipler ve taktik denemelerle çare arıyor; "Önce yenilmeyeyim, sonrası Allah kerim" diyor!..

Haksız mı, "kendine göre" değil; aslında Gençlerbirliği maçından sonra "yüzünde güller açarak" bülbül gibi şakıyan Galatasaray Başkanı'dır, Galatasaray'ın hocasını bu duruma düşüren!..

Onca uyarıya rağmen "doğru dürüst bir stoper alamayan ve de Melo'nun yerini dolduramayan" bir başkan!..  Biri oynayan ama "adıyla müsemma bir katkı yapamayan", diğeri "büyük bir becerisizlik" sebebi ile oynayamayan ve bu yüzden "sıfır katkı" ile sadece antrenman yapan iki Alman'a verilen para ile "bu iki önemli eksik" tamamlanamaz mıydı; işte bütün mesele!..


Bilmem ki, "bu tablodan", Sayın Başkan'ın "ümitle beklediği" Benfica ve Fenerbahçe galibiyetleri çıkar mı?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.