Bak şu konuşanlara!..

A -
A +

Bunlar hiç sıkılmıyorlar mı; yüzleri hiç kızarmıyor mu?.. Adnan Polat yönetiminden önce "art arda gelen" üç "eski" Galatasaray başkanından söz ediyorum!.. "Başkanlık dönemlerinde, bütün Galatasaraylıların yüzlerini kızartacak öyle şeyler yapmışlardı" ki, şimdi nasıl çıkıp konuşuyorlar, nasıl Galatasaray yönetimlerini eleştirebiliyorlar, anlamak mümkün değil!.. Evet, manavların, kasapların "alacakları ödenmediği için" kulüp telefonlarına haciz koydurduğu ve "kapattırdığı" dönemlerin başkanları bunlar!.. "Yurt içi ve yurt dışı sahtekarlarla, üstelik paralar, komisyonlar ödeyerek, paralar, komisyonlar vadededek" anlaşmalar yapan, "para bulabilmek için" böylesine şaibeli kişilerle "kulüp adına resmi ilişkiler kuran" başkanlar bunlar; yöneticileri her türlü kaçakçılıktan, dolandırıcılıktan mahkemelere, hapislere düşen TGS'li, "geçmişi karanlık" Sahip Som'lu başkanlar bunlar!.. Galatasaray'ın "bu" başkanlarının "Stadı yapacağız" diye "100 milyon dolarlık kredi bulmak için" paralar, komisyonlar ödedikleri, "anlaşmalar imzaladıkları" karanlık kişiler ve şirketlerdi, bunlar!.. Kulübü, Cayman Adalı şirketlerle, off-shore bankalarla "para" ilişkilerine sokan, "imza taklitli çek" iddialarıyla gazete sayfalarına düşen başkanlardı bunlar!.. Bitmedi; "Dream Card" skandallı, Iwan Postel'li ve şirketiyle sponsorluk anlaşmalı başkanlardı bunlar!.. Kimdi Iwan Postel; işte bu Galatasaray başkanlarından biri ve yönetimi ile "sponsorluk anlaşması yapıp", üstelik "her ay çekilişlerle lüks bir otomobil verilecek" diyerek, "Galatasaray şemsiyesi altında, binlerce kişiden paralar toplayıp", sonra da "vaadini tutmadığı için" gözaltına alınınca, Galatasaray Yönetiminin "hemen anlaşmayı feshettiği" adamdı!.. Galatasaray'a, onun TV'lerde "ballandıra ballandıra" bu kartı ve getirilerini anlatan başkanına güvenerek büyük paralar ödeyip "Rüya kartları alan" binlerce insanı ortada bırakan başkanlardı, bunlar!.. Hele hele çıkıp "Kulüp sokaktan yönetilirse böyle olur" demiyorlar mı, insanın kahkahalarla güleceği geliyor!.. "Adnan Polat Galatasaray Liseli değil" ya, akıllarınca mart ayındaki kongre için "işaret" veriyorlar; "Mektepli arkadaşlar sakın ola ki, liseli olmayan bir başkana bir daha oy vermeyin, işte böyle olur!.." Hâlâ , "mektepli-mektepli olmayan" ayrımcılığından medet umuyorlar; yazıklar olsun!.. "Bunu söyleyenin" ve de "söyletenlerin" utanmaları gerek; "Galatasaray'da basketbol skandalının sorumluları kimler"; söyleyin bakalım kim "bunlar?.." "Cemal Nalga'yı, Tufan Ersöz'ün forması ve adıyla oynatan" ve "Bunu milli hisler yüzünden yaptım, gurbetçilerin önünde yenilmeyelim diye yaptım" diyen antrenör Okan Çevik, Galatasaray Liseli, İdari Menajer Mert Uyguç Galatasaray Liseli, "profesyonel" sorumlu Koray Mincinozlu Galatasaray Liseli, Basketbol Şubesi Sorumlusu Yiğit Şardan Galatasaray Liseli; "skandalı yapanlar, göz yumanlar ve şubeden sorumlular" bunlar!.. Söyleyin bana; "Galatasaray Basketbol Şubesi, sokaktan mı idare ediliyormuş?.." Adnan Polat ve yönetimi daha ne yapsın; "bütün bir şubeyi Galatasaray Liselilere emanet etmişler"; daha ne diyorsun ey Özhan Canaydın; bu ne pişkinlik, bu ne "bulanık suda balık avlama" hırsı?.. "Senin gibi, susup oturması için bin tane sebep olan" Faruk Süren ile el ele vermiş, ne yapmak istiyorsunuz?.. Oturun oturduğunuz yerde, Galatasaray camiasının "sizlerin kılavuzluğuna ihtiyacı yok", hem de hiç yok!.. Polat'ı herkes eleştirebilir ama, "sizler" asla!.. *** Galatasaray Basketbol Şubesiyle ilgili kararı ve verilen cezayı alkışlıyorum; herkes bilmelidir ki, "ceza böyle olur" ve "böyle olursa, örnek olur, caydırıcı olur, haklı olur!.." Futbol Federasyonu başta "her federasyon ve bütün disiplin kurulları" bu karardan ve cezadan ders alsınlar, talimatlarını "böyle kararlara ve cezalara açık" yapsınlar; cesaretle bu talimatları "adil ve eşit olarak", eyyamcılık yapmadan uygulasınlar!.. Yooo, Basketbol Federasyonu'nu alkışlamıyorum; "sadece kararı ve cezaları alkışlıyorum"; zira bu Federasyon ve onun başkanı, tam bir "cambaz gibi", ipin üstünde kalmak için her şeyi yapıyor; "bu karar ve cezalar da onun bir parçası olabilir!.." Daha ilk günden yazıp geldiğim "özel maçta ceza uygulaması" gibi "rezil bir şaklabanlığın" mimarlarını, "Oyak Renault'nun itirazını ciddiye almayıp, doğru dürüst incelemeyen" ve "devreye Fenerbahçe girince" akılları başlarına gelenleri (Yoksa, Galatasaray Basketbol Takımının küme düşecek kadar hükmen mağlûbiyet almasını sağlayacak bir süreyi bile bile mi beklediler?) elbette alkışlamam ve kutlamam mümkün değil!.. İnanılmayan, güvenilmeyen, "mizah konusu hâline gelen" bu Federasyon bitmiştir; artık Türk Basketbolu'nu temsil edemez; etmemeli ve gitmelidir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.