"Asıl" sorumlular kaçamaz!..

A -
A +

Olacağı belliydi ve oldu!.. Madde bir; olacağı belliydi; zira "bir sporcuya verilen cezanın", altını çiziyorum ve "bin defa" soruyorum; "özel maçta çektirilmesi" ne demektir?.. Evet, Basketbol Federasyonu ve onun anlı ve de şanlı başkanı Turgay Demirel, "bir basketbolcuya verilen cezaların tamamının özel maçlarda oynatılarak ortadan kaldırılması" ne demektir; "böyle" ceza mı olur, "böyle" disiplin mi olur, "böyle" kepazelik olur mu?.. "Olursa" ki, "burası Türkiye" ve bu ülkede "Demirel Federasyonu gibi" bir federasyon var; olur; olunca da elbette işte "böyle" rezalet de olur!.. Madde iki; Galatasaray Basketbolu'ndaki "rezalet" hemen söylemeliyim ki; "sadece 3 antrenörün ve de bir idari menajerin kulüple ilgisinin kesilmesi" ile kapatılamaz!.. Bu çirkin olay, "Profesyonelleri en ağır şekilde cezalandırdık" ve de "Bildiri ile herkesten özür diledik, daha ne yapalım" ile de kapatılamaz!.. Galatasaray Tarihi'ne "bir kara leke olarak" yazılan bu "rezalet", mutlaka ve mutlaka "daha üst seviyede bazı kişi ve yöneticilerin ödeyeceği bedel" ile noktalanmalıdır!.. "Gene" yetmez; doğrusu Galatasaray yönetiminin "bu kirlenmiş takımı" bu yıl liglerden ve kupadan çekmesidir!.. Elbette "bu durum", Galatasaray Basketbol Takımını "küme düşürecektir"; evet, düşmelidir, hak edilmiştir; "bu" cezayı "korkak ve mavi boncukçu" federasyon veremeyeceğine göre, Galatasaray yönetimi "kendi" vermelidir, vermelidir ki, "bundan böyle herkese örnek olsun, ders olsun!.." "Temizlenmesi mümkün olmayan rezaletin hak edilen karşılığı" bu olmalıdır ki, vicdanlar "biraz" rahat etsin, edebilsin!.. Madde üç; "Efendim, bizim haberimiz yoktu, yeni öğrendik" açıklamasına "kargalar güler"; ne demek "Haberimiz olmadı?.." Sen nesin, "Nasıl haberin olmaz?.." "Haberin olmuyorsa, olamıyorsa", nasıl "o koltukta oturursun?.." Daha öncesi de var; "Bunu yapabilecek kişileri basketbol takımının başına nasıl getirirsin"; o profesyonellerden sorumlu değil misin?.. "Basketboldan sorumlu" Yiğit Şardan'lar, Ahmet Dedehayır'lar "bu hesabı vermeli" ve "bedeli ödemeliler" ki, Galatasaray Yönetim Kurulu ve Başkan Adnan Polat "toptan" bu "simsiyah" lekenin "tepeden tırnağa" üzerlerine sıvanmasından "birazcık kurtulmuş" olabilsinler!.. "Biraz" izanlı, "biraz" Galatasaraylı olsalardı, olabilselerdi, Şardan da, Dedehayır da "antrenörlerin ve idari menajerin işine son vermeden önce", yönetim kuruluna istifalarını verirlerdi!.. "Yapmaları gereken" buydu!.. Ama nerde o feraset, nerde o yöneticilik etiği, nerde, nerde?.. Madde dört; geliyorum "gene" Basketbol Federasyonu'na!... Önce ve hemen "bu komik ceza talimatı değiştirilmeli" ve "cezaların özel maçlarda çektirilebilmesi komikliği", yok edilmelidir!.. Sonra, "bu" Galatasaray Takımı, kupadan da, ligden de "ihraç edilmelidir!.." Zaten "Cemal Nalga'nın oynadığı maçların hepsinde hükmen yenilgi alması gereken" bir takımın "hükmen mağlûbiyetler serisi" bile "ligden ihracına yeter!.." Dahası, Galatasaray Basketbol Şubesi sorumlularına, idari menajerine, antrenörlerine, "cezalı cezalı" özel maçlarda bile "başkasının numarası ve forması ile oynayan" Cemal Nalga'ya, "bu rezaleti bilen, Nalga ile beraber oynayan" ama "yönetim kurulu üyelerini uyarmayan" bütün takım arkadaşlarına, "bu rezaletteki ve büyük aldatmacadaki paylarına göre" en ağırdan başlayarak, "ceza sayılabilecek oranda" en hafifine kadar "cezalar" verilmelidir!.. Verilmelidir ki, biz de "ülkemizde bir Basketbol Federasyonu olduğunu" anlayabilelim; görelim bakalım; var mı, yok mu?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.