Avantaj Galatasaray'da!..

A -
A +

"Hayal", maçın hakeminin başlama düdüğü ile biter ve saha içinde 90 dakika sadece ve sadece "gerçekler" konuşur!.. Maçtan önce Galatasaraylıların hayali, "Türkiye Kupası'ndaki Galatasaray üstünlüğünün, yıllardan beri Saraçoğlu Stadı'ndan bir galibiyet çıkaramayan, hatta beraberliği bile çok az ve güçlükle bulan sarı - kırmızılı ekibin Kupa şansını kullanarak şeytanın bacağını kırmasını sağlayabilmesi" idi. Buna, bahis şirketlerinin "Galatasaray'ı çok küçümseyen" rakamlarının sarı - kırmız ılı futbolcuları motivasyon olarak bu maça "iyi hazırlayacak" bir unsur olarak ortaya çıkması da eklenince "hayalin hakikate dönüşmesi ihtimali", Zico'nun, futbolcularına "Bu maçı ciddiye alın, maç sahada kazanılır" ikazlarına varacak kadar ciddileşiyordu. Fenerbahçeliler ise "maçtan önce" farklı bir skoru düşünecek, hatta "şölen davetleri çıkaracak" kadar kendilerine güveniyorlardı ve bu "güven" aslında iki takımın "bugününe bakılırsa" gerçeğin yakınında görünüyordu ama!.. Bu hava içinde başlayan karşılaşma, "koşan" takımın "oynayan" takıma "maç, onun sahasında da oynansa" kolay kolay pabuç bırakmayacağını hemen gösterdi. "Kanatları iyi kapayan, defansının ortasını da, zaman zaman Ümit'i de ortaya çekerek ve ileride devamlı pres yaparak deldirmeyen" sarı - kırmızılılar, "top hakimiyetini rakiplerine kaptırmalarına rağmen", ilk yarıda "gole daha çok yaklaşan" taraf oldular. Serkan'ın, Hakan'ın ve Ümit'in şutlarına "ilk yarıda" sarı - lacivertlilerin Orkun'un rahatsız edecek "tehlikeli" cevabı olmadı. Bu kısırlıkta, Fenerbahçeli futbolcuların, her türlü uyarıya rağmen "Bu maçı nasıl olsa kazanırız" havasında olmalarının da rolü vardı. Devrenin sonuna doğru Semih'in sakatlanarak çıkmasının ve Kezman'ın oyuna girmesinin maça nasıl tesir edeceği merakla beklenirken, Galatasaray yönünden tehlikeli durum ise Servet ve Uğur'un sarı - kart görmeleriydi. İkinci yarıya ise Galatasaray art arda şut ve gol pozisyonları bularak başladı, Volkan'ın üst üste kurtardıkları Fenerbahçe seyircisini susturmuş, bir avuç Galatasaray seyircisini coşturmuştu. Sarı -lacivertliler bir türlü oyun kuramıyor, orta alanda durmadan top kaybediyorlardı. 60'ıncı dakikada Hakan Şükür'ün yerine Ayhan'ın girmesi de oyunun şeklini bir süre değiştirmedi. Fenerbahçe'den beklenen tehlikeli kanat akınlarını Galatasaray yapıyordu; Uğur'un yerine Vederson'un alınması da Zico'nun oyuna ilk müdahalesi oldu. Ve Fenerbahçe'nin Orkun'da kalan ilk tehlikeli şutu 70'nci dakikada Alex'ten geldi. Ardından Arda'nın dışarı attığı pozisyon Galatasaray için büyük şanssızlıktı. 75'inci dakikadan itibaren Galatasaray'da yorulma alametleri görülünce, Fenerbahçe oyuna ağırlığını koymaya başladı. 82'nci dakikada Lugano ikinci sarı karttan kırmızıyı görmesi de dengeyi değiştirmedi. Ve maç G.Saray'a avantaj sağlayacak bir beraberlikte turu Ali Sami Yen'e bırakarak bitti. >> BENİM YILDIZIM Dün geceki maçın yıldızı "Serkan mı, Mehmet Topal mı olsun" diye çok düşündüm; ayıramadım; neden ikisi de olmasın?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.