Ben "spor yazarıyım"; futbol yazarı, hele hele "futbolun teknik yazarı" değil!..Maçları da, gerek tribünde, gerek TV başında "yukarıda yazdığım pencereden seyreder", eğer "yazacaksam, yorum yapacaksam", sadece ve sadece "bu pencereden ne görüyor, ne anlıyorsam" o kadarla yetinirim!..
Beni, mesela "Galatasaray 3-5-2 mi oynuyor, 4-4-2 mi oynuyor, 4-3-3 mü oynuyor ya da bunların başka diziliş varyasyonlarını mı deniyor" pek ilgilendirmez, beni "asıl" ilgilendiren "Galatasaray takımının bütünüyle 90 dakika iyi mi, yoksa kötü mü futbol oynadığı" ve sonrasında da "maç sonunda istediğini alıp almadığıdır!.."
Biraz daha "detaya girelim"; bakınız ben "Galatasaray'da ne görüyorum" ve de "ne" görürüm:
Galatasaray, bugün "Süper Lig'in en az gol yiyen takımı!.."
Ve de Galatasaray, "şampiyon adayları, Avrupa Kupalarına katılma hakkı yarışı yapan" takımlar içinde de "en az gol atan" takım!..
Eee, Galatasaray'ın teknik direkörü, "ekselansları Ancona Kontu" Mancini ne yapıyor; "Sol bek de sol, bek, yetmedi stoper de, stoper, yetmedi hatta sağ bek de sağ bek" diye tutturup duruyor, yetmedi, "savunma güvenliği üzerine" durmadan "sistemle oynuyor", bitmedi, daha da kötüsü, sevgili Uğur Meleke'nin "Mancini, lütfen yardım al" başlıklı "enfes" yazısında açık açık ortaya koyduğu "bir teknik adam perişanlığı" içinde, kendini de, Galatasaray takımını da "küçük" düşürüyor:
***
"Bir İstanbul büyüğü bir Anadoluluya karşı her zaman olağan favoridir, her zaman sahada daha fazla yetenekli oyuncu bulundurmalıdır, her zaman topa daha fazla sahip olmalıdır. En azından bunu hedeflemelidir.
Antepspor, Galatasaray karşısına orta ikilisinde Medunjanin - Mustafa Durak'la çıktı; ki bu ikilinin ikisine de on numarada görev verseniz kimse şaşırmaz. Cenk - İbrahim - Turgut ve Serdar'la beraber altı ofansifle çıktı Sergen Hoca, Galatasaray maçına. Buna karşılık G.Saray'ın dörtlü orta sahasının kenarları da iki savunmacıya Eboue - Sabri'ye emanet! Antep'in 6 ofansifle başladığı Galatasaray maçına, sarı-kırmızılıların beş savunmacıyla çıkması; en hafif ifadeyle ligi bilmemektir, rakibi tanımamaktır, tanımaya da çalışmamaktır.
Bu ligin kodları farklıdır... Siz Antep'e karşı durum 0-0'ken son değişiklik hakkınızı Ceyhun'dan yana kullanıyor, kenarlarda Salih ve Sabri'yle son 10 dakikayı hâlâ 5 defansla oynuyorsanız bu ligin kodlarını bilmiyorsunuz demektir. Yani Galatasaray'ın esas sorunu formasyon değil, oyuncu tipolojisidir. Sahada gol düşünen adam sayısının azlığıdır. Rakipten bile azlığıdır üstelik..."
***
"Defans takıntılı" bir Hoca'nın başında olduğu Galatasaray ile, "Benim takımım yediğinden fazlasını atmak üzere sahaya çıkar" düşüncesinde olan bir Hoca'nın Galatasaray'ı arasındaki fark işte buradadır!..
Onun için Selçuk bitmiş, Burak bitmiş, Umut bitmiş, hatta Drogba bitmiş görünüyorlar sahada; "defansif takıntının giyotini içinde" bitirildiler, çünkü!..
Daha acısı, "bu farkı" Mancini'ye anlatacak adam yoktur şu anda Galatasaray'da; Ünal Aysal'dan, Tugay Kerimoğlu'na kadar!.."
"Ekselansları" Ancona Kontu, "Galatasaray takımının ve kulübünün büyüklüğünün farkında değil, küçümsüyor" ve bu yüzden "sadece Galatasaray takımı ile değil", asıl kötüsü "Galatasaray'ın büyüklüğüyle" de oyuncağı gibi oynuyor; işte asıl tehlike burada!..