Neymiş; "Bu ülke futbolunun modern gladyatörü" imiş.. Hımmm... "Bilgisayar kullanan bir modern gladyatör!.." Hadi canım sen de... Sanıyorum, her sabah aynanın karşısına geçip "traş olduktan sonra" kendi kendine "böyle" söylüyorsun... Ama... Benim sana tavsiyem, hiç olmazsa bir süre "o aynanın karşısında" kendi kendine şu soruyu sorman: "Acaba ben bilgisayarlı bir gladyatörden çok, atari oynayan bir Don Kişot'a mı benziyorum?" *** Gladyatör merttir... Gladyatör cesurdur... Gladyatör gözünü budaktan, sözünü dudaktan esirgemez!.. Şimdi ben sana soruyorum, sen de kendi kendine sor: Kod adı "Gaga" olan spor müdürünün kasetinde kayıtlı olan "sözleri" bile açıklayamayacak kadar "cesur olamayan", Ukrayna maçından sonra spor yazarlarının sordukları "5 maçta 6 puan alıp, 9 puan kaybettiniz, başarı terazisinde bu görüntüyü nasıl değerlendiriyorsunuz" mealindeki sorularına "Evet arkadaşlar, şu ana kadar başarılı değiliz, ama olacağız" demek "mertliğini gösteremeyen" ve "kem küm eden" bir gladyatör olur mu? *** Bak, Ukrayna Milli Takımı'nın teknik direktörü Blokhin ne demiş: "Rakibimizden daha mantıklı ve daha iştahlı oynadık. Biz olduğumuz yeri biliyoruz ve göklerde uçmuyoruz. Büyük futbolcular ve büyük takımlar her zaman sahada belli olur!.." "Nezâketinden" ve de futbola olan saygısından "büyük" teknik adamların "nerede belli olduğunu" ise söylememiş... Bilmem, bu mesajdan "bir şeyler" alabildin mi? *** Futbol Federasyonu Başkanı, asbaşkanları, yöneticileri, Milli Takım oyuncuları ve de teknik direktörümüz dahil, hezimetten sonra, koro hâlinde "ninni" söylediler: "İş kazası... Yol kazası..." Tam 10 gün kamp yap... Rakibin bir düzineden fazla kasetini izle... 90 saat futbolcularına kasetli, bilgisayarlı dersler ver, taktik ver... Sonra da, kendi sahanda hezimete uğra, gülünç ol!.. Yooo... "Hezimet" sözünü "skor için" söylemiyorum, oynadığımız futbol için söylüyorum!.. Bu nasıl iş kazası?.. Bu nasıl yol kazası?.. Böyle kaza mı olur? Sen 3 Avrupa maçında 13 gol yiyen takımın defansını "Milli Takımın defansı" diye sahaya çıkarırsan, "bunun yol kazası ile bir ilgisi olur mu?" "Kişisel hatalar" dediğin hataları, Manchester United ve Lyon maçlarında "10'ar, 15'er defa yapan" adamlardan "medet uman" bir kadroyu sahaya sürersen, direksiyon başındaki adam olarak, "Ben kaza yapacağım arkadaş" diye bas bas bağırmış olmaz mısın? Sen "sırık gibi" defans adamlarının arasına "boy fukarası" forvetleri sokup, 50 tane ortayı, 15 tane korneri rakibin kalecisine, stoperlerine hediye edersen, bunun iş kazası ile ne ilgisi var? *** Elbette ki, "bu futbol hezimetinin tek sorumlusu" sen değilsin!.. Yunanistan maçlarında, Danimarka maçlarında, Kazakistan maçlarında "oynanan kötü ve kısır futbola rağmen" sana ve Milli Takım'a "bilinen sebeplerle" övgüler yağdıran yorumcularımız ve spor yazarlarımız da bu hezimetten "senin kadar" sorumludurlar!.. Şimdi iftihar edebilirler!.. *** Kimse kendini de, milleti de aldatmasın!.. "Milli maç sabahı yazdığım gibi", Ersun Yanal'a "gladyatör zırhı bol, hem de çok bol gelmiştir!.." Ersun Yanal, "işi becerememiştir!.." Beceremeyeceğini de göstermiştir!.. Kulüp antrenörlüğü döneminde, onca ikâza, onca eleştiriye rağmen, "dediğim dedik, çaldığım düdük" kafası ile "defansı beceremediğini" göstermişti... Milli Takım'da da "uzmanı olduğu" söylenen "ofansı beceremediğini" çok iyi gösteriyor!.. Çıkın "sıfır puanlı grup sonuncusu Kazakistan ile oynanan maçı", Türk Milli Takımı'nın kaç golü var? Hiç sıkılmadan, suçu "futbolcularına yıkıp" rahat rahat "Topları çizgiden geçiremedik... Kişisel hatalarla golleri yedik" diyebiliyor!.. Biz herhalde "başka" bir maç seyrettik: "Yüzde yüz gollük pozisyon bakımından" Ukrayna, tıpkı "10 kişilik" Danimarka gibi, bizden "iki kat fazlasını kaçırmadı mı?" Bir Shevchenko'ya "tedbir alamayan" bir teknik adama, bilmem ki "bilgisayarlı gladyatör" ninnileriyle, Milli Takım'ı daha ne kadar emanet edeceğiz? ??? Levent Bıçakçı'ya tavsiyem: Hiç vakit kaybetmeden, Ersun Yanal ile yolunu ayır ve Milli Takım'ın başına... Fatih Terim'i... Mustafa Denizli'yi... Ama "bana kalırsa..." Yılmaz Vural'ı getir!.. Yılmaz Vural, "Türk Milli Takımı'nı, Almanya'daki finallere götürebilecek" teknik adamların içinde "en akla yakını ve şanslısı olarak" ortada duruyor!.. Hırsıyla, "başarıya olan" açlığıyla, bilgisiyle, hocalığıyla... Hiç vakit kaybedilmesin... Ve "İzmirli" Don Kişot'un, sevgili Kâzım Kanat ve benzerleri ile beraber "Türk Milli Takımı üzerinden" oynamayı pek sevdikleri "atari" oyununa son verilsin!.. Çünkü ziller çalıyor ve atarinin göstergeleri "tilt" yazıyor!..