Adım adım geldiler ve nihayet "hakem tayinlerine de müdahale etmeye kalkıştılar!.." Merkez Hakem Komitesine baskı yapmak için yarışmaya bile başladılar!.. Kimler mi? Bazı "hakem yorumcuları!.." Bazı "yöneticiler!.." Bazı gazetelerin spor sayfaları!.. Bazı TV'lerin spor programları!.. Sanki, hakemlerin maçları çığırından çıkarması isteniyor... Sanki, hakemlerin "şu veya bu takım lehine, şu veya bu takım aleyhine görüntü vermeleri" isteniyor!.. Sanki, hakemlerin "bu görüntüleri vermeleri için hata yapmaları" isteniyor!.. Sanki, "hata yapmaları için", elden ne gelirse yapılıyor; baskıysa baskı, moral bozmaksa moral bozmak, strese sokmaksa strese sokmak... Böyle bir rezalet "başka hangi ülkede var?" Böyle bir ülkede böyle bir rezalete müsaade edilir mi? Bu rezalet yüzünden, yarın maçlarda kan dökülürse ne olacak? "Bazı adamlar" kendilerini tatmin etsinler diye.. "Bazı adamlar" reyting sağlasın diye.. "Bazı adamlar" şu veya bu kulübe hoş görünebilsin diye.. "Bazı adamlar" hakemleri baskı altına alabilsin diye.. "Böylesine görülmemiş bir rezaletin baş rolüne soyunurlarken" ve günlerdir "rollerini de istedikleri gibi ve pervasızca oynarlarken" nasıl olur da, bu ülkede sporu, futbolu, asayişi, gazete ve TV'leri yönetenler , böylesine bir "vurdum duymazlık içinde" gelişmeleri seyrederler? Evet; rezalet!.. Okuyucularım bilirler ki, bir spor yazarı, bir gazeteci olarak "üslubumu yumuşak tutmaya" ve "bu tarzda kelime ve deyimler kullanmamaya" azami şekilde gayret ederim!.. Ama bu defa, "tırnak içine alarak ve altını çizerek" böyle bir kelimeyi kullanıyorum!.. Zira, iyice ileri gittiler ve "spor sınırlarını da, nezaket sınırlarını da aştılar!.." Bir maça, hem de "sizin yüzünüzden son yılların en gergin ve stresli maçı" haline gelen bir karşılaşmaya, bir de "hakem tayin etmek" sizin işiniz mi? Bakınız altını çizerek söylüyorum ve yazıyorum: Fenerbahçe - Galatasaray maçında ya da başka bir karşılaşmada "hakemlerin kararlarına bağlı olarak ve onlar sorumlu tutularak" işler çığırından çıkarılır ve kan akarsa, "bunun tahrik ve teşvikçileri olarak", bütün samimiyetimle kamuoyuna "sizleri işaret edeceğim" ve durup dinlenmeden bu acı gerçeği vurgulayacağım!. Ayıptır ve yazıktır; bırakın artık şu hakemlerin yakasını!.. Biraz rahat nefes alsınlar ve baskıdan kurtulsunlar!.. Aslında, "bir avukat uyansa" ya da "birileri hakemlere sahip çıkabilse", bu yayınlar sebebiyle "mahkemelerden öyle kararlar çıkarılır" ki, bugün pervasızca hareket edenlerin bir daha sesi soluğu çıkmaz!. "Aman biz ettik, siz etmeyin" diye yalvarmaya başlarlar!.. İnsanların itibarıyla oynamak, onların "görevlerini huzur içinde yapmalarını engellemeye ve onları hata yapmaya zorlamak", sonra da "hakaretler yağdırarak infaz etmek" suç değilse, nedir?. İşin ucunda hapis cezası da vardır, maddi ve manevi tazminat da vardır!.. Bilmem ki, "hadlerini bilmeyenlere hadlerini bildirmek için" daha ne bekleniyor? 5-10 insanın ölmesi mi? Yeni bir Sivas-Kayseri olayının olması mı? Ya da yüzlerce kişinin yaralanması mı? Nerede Futbol Federasyonu? Nerede "daha büyük" ve daha "anlı-şanlı" yetkililer? Evet, neredeler ve ne bekliyorlar?