Baş sorumlu "sadece" Polat'tır!..

A -
A +

Evet, Galatasaray'ın bu hâle düşmesinden "birinci derecede sorumlu" Başkan Adnan Polat'tır; diğerleri "tâli" sorumlular!.. Polat, Türk Futbol Tarihi'nin "en pahalı futbol kadrosunu", "kerameti kendinden menkûl" Adnan Sezgin'e ve de "ona inanarak" üçüncü sınıf bir hocaya teslim etmiş ve "onca uyarıya rağmen", aylarca takımı "kondisyon olarak" da bitiren, "sakatlıkların" ve disiplin kuramadığı için mevsim boyu gelen "kart cezalarının" asıl sorumlusu olan o hocanın arkasında durarak, Galatasaray'ın, Fortis Türkiye Kupası'ndan ve daha önemlisi "15 milyon euroluk" Şampiyonlar Ligi'nden elenmesini seyretmiştir. (Böyle bir para gelmiş olsaydı, mesela Meira gibi bir oyuncu, en kritik bir dönemde ve en kritik bir maç öncesi zorunlu olarak satılmayacaktı.) Polat'ın mevsim başında yaptığı bir büyük hata da, Hakan Şükür'ü Galatasaray'dan uzaklaştırması ve takımı hem "kaptansız", hem de "ikinci" santrfordan mahrum bırakmasıdır. Başkan, "golcü olarak" Hakan Şükür'ün "tırnağı olamayacakları" görülen Ümit Karan'a ve Nonda'ya güvenerek, Hakan'ı harcamanın "ne kadar yanlış olduğunu" herhalde ancak şimdi anlayabilmiştir. Soruyorum, Ümit'in, Ayhan'ın, Sabri'nin ve Lincoln'ün bıraktım teker teker, "dördünün birden bile kaptan olarak Hakan'ın yerini dolduramayacağını görememek", onun gibi "kurt" bir yöneticiye yakışıyor mu?.. İşte hatalı ve yanlış tercihlerin sonucu; saha içinde "kafası koparılmış bir horoz gibi" tam bir "başıboşluk" ve "acizlik" içinde koşuşturan bir takım!.. Gülünç olanı şudur ki, "takım bu hâle gelir" ve asıl sorumlular "idari sorumlu" Adnan Sezgin ve "teknik sorumlu" Skibbe iken, dahası "değişikliğin nerede yapılacağı" ortada iken, Sezgin'e inanıp, "Skibbe'ye haber vermeden" ve "Sorumlular onlardır" diyerek, Hoca'nın yardımcılarını değiştiren ve "gene hocanın haberi olmadan" ona yardımcı atayarak, zaten "bitmiş" olan Skibbe'yi futbolcularının da, kamuoyunun da önünde "beş paralık" eden kimdir?.. Dahası, "takım bir ara düzelir gibi olmuşken", geçen sezon "neler yaptığı" herkesçe bilinen Feldkamp adındaki "yaşlı adamı", sanki "her şeyi berbat etsin" diye "yetki ve sorumluluk" bilmecesini hiç kimsenin çözemediği bir "baş danışmanlık" etiketi ile ve adeta "zembille" kulübe getiren kimdir?.. Dahası "eşofmanlarını giydirip antrenman sahasına bile sokarak", iyiye gidişin altına "fitili ateşlenmiş bombayı koyan" ve o günden sonra "başta Lincoln olmak üzere" takımın iflâh olmamasına yol açan kimdir ve nerededir şimdi Feldkamp?.. "İhtiyar tilki", teknik heyeti ve takımı "darmadağın ettikten sonra", görevini tamamlamış ve geçen sezonun intikamını almış oluyor, herhalde!.. Polat, Skibbe'yi "çok geç olarak" yolcu ettikten sonra, "büyük kulüp olmanın gereğini" de unutmuş ve mesela Chelsea, "Scolari gibi" bir büyük hocayı, hemen hemen "aynı haftalarda gönderip" yerine "Hiddink gibi" bir hocayı getirirken, Adnan Polat'ın, Kocaelispor hezimetinin şaşkınlığı ve paniği içinde, "çok ağır eleştirilerin yönetileceği hedefi saptırmak için" bir gecede ve birkaç saatte bulduğu ise, "hocalık kariyeri nerede ise sıfır olan" ve "Galatasaray'dan koparılışında tatsız olaylar cereyan eden" Bülent Korkmaz'dır!.. Böylece, "ağabeylik dönemini bitiriyorum" diyerek Hakan Şükür'ü gönderen Polat, "kendini kurtarmak" için Bülent Korkmaz'ı getirerek, "kurtuluşu, ağabeylikte bulduğunu" göstermiş ve Makyavel'in kemiklerini sızlatmıştır!.. Üstelik, "Galatasaray'ı biraz tanıyanlar" bilirler ki, "ağabeylikte, Bülent Korkmaz, Hakan Şükür'ün eline su bile dökemez'.." Dökemediği de, "birkaç şanslı sonuçtan sonra" ortaya çıkmış ve önce UEFA Kupası'nda, sonra da Süper Lig'de havlu atılmıştır!.. Dostlarım diyor ki; "Skibbe'yi yerden yere vurdun, neden Bülent Korkmaz'ı eleştirmiyorsun?.." Bülent Korkmaz'ı neden eleştireyim, o henüz "hoca" değil ki!.. Bu hataları yapması, hem de üst üste yapması, hatalarından ders de almaması çok normal. Koca Galatasaray'ı UEFA'da ve Süper Lig'de büyük hedefleri varken, "daha hoca bile olamamışken" Bülent Korkmaz'a "tam yetki ile teslim eden" ve böylece "kendini kurtarmak için Bülent Korkmaz'ı arenada gladyatörlerin önüne zırhsız ve silâhsız atan" Başkan'dır, benim muhatabım. Bakınız, "benzer" "hazin" bir tablo, basketbolda da yaşanıyor!.. "Adnan Sezgin'le yarışan" bir başka "tam yetkili", son yılların "en pahalı kadrolarının kurulduğu" Galatasaray Basketbolu ile "pinpon topu gibi" oynuyor ve "Başkan" gene seyrediyor!.. "Ahmet Dedehayır" ile onun "tarihin tozlu sayfalarından bulup getirdiği" Koray Mincinozlu'nun Galatasaray'ı, hem de İstanbul'da ve sarı-kırmızılı taraftarların doldurduğu salonda, ligin açık ara sonuncusu olan, dahası bugüne kadar "tek galibiyet alabilmiş" ve deplasmanlarda bütün rakiplerine yenilmiş bir ekip önünde tam tabiri ile "dökülerek" utanç verici bir mağlûbiyet daha alıyor!.. Soruyorum sevgili Adnan Polat'a: "Yanlış seçim ve tercihlerinizin sonucu olan" bu "hazin" tablo, Galatasaray'a ve başkanı olduğunuz yönetime yakışıyor mu?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.