Basketbole düşen gölge!..

A -
A +

Çarşamba sabahı, Akşam Gazetesi'nde Deniz Gökçe'nin "Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel hakkındaki yazısını okuyunca" irkildim!.. Öyle şeyler yazmıştı ki; benim gibi bir "basketbol aşıklısının ve spor sevdalısının" tüylerinin "acıdan" diken diken olmaması mümkün değildi!.. Evet, zaman zaman "gazetelerde bazı şeyler okuyor"; kulağıma "bazı şeyler" çalınıyordu ama, "işin vahametini", Turgay Demirel'e, Deniz Gökçe'nin yazısındaki "toptancılık" penceresinden bakınca "ancak" anlayabildim!.. Bu yazılanlar doğru mu? Özellikle "Demirel'in ekonomik durumu ve iş hayatı ile ilgili" iddiaların, ki Gökçe "bunların çoğu belgeli" diyor, "gerçek olamayacağını düşünmem" mümkün değil; zira Gökçe "ekonomik konuları bu ülkede en iyi bilenlerden ve analiz edenlerden" biri... Peki, "böyle bir tablo içinde", Türk Basketbolü'nün geleceği ne olacak? Yakında seçimler var ve "Turgay Demirel'in yeniden aday olacağı" kesin gibi.. "2010 Dünya Şampiyonası'nı Türkiye'ye alması" da, onun "seçilme şansını" yükseltti!.. Ya seçilirse? "Bu yazılan, çizilen, konuşulan" tablonun "gerçek olup olmadığını" açıklamadan, yani "iddia ve ithamlardan arınmadan" Demirel, Türk Basketbolü'nü yönetmeye nasıl devam edecek? Gökçe, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay'dan "Demirel'in önünü kesmesini istiyor!." Burada duralım ve "kendi kendimize" şu soruyu soralım: "İşe Genel Müdürlük karışırsa, basketbolümüzün yeni kavuştuğu özerklik yara almayacak mı?" "Bu soru", üzerinde önemle durulacak ve tartışmaya açık bir soru!.. Onun için ben, "ümidim olmamakla beraber" bir başka yol önereceğim: Demirel, kendisine de, Türk Basketbolü'ne de "bir büyük iyilik yapsın" ve aday olmasın!. Konu "yalnızca" Demirel'in "kişisel ve ekonomik sorunları ve eksileri değil"; bence asıl konu "Türk Basketbolü'ne kazandırdıklarının yanında", kaybettirdikleri!.. "Böl, parçala ve etrafına topladığın bir avuç insan ile yönet" zihniyetinin Türk Sporu'ndaki temsilcilerinden biri hâline "geldi" ya da "getirildi" Turgay Demirel!.. Uyarılara, "samimi" eleştirilere kulaklarını ve beynini tıkadı; "etrafını çeviren" ve kendisini "basketbol camiasından koparan", hatta "basketbol camiasının önemli bir bölümüne düşman eden" kişilerle çalışmayı tercih etti!. "Bunlardan biri" ve belki de "birincisi", hâlâ "onun adına", daha da kötüsü "maaşlı personeli olduğu" federasyon adına "ona buna hücum ediyor", tehditler yağdırıyor; Demirel'den "tık" yok!.. "Bu kişiyi susturamıyor", çıkıp "Ne diyorsun arkadaş, bunları söylemek hakkını ve yetkisini nereden aldın" diye soramıyor!.. Belli ki; "kendi istiyor" ve yaptırıyor!.. Türk Basketbolü "böyle mi yönetilir?" Böyle yönetildiği içindir ki; "Türkiye'de basketbol heyecanı, NBA naklen yayınları olmasa" hemen hemen kalmadı gibi... Türk basketbolü gün be gün geriliyor!.. İşte ben, "asıl bu sebeplerden" Demirel'in "artık gitmesini" istiyorum ve "o, misyonunu basketbolümüzün özerkliğe kavuşması ile tamamladı" diyorum!. Sevgili Demirel, aday olma; Türk Basketbolüne "yeni bir heyecan, yeni ve çağdaş bir yönetim sistemi" getirecek olan yeni yüzlerin ve beyinlerin önünü aç!.. Aday olursan, ancak "zorlamalar" ve "yönetmelik - delege oyunları" ile seçimi kazanabilirsin!.. Ve... "Genel Kurul'da 24 üye ile temsil edilecek olan" Genel Müdürlüğü de "töhmet altında bırakırsın!." "Böyle bir zorlama ile" seçimi kazansan dahi, "o koltukta rahat oturamazsın!." "İyi işler yaptın"; tadında ve kararında bırak!.. Sana ağabey tavsiyesi!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.