Beğenmedim!..

A -
A +

Dün sabah bu yazıyı, "gazeteleri okumadan yazdım"; canım "öyle yazmak istedi"; okuduklarımın tesirinde kalmak istemedim!.. Yazımın başlığı "Beğenmedim"; bu satırları yazarken "bilmiyorum" Aragones maçtan sonra ne dedi ama onun da "beğendiğini" hiç sanmıyorum; belki "moral olsun" diye spor yazarlarına "iyi şeyler söylemiştir" ama "kapalı kapılar ardında" futbolcularına neler söylediğini tahmin edebiliyorum!.. "Rakip kaleciyi bir defa bile sıkıntıya sokamayacak kadar" zayıf ve "bir amatör takım görüntüsündeki" MTK önünde "o kadrosu ile" Fenerbahçe "gol rekoru" kırmalıydı; öyle uzaktan atılan ve "rakibe çarpan" toplarla bulunan "iki gol" değil!.. Kaleci Volkan'ı "tehlikeli tek top gelmediği için" saymayalım, geriye kalanlar içinde "sonradan girenler de dahil" beğendiğim sadece 4 futbolcu oldu; Kâzım - Semih - Gökhan ve Emre; gerisi sanki "iş olsun, torba dolsun" diyecek kadar "gevşek ve yavaştılar!.." Selçuk'u "tek ön libero oynatmak"; ona "yardımcı olarak" Alex'i vermek ve "Alex'te Aurelio yüreği ve enerjisi aramak"; Alex'in "santrfor arkası rolüne" de Semih'i soyundurmak, doğrusu ya "bilgisayardaki sanal futbol maçlarına yakışacak" bir fantezi gibiydi; bekleneni isteneni vermedi ve olmadı!.. Zamanla olur mu; zor; zira "futbolcuların futbol yapısı ve anlayışı verilen ve istenen görevlere" uygun değil!.. MTK'ya bile "gol atamayan", hatta "doğru dürüst ancak iki pozisyona girebilen" iki santrforun mu kabahati idi bu tablo, yoksa Aragones'in "ilk resmi maç" fantezisinin mi; bir düşünün!.. Elbette "bir - iki maç ile" hemen karar vermemek gerek, ama "seyrettiğim" Güiza için Kezman satılacaksa, bu durum, "Kezman'ın Aragones gibi İspanyol ve onun talebesi olmamasındandır!.." Güiza, "böyle güçlü ve kanatlardan çok top getiren, duran topları Alex gibi kullanan bir yıldıza sahip bir takımda" elbette "gol atacaktır"; belki 20'ye de yaklaşacaktır ama, "Kezman'ı aratacak kadar saç baş yoldurursa ve gol kaçırma rekortmeni de olursa", kimse şaşırmasın!.. Bu satırlarıma kızacak çok Fenerbahçeli olacaktır; ama MTK gibi "çok ama çok zayıf bir takıma karşı alınmış" iki farklı galibiyetten sonra, "nabza göre şerbet vermeyi adet edinmiş" ve her şeyi "toz pembe gösteren" bir spor yazarı hiç olmadık; olmayız da!.. Gördüğümüz, anladığımız neyse onu yazarız!.. Eleştirilerimizin "skorla da ilgisi yok"; Fenerbahçe "hücuma kalkarken, hızlı gibi görünen" ve sadece "sağı iyi işleyen" kanat akınlarına rağmen, "yavaş top kullanıyor"; bu da rakibe geride çoğalma ve pozisyon alma imkânı veriyor; MTK gibi zayıf bir takım bile bu imkânı buldu ve Fenerbahçe "gol pozisyonu bulmakta" zorlandı!.. "Koşan adam" Aurelio'nun "Fenerbahçe için ne ifade ettiği", MTK maçında ortaya çıktı; sadece Semih "onun gibi" mücadele etti, ama o da yorulunca, Aragones tarafından "haklı olarak" kulübeye alındı!.. "Kendine göre takılan" ve "ne zaman nasıl oynayacağı ve ne yapacağı belli olmayan" Kâzım, maçın yıldızı idi; oyunun sonlarına doğru "ilk defa resmen Fenerbahçe forması giyen" Emre de, hemen hemen "hiç hata yapmadan, üstelik zor ve güzel işler yaparak" maçı tamamladı ve seyirciden "hak ettiği" alkışı aldı!.. Fenerbahçe bu takımı Macaristan'da da "rahat" yener; biz bugün çekilecek olan "ikinci eleme turu" kuralarına bakalım!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.