Mübarek Kurban Bayramı'nın ikinci günü okuyucularımın keyfini kaçırmak istemedim; onun için "Galatasaray'ın içine düşürüldüğü utanç kuyusu" ile ilgili görüşlerimi cumaya bıraktım!.. Öncelikle herkesin Kurban Bayramı'nı kutlarım, tabii spor camiasının da ve de nice "başarılı, sağlıklı, mutluluk ve huzur içinde" bayramlar dilerim. Kadınlar Voleybol Dünya Şampiyonası'nda "altıncı" olduk; müthiş bir başarı; açıkça ifade etmeliyim ki, "Erkekler Basketbol Dünya Şampiyonası'ndaki ikincilik kadar" büyük bir başarı; başta "bu başarıya imza atan genç kızlarımız olmak üzere", hocalarını, yöneticilerini ve katkıda bulunan herkesi kutluyorum, sevgiyle alınlarından öpüyorum!.. Eğer, "Dünya Şampiyonaları tecrübemiz" biraz fazla olsa ya da "biraz" şanslı olsaydık, "biraz" heyecanımızı yenebilseydik; klâsmanda altımıza aldığımız Güney Kore ve Polonya'yı "final grup maçlarında" yenebilseydik, belki de Dünya Şampiyonası'nı "ilk dört içinde" bitirebilirdik!.. Şimdi "önümüzde" Avrupa ve daha donra "yeni" bir Dünya Şampiyonası var; yarı final ve final için çalışmalıyız; neden başarmayalım?.. Bayrama yaklaşırken, iki başarılı haber daha geldi; ilk haberi ASKİSPOR güreşçileri "grekoromen" dalında Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nın finalinde Rus Karalin takımını 5-2 yenerek verdi ve şampiyon oldu; ikincisinde de bu defa İstanbul Büyükşehir Belediyespor güreşçileri, "serbest" stil Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finalinde gene bir Rus takımı olan Sayitiev'i 6-1 mağlup ederek kupaya uzandılar!.. Ankara ve İstanbul'dan gelen bu "başarı" haberlerine, hafta sonunda İzmir de katıldı; İzmir Büyükşehir Belediyespor Briç Takımı, 9. Avrupa Şampiyon Kulüpler Briç Şampiyonası'nda Hollanda, İtalya ve Rus takımlarının ardından dördüncü oldu!.. Belediye kulüplerimize mensup sporcuların "futbol dışındaki" branşlarda gösterdikleri bu başarılar, her türlü takdire ve alkışa lâyık; sporcularımızı da, yöneticilerini de kutluyorum. Bu başarılar dolayısı ile vermek istediğim bir mesaj var; Gönül istiyor ki, belediye kulüplerimiz "futbola verdikleri destek yerine", özellikle "ferdi" sporlara yatırım yapsınlar; atletizm gibi, halter gibi, güreş gibi, tenis gibi, satranç ve briç gibi sporlara. Bunlar gibi ve bunlara benzeyen birçok branşta "gencecik sporcularımız" destek bulamadıkları, sponsor sağlayamadıkları için "henüz olgunlaşmadan" spordan uzaklaşıyorlar; kim bilir sporumuz bu "desteksizlik" sebebiyle ne şampiyonlar, ne rekortmenler kaybediyor?.. Futbola, basketbola, hatta voleybola yatırım yapan "onca" kulüp var zaten, mesele "çoğunlukla kulüp desteği bulamayan" spor branşlarına yatırım yapmak; işte "Belediyesporlar" bu branşlara yatırım yapmalılar!.. Belediyesporların "bu yöndeki hamleleri", sporumuzun çehresini bir anda değiştirecektir; zira, "gençlerimiz destek bulurlarsa" 75 milyonluk Türkiye, elbette Avrupa-Dünya şampiyonları, rekortmenleri yetiştirecektir; okullar ile spor teşkilâtının imkânları "bunu karşılayamıyor"; kulüplerin, hele hele "Belediye" kulüplerinin imkân ve desteği bulunmaz bir nimet; işte güreşteki, işte briçteki "öncü" başarılar; gerisi ve "daha büyükleri" neden gelmesin?..