Biz "hataları ortaya koydukça, gidişin gidiş olmadığını yazdıkça, Aysal'ın işareti ile bizleri "Hain ve Galatasaray düşmanı" olarak ilan edenler, şimdi neredeler?..
Neredeler, "En büyük Başkan" diye yazıp çizenler, TV ekranında, hele hele Galatasaray TV'de tam tabiri ile "Ünal Aysal'ı göklere çıkaranlar", neredeler?..
Şimdi görüyorum ki, Galatasaray'ın "yeni" Başkanını da "göklere çıkarma" yarışındalar!.."
Biz "hataları ortaya koydukça, gidişin gidiş olmadığını yazdıkça, yapılan idari ve sportif operasyonların Galatasaray'ı bitireceğini söyledikçe", Aysal'ın, hatta "sözlü" işareti ile bizleri "Hain ve Galatasaray düşmanı" olarak ilan edenler, şimdi neredeler?..
Duygun Yarsuvat, eğer "gerçekten" Galatasaray'ı seviyorsa, gerçekten "başkanlığı hak eden bir Galatasaray Başkanı" ise, hiç vakit geçirmeden "Aysal artıklarını, başta Prandelli olmak üzere, Galatasaray TV ekranında dalkavukluk yapanlar dahil, kapının önüne koymalıdır; ama, ne yazık ki, yapamayacağını söyleyenler var; "Zira oylarıyla onu o koltuğa oturtanların büyük çoğunluğu, zaten Ünal Aysal'ı destekleyenler ve şimdi de hesap vermekten kurtarmaya çalışanlar; yönetim kuruluna bakın, Aysal'ın kaç idari ve profesyonel yöneticisi var içinde!.."
Onlara hatırlatmak gerek, "baksınlar" ne demiş, Aysal "göreve geldiğinin" hemen ertesi günlerinde; "... Durum vahim. Galatasaray'ın düşmanı Galatasaraylılardır. Biz bu virüsü çözeceğiz. Bu duruma gelmemizde geçmiş yönetimlerin olduğu kadar, denetim konusunda hassas davranmadığı için ben dahil bütün Genel Kurul üyelerinin sorumluluğu vardır!.."
Ki, sözünü ettiği "o" genel kurul, kendisinden önceki Başkan Adnan Polat'ı "idari olarak' ibra etmemişti!.."
Şimdi, "300-500 kişinin zar zor tanıdığı bir kişi iken, başkanlık yaptığı 3.5 yılda, Türkiye'nin en ünlü 20 kişisinden biri olduktan sonra 'işlerin çıkmaza girdiğini görünce' bırakıp kaçan" bir Başkan'dan "Hesap sorulmalı" diyenlere, "İntikamcılar" yaftasını takmağa çalışan ve "bu propaganda" ile seçimi kazanan" bir Başkan var, karşımızda!..
Ve de, etrafında, "Doğan Sarıbeyoğlu gibi" herkesin "gerçek Galatasaraylı" olarak tanıdığı "duayenler" var, "aynı" kafada!..
Tıpkı "bir zamanların Faruk Süren'i gibi, Ünal Aysal'dan da hesap sorulmasın ve de Galatasaray'ı batmanın eşiğine getirecek yeni başkanların yolu açık tutulsun"; öyle mi, Sayın Sarıbeyoğlu?..
Kuzum, söyler misiniz bana, sizler, kimden yanasınız; "Galatasaray'ı bu hâle düşüren başkanlardan mı, yoksa Galatasaray'dan mı?.."
Bakınız, sevgili hocamız ve Galatasaray Divan Kurulu üyesi Turgay Renklikurt "korumaya, kollamağa çalıştığınız" Aysal'ın "yukarıdaki sözlerini yazısına alıp" Galatasaraylılara hatırlatırken, siz ne yapıyorsunuz?..
Şimdi "sadece bir örnek vererek" soruyorum, başta "şefleri" İnan Kıraç olmak üzere "Aysalperverler" korusuna:
Sadece "parasızlık" yüzünden Galatasaray basketbolunun "ne hâle düştüğünü" görmüyor musunuz?..
"Galatasaray Başkanlığı'nın Ünal Aysal'a içeride ve dışarıda getirdiği tanınmışlık zirvesi için", acaba "Başkan olmasaydı", Aysal kaç milyon, ne milyonu, kaç milyar dolar harcaması gerekirdi, reklam için, halkla ilişkiler için, propaganda için?.."
Peki, onun "dillere destan holdingi," Galatasaray Basketbol takımlarının formasına "3-4 milyon dolarlık bir reklam şeridi" veremez ve "Avrupa, Türkiye şampiyonlukları getirerek, Aysal'ın şöhretine şöhret katan" o şubenin hiç olmazsa bu sezonki sorunlarını çözemez miydi?..
Çarşamba gecesi, "Euroleague şampiyonu olan" Kadın Basketbol Takımı "6 sayı yapabildiği" ilk periyotta 7.5 dakika "tek sayı" bile atamazken, eğer seyrediyorsanız, yüzleriniz kızarmadı mı?..
Hani Aysal, söz vermişti; "Başkanlıktan ayrılsa da, Galatasaray'a destek olacaktı, yardım edecekti?.."