Aydınlık günlere doğru!..

Özhan Canaydın'ın "yeniden neden başkan olmaması gerektiği" konusunda "bin tane sebep" yazabilirim; ama bugünlük "bir tane" yazayım; sadece "o sebep" bile "yeniden aday olmaması için" yeterlidir: "İnşaatçı" Aziz Yıldırım'ın Fenerium'larına bakınız, bir de "tekstilci" Özhan Canaydın'ın Galatasaray Store'larına; farkı görünüz!.. "Uzmanı olduğu" işte bile "Galatasaray'ı Fenerbahçe'nin bu kadar gerisine düşüren" bir Başkan'la Galatasaray nasıl kurtulacak, söyler misiniz bana?.. Ve de, hâlâ "Özhan Canaydın'ın beyaz oy pusulası ile başkan kalacağına inanacak kadar", hadi "nezaket kurallarını çiğnemeyerek" en hafif tabirini kullanayım; "saf" olanlara ve başta Alp Yalman olmak üzere "İlle de kalsın" diyenlere, "Utanın, sizler Galatasaray tamamen batsın mı istiyorsunuz" diye sorayım!.. Herkes artık bilmelidir ki; Galatasaray'da "Özhan Canaydın" dönemi 22 Martta kapanıyor; Başkan, "kendisi" için de (Neden "kendisi için de hayırlı olduğunu" dün Turgay Renklikurt hocam Güneş Gazetesi'ndeki yazısında çok iyi anlatmış ve ona "Kal" diyenlerin de Özhan Başkan'a "insani açıdan" nasıl kötülük ettiklerini de açık açık yazmış; herkes okumalı) , "Galatasaray" için de en doğru kararı verdi; Galatasaray'ın önünü açtı!.. "Bu karar", 6 yıllık döneminde "Galatasaray lehine verdiği en anlamlı, en önemli ve en iyi karardır" Özhan Başkan'ın; bütün Galatasaray camiasına hayırlı olsun!.. Galatasaraylılar, artık "yeni açılacak" sayfaya ve "ümit dolu" ufuklara bakmalı!.. "Yeni" bir başkan, "yeni" bir yönetim, "yeni" bir heyecan ve "tekrar" yakalanacak olan Galatasaraylılık ruhu!.. Galatasaray'ı kurtaracak olan işte bu "yeni heyecan" ve "tekrar yakalanacak olan" Galatasaraylılık ruhudur!.. Taraftarı tribünlere koşturacak, camiayı kulübüne sahip çıkacak hâle getirecek olan ruh!.. Galatasaraylıların ruhu ölmüştü, heyecanı ölmüştü!.. "Yeni" yönetimin, "yeni" başkanın "ilk yapacağı iş" budur; Galatasaray'ın üzerine serilen "ölü toprağını" kaldırmak!.. Bunun için de, Galatasaraylıların, "gerçek" Galatasaraylıların "yeni" başkanın, "yeni" yönetimin etrafında kenetlenmeleri şarttır; her türlü dedikoduyu, hizipleşmeyi bir tarafa bırakarak!.. "Beraberliğin" getireceği sinerji, yeni başkanın ve yeni yönetimin "mali problemleri çözmesinde" ve "rakip kulüplerle rekabette" en büyük desteği ve yardımcısı olacaktır; Galatasaraylılar bunu unutmamalıdırlar!.. "Tek aday ve tek liste", Galatasaray gibi bir camiaya yakışmaz; Galatasaray "perde arkası" atamalarla yönetilemez, yönetilmemelidir!.. "Adaylar" çıkmalı, projeler, listeler yarışmalıdır; şu andaki tablo sağlıklıdır ve olması gerekendir!.. "Adaylar arasında" uzlaşma ve birleşmeler olabilir mi; elbette olabilir ve "böyle" zor bir dönemde olması da son derece normaldir; altını çiziyorum; adayların "hür iradeleri ile" ve "makûl şartlarda" güçlerini birleştirmesi, Galatasaray'ı düze çıkarma mücadelesinde "önemli" ve "belirleyici" bir rol oynayabilir!.. Mevcut adaylar içinde "yöneticilik tecrübesi, kariyeri ve karizması" sebebiyle Adnan Polat öne çıkıyor!.. Aziz Yıldırım'la, Yıldırım Demirören'le "rekabet" bakımından Polat'ın yöneticilik tecrübesi, karizması ve kariyeri "önemli" bir avantaj!.. "Bu" sebepten, Polat'ın "genel kuruldan başkan olarak çıkması", Galatasaray camiasının "yanlış bir karar vermediğini" gösterecek!.. Polat, "başkan olarak" Galatasaray'a heyecanı getirecektir, tribünlerde "Galatasaraylılık ruhu" yeniden canlanacaktır; mali konularda "işler" daha iyi yürütülecek ve para sıkıntısı "sporcuları, dünden ve bugünden daha az olarak" etkileyecek; bu da "sportif başarının itici gücü" olacaktır!.. Elbette "bugüne kadar" Polat'ın da her insan gibi hataları ve yanlışları olmuştur; ama "Galatasaray başkanı olmanın ne demek olduğunu" en iyi bileceklerden biridir, Polat; "hata ve yanlışlarını tekrarlamamayı", onları "en aza indirmeyi" bilecektir!.. Galatasaraylılar, "hiç birinizin gözü arkada kalmasın"; Galatasaray "bugünlere" bir daha geri dönmeyecektir!..