Neden, olayın "Spor - Toto Teşkilat Müdürlüğü tarafından ortaya çıkarılmasının ve Akçaabat Sebatspor - Kayserispor maçının İddaa tablosundan çekilmesinin" ve "durumun Futbol Federasyonu'na bildirilmesinin" üzerinden daha "3 saat geçmeden" Futbol Federasyonu çıkıp "Kayserispor temizdir" açıklamasını yapmıştır? Nasıl yapmıştır, niçin yapmıştır? "3 saatte Kayserispor'u temize çıkaracak kadar işe vakıf ve ellerinde bilgi ve belge olanlar", neden 5 aydır ortaya "doğru dürüst bir dosya" ve herkesi tatmin edecek "bir açıklama" koyamamaktadırlar? Neden, Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu'na "ilk gönderilen" dosyada "gerekçe" açık açık "yasa dışı bahis oynamaya teşebbüs" iken, daha sonra kamuoyundan ve medyadan gelen ağır baskılar sebebiyle "Bahis Şikesi" gibi, sporumuzda ve futbolumuzda "ilk defa" seslendirilen bir "suç isnadına dönüştürülmüştür"; "Neden???.. Neden???.. Neden???.." Ortada bir "bahis şikesi" varsa, üstelik bu bahis şikesi "maçın ilk yarısı bir takımın, maçın tamamı öteki takımın galibiyeti üzerine kurgulanmışsa", maç sonunda galip gelecek takım "düşme hattından kurtulmaya çalışıyorsa ve her puan o takım için altın değerinde ise", böyle bir bahis şikesinin "sadece" maç sonunda mağlûp olacak takımın 5-6 oyuncusu, doktoru ve eski çaycısı ile "yapılabilmesi" mümkün müdür? "Yarım yamalak" bir dosyanın ortaya çıkardığı "karanlık tablonun tepki görmesi üzerine", Futbol Federasyonu Başkan Vekili ve de "hukukçu" arkadaşımız, "sporumuz ve futbolumuz adına gerçeklerin ortaya çıkması için bu olayda Pişmanlık Yasası hükümleri uygulanacak, soruşturmaya yardımcı olanların cezaları hafifletilecek ve belki de tamamen kaldırılacak" sinyalini verirken. "Aynı sinyal", neden Cafer'in ortaya döktüğü "teşvik primi skandalında verilmemiştir" de, olay, "ceza alırız" korkusuyla yığılan "inkâr" ifadeleriyle dolu dosyanın, "hiçbir ciddi soruşturma yapılmadan" kapatılmasıyla sonuçlandırılmıştır; "Neden???.. Neden???.. Neden???.." Federasyon başkanı ve başkan vekili, "teşvik primi iddiaları" ile bezeli olayda "adı geçen" büyük kulübün ve başkanının "avukatlıklarını yapmışlar" mıdır? Federasyon Başkanı, Kayserili midir? Federasyonda "başka" Kayserililer var mıdır? "Olaya perde arkasından", çok daha yukarılardaki "bazı" Kayserililer müdahale etmişler midir? "Böylesine açmazlar içinde olan" ve kamuoyu nezdinde "tarafsız olma güvenini kaybetmiş" görünen bir federasyonun ve kurullarının "şimdi" çıkıp da Beşiktaş'la ilgili olarak "İnönü Stadı'nda olanlar" konusunda "adil ve haklı" bir karara varabileceğine inanan var mıdır? İşte "tamtam" davulları çalmaya başladı: "Seyircisiz derbi, oynanır mı?" "Federasyonsuz" futbolumuzda elbette ki, "seyircisiz" derbi oynanmaz; oynanamaz!.. Zira, "futbolu" federasyon yerine "Büyükler" yönetiyor!.. Bu federasyon, daha dün, TV ekranlarından "Federasyon puanlarımızı çaldı" diyen "bir büyük takımın hocasını duymazlıktan, görmezlikten" gelmedi mi? Durun. Durun. "Bu" hocadan bahsedince, aklıma geldi!.. Özür dilerim; asıl "gerçeği" unutmuşum!.. "Baş büyük" isterse, elbette "seyircisiz derbi" de oynanır!.. Yeter ki, "patron" emretsin!..