Bir "Başkan" ki, yaz yaz bitmiyor, seçildiğinden beri "ben futbol bilmem, ben kulüp yöneticiliği bilmem" dediği hâlde, durmadan konuşuyordu; bir aydır "başarısızlıklar üst üste gelince" susmaya başlamıştı ki, bir "Sneijder golü" onu gene "bülbüle döndürdü!.."
Ülkenin en yeni ve en pahalı stadında iki sezondur Galatasaray'ı ve ülkeyi bütün dünyaya rezil ettiğimiz "çamur deryası" bir zemin için "tek kelime etmezken", Sneijder "bir gol attı" ve Galatasaray "tur atladı" diye "Aklımı seveyim" diyen, diyebilen bir Başkan'la karşı karşıyayız; ona sormak gerek:
"Aynı" Sneijder, "yüzde yüz bir golü kaçırdıktan hemen sonra, açılan topla takımın "golü yiyip", Gençlerbirliği ile "berabere kaldığında" ve Galatasaray tarihinin rekorunu kırıp "15'inci haftada Fenerbahçe'nin 11 puan gerisine düşerek, şampiyonluğa daha 19 maç varken havlu attığında" ne söylemeniz gerekiyordu, sayın başkan; "Aklımı peynir ekmekle yemişim galiba", mı?..
Söyler misiniz bana, "Gençlerbirliği gibi 14 maçta 13 gol atabilmiş bir takıma karşı 5 bekle ve kanatsız sahaya çıkan" bir Hoca'dan şampiyonluk nasıl beklenecek?..
Çok açık ki, "daha aralık ayının başında Süper Lige havlu atan"; "Süper Lig'de şampiyonluk hedefini kaybetmiş", pardon "daha 15 inci haftada kendine ikinciliği hedef (!) koymuş" bir Galatasaray'a, şubatta Mourinho'nun takımına elenerek Şampiyonlar Ligi'ne de havlu atarsa, mart gelmeden "futbol sezonunu kapamak" yakışacak mı?..
Mancini ve talebelerine ve de elbette Galatasaray'ın anlı ve de şanlı Başkanına bu sezon, Galatasaray'ın Hocası'nın "küçümseyerek", neredeyse "elenmeye ramak kalınan" ve ancak uzatmalar sonrası penaltılarla "tur atlanabilen" Türkiye Kupası "Yeter de artar bile" hâline gelecek mi?..
İşte, "çilekler" ile süslediği ve "Seksidir" dediği kulübüne bir türlü "yakıştıramadığı" Fatih Terim ve Abdürrahim Albayrak ile "onları koruyan" Ali Dürüst ekibinden kurtulduktan sonra, için başına "birer manken kadar yakışıklı" ve de "gerçekten seksi bir kulübe yakışan" Mancini - Tugay ikilisini getiren Ünal Aysal'ın aklını, bugünlerde hatta "kendisinden de çok" Fenerbahçeliler seviyordur, herhalde!..
"6+0+4" kısıtlamasının uygulanacağı bir sezonun öncesindeki transferde "çilek, çiçek peşinde koşarken", asıl alınması gereken Terim'in "alınmalı" dediği "Alper / Serdar Aziz / Onur ya da Tolga gibi" futbolcuları, "Milli Takıma çağrılan" Avrupa'da yetişmiş oyuncuları, "akıl vericisi" Bülent Tulun Avrupalarda "çilek / çiçek" gezileri yaparken, "pahalı" diye almayan ve de spor yazarlarının sorularına karşı, "Sırası mı" anlamına gelen cümlelerle cevap veren bir Başkan, soruyorum; "Acaba neyi planlamıştır?.."
"4'üncü yıldız ve de Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finalin üstünü hedefleyen" Hocası'nı, "yollarını ayıracağı kesinleşmiş" Engin'lere, Aydın'lara, Ufuk'lara, Aykut'lara ve "bedava gelen" Erman'lara "mecbur ve mahkûm etmesi", söyler misiniz bana "ne demektir?.."
"Kendi kurduğu tuzağa, kendi düştü" ve de "Mancini gibi" bir hocayı, dahası "çilekli / çiçekli 2 yıl şampiyon olmuş, Süperleri de dahil, onca kupayı almış ve de Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynamış" bir kadroyu da "beraber" düşürdü!..
Yarınlarda "köşeye çok sıkışınca" çıkıp da "Ben, Aklımı seveyim" derken 'Bülent Tulun'un aklını seveyim' demek istemiştim ama, özür dilerim yanılmışım, onun aklı ile hareket etmemeliydim" derse, hiç şaşmayalım!..
"İçine düştüğü durumu çok iyi anlamaya başladı" Aysal, onun için "hedef saptırmaya çalışıyor" ve Federasyonu hedefe oturtuyor!..
Diyelim ki, "Federasyon için dediklerinin hepsi doğru", peki ama "sorumlusu" kim?..
"Bu federasyon kurulurken" ve rakipleri, "Federasyon Heyetine, Disiplin ve Tahkim Kurullarına kulüp üyesi, hatta Merkez Hakem Kurulu'na kendilerine yakın onca kişiyi sokar", dahası Şekip Mosturoğlu'nun Başkanı'na koşturup "Şu kurulda şu kadar, bu kurulda bu kadar üye bizden" müjdesini verdirirken, zatıaliniz değil miydi, "onca uyarıya rağmen" arkanızı dönüp, "Ben bu federasyona üye vermem" diyen?..
"Burasının Türkiye olduğunu" bir türlü anlamayan "aklınız", bilmem ki "o zaman" neredeydi sayın Aysal; şimdi "ağlamaya hakkınız" var mı?..