Benim anıt adamlarım!..

A -
A +

İki acı haber art arda geldi; önce İsfendiyar Açıksöz, sonra Celâl Sandal!.. Spor yazarlığımın "çıraklık ve kalfalık" döneminin "en büyükleri" arasındaydı bu iki "büyük" sporcu ve onları seyretmekten, onları yazmaktan, onları alkışlamaktan, onlarla sohbet etmekten, onlarla dost ve arkadaş olmaktan çok ama çok keyif almıştım!.. Zamanın Galatasaray'ının, o zamanın "yerleşmiş" WM sistemindeki "İsfendiyar - Suat - Metin - Kadri - ...." forvetini seyretmek, onların attığı golleri görmek, spora, futbola gönül vermiş her insan için "bulunmaz bir temaşa keyfi ve zevki" idi!.. 5'li forvetin "beşinci adamı çok değişti ama "bu dört büyük yıldız" uzun yıllar "beraber" kaldı ve Milli Takım'ın da "Lefter'in katılışı ile" çok zaman 5'lisi oldu!.. İşte İsfendiyar o forvetin, o Galatasaray'ın, o Milli Takım'ın "değişmez sağ açığı" idi!.. Ele avuca sığmaz, karşısındaki beki kıvraklığı ve hızı ile deli ve delik deşik eder, ya sağ açıktan özellikle Metin'e "al da at" dercesine ortalar yapar ya da "sıfıra inerek" geriye doğru yuvarladığı toplarla Metin'e, Suat'a, Kadri'ye "çok kolay" goller attırırdı!.. Ankara'da bir hafta sonu hatırlıyorum; o zaman İstanbul takımları Ankara'ya deplasmana geldiklerinde cumartesi bir maç, pazar bir maç, yani üst üste iki maç yaparlardı; o iki maçta Ankara'nın en güçlü iki takımına 14 gol atmıştı Galatasaray, birine 6, ötekine 8!.. Bu gollerin yarısı "İsfendiyar işi" asistlerle atılmıştı!.. Ya Puşkas'lı, Bozsik'li dillere destan, İngiltere'ye iki maçta 13 gol atmış olan Macaristan'ı İstanbul'da 3-1 yendiğimiz maçta Macarların ünlü beki Lantos'u perişan eden İsfendiyar'ı; onu unutmak ne mümkün?..6. dakikada Lefter'e, 46.dakikada Metin'e attırdığı "birinci ve üçüncü" gollerimiz?.. 50 yılı aşkın bir süredir futbol seyrediyor ve yazıyorum; İsfendiyar'ı unutmam, onu "WM'li klâsik dönemin en iyi Türk 11'ini acaba nasıl kurardım" diye düşündüğümde "sağ açığa yazmamam" mümkün mü?.. Nur içinde yatsın!.. Tam İsfendiyar'ın ölüm haberinin üzüntüsünü yaşarken, Celâl Sandal'ı "genç sayılacak yaşta" kaybettiğimizi duymak, beni iyice yıktı!.. O temiz kalpli, o deli dolu, o özü sözü doğru, o "Öcal Abim benim" diyen Anadolu delikanlısı, o "dana devirecek kadar güçlü" yumrukları olmasına rağmen bir sineği bile incitmekten kaçınan büyük boksör, o örnek sporcu için gözlerimin uzun zaman nemli kalmasını elbette önleyemezdim!.. Akdeniz Oyunları'ndan, Balkan ve Avrupa Şampiyonaları'ndan getirdiği "altın - gümüş - bronz" madalyalar bir yana, Türk insanına "boksu sevdiren" bir jenerasyonun da Seyfi Tatar ile beraber sembolü olmuştu, Celâl Sandal!.. Sandal'ın, "evet sadece onun" bir maçı için 5000 kişilik Ankara Spor Salonu'nun tıklım tıklım dolduğu geceler yaşamıştı bizlere!.. "Polis" olarak ülkesine verdiği hizmeti de düşünürsek, böyle bir büyük sporcuya, böyle bir anıt adama "ölümünde" nasıl bir vefasızlık yapmış olduğumuzu anlatmama "kalem yeteneğim" müsait değil!.. Gazeteci olarak da, spor yazarı olarak da, insan ve bir Türk olarak da bu vefasızlığın utancı içindeyim!.. Daha da açığını söyleyeyim: Ölümünde İsfendiyar'a, "futbolculuğunda adı şikeye bile karışmış" ve hoca olarak "Galatasaray'ı ne hâle getirdiği" ortada olan bir Gerets kadar bile sahip çıkmayan ama "Galatasaraylı olmakla övünen" yazar - çizer arkadaşlarım dahil futbol camiama kırgın olduğumu ifade ederken, Celal Sandal'ı hatırlamayan bir nesle de hiç ama hiç "aşina olmadığımı", olamayacağımı yazmak zorundayım; kimse alınmasın, gücenmesin; aksine hatta utansın!.. Toprağın bol, yerin cennet olsun sevgili Sandal!.. Celal Sandal!.. 1942'de Kayseri'de doğdu. Boksa 17 yaşında Kayseri Erciyes Kulübü'nde başladı. 1964'te polis oldu ve Emniyet Kulübü'ne geçti. 1963-1967 yılları arasında Türkiye şampiyonluklarını elinde tuttu. 1967 yılı Akdeniz Oyunları ikincisi ve 1971 Akdeniz Oyunları birincisi, 1970-1971-1972 yıllarında Balkan Şampiyonu, 1971 Avrupa üçüncüsü oldu. 54 kez milli formayı giydi. Türk boksunun en sert yumruklarından biridir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.