Alman Stefan Kuntz gitti, İtalyan Vincenzo Montella geldi. Temennimiz Hırvatistan ve Galler ile deplasmanda, Letonya ile evimizde oynayacağımız üç maçlık finişte “ilk ikide kalarak” Avrupa Şampiyonası finallerine gitmek…
“Dereyi geçerken” zorunlu olarak yapılan bu “hoca değişikliği” ile ilgili tartışmalar sürerken, gazeteci yazar, sevgili kuzenim Murat Kışlalı’dan bir mail aldım; “Millî takımlara yine bir yabancı hoca. Biz hangi yabancı hocayla başarılı olduk, Derwall’den bu yana ki, onun yanında da Mustafa Denizli vardı. Adı üstünde millî takım, nasıl başarılı olabilirler, dilini bile konuşamıyor. Kuntz’un yaşadığı sıkıntıları bu İtalyanlar da yaşayacak. Başarılı olamazlar.”
Murat haklı olabilir… Ama ben diyorum ki… A Millî Takım Kaptanımız Hakan Çalhanoğlu’nun “berabere kalarak” Ermenileri yenemediğimiz maçtaki oyununa bir bakalım, bir de İtalya’ya dönüşünde bir gol attığı ve takımı İnter’in, Milan’ı 1-5 yendiği maçtaki oyununa… Kuntz’un “İnfaz masalarında ‘sadece kendisinin hedefe konmasına artık dayanamayarak ‘oyuncuları işaret ettiği’ ve kendi ayağına kurşun sıktığı” açıklamasının ne kadar haklı olduğunu görürüz…
Ben, “asıl” meselenin, “yerli ve yabancı” meselesi olmaktan çok, mesela “Galatasaray, Kopenhag önünde zar zor beraberliği yakalarken”, adamların “aynı gün” U19 takımlarının “Galatasaray’ı ‘neden’ hem de İstanbul’da 5-1 yenebildiği’ meselesi” olduğuna inanıyorum.
Eğriye eğri, doğruya doğru, sezon açılırken Dört Büyüklerin teknik direktörleri arasında “2023-24 sezonu için” yaptığım “başarı yorumunda” sıralamam şöyle idi; “1 - Şenol Güneş, 2 - Okan Buruk, 3 - Bjelika - 4 İsmail Kartal!..
Sezon açıldı, hazırlık maçları yapıldı, sonra Avrupa kupaları ve Süper Lig maçlarına geldi; “futbol olarak da, maç sonuçları olarak da takımını en öne geçiren ve de ‘öyle götürebileceği gösteren’ İsmail Kartal”, teknik direktörler sıralamam da “liderliğe oturdu”; kutlarım…
Ondan sonrasın da durum biraz karışık; “isim olarak” ağır bassa da “ikinciliğe Şenol Güneş’i” koyamıyorum…
“Okan Buruk” demem için de, “Başakşehir / Manchester United maçlarında ne yapacak” görmem gerek.
Dahası, “yeni transferleri, takıma yeni oturtan ve sezon başı ‘şanssız’ sakatlanmalarla baş etmeye çalışan” Bjelica da “ikinciliğe adayım” demeye başladı, benim için…
Avrupa tartısının ilk maçlarında “bir galibiyet, iki beraberlik” aldık. “ülke puanı sıralamasında” yerleştiğimiz “İskoçya / Avusturya / İsviçre önündeki dokuzunculuktaki yerimizi iyice sağlamlaştıracağımız” müjdesini verdi…
“Zor bir gruba düşen” Galatasaray, gene de böyle bir grupta “puandan da öte puanlar getirecek” bir kadroya sahip… Yeter ki, golcüleri maç sonunu” beklemesin!
“İkinci takımı ile sahaya çıkıp”, Galatasaray’ın kendi tıklım tıklım dolu ve coşkun kendi stadında Danimarka Ligi lideri Kopenhag’la 2-2 berabere kaldığı maçtan bir gün sonra… İstanbul’da Danimarka Ligi’nin üçüncüsü Nordsjaelland’ı 3-1 yenerek… “Ne yapılması, nasıl yapılması gerektiğini ‘bol bol gol fırsatı harcayan ve son 10 dakikada kâbustan uyanan’ Galatasaraylı futbolculara gösteren” Fenerbahçe, tahmin ve temenni ediyorum ki, grubundan” lider” çıkacak…
Şenol Güneş’in Beşiktaş’ına gelince… “O futbolla ‘cebe konan inanılmaz 1 puan kazancı’; işte Brugge maçının “futbol ve spor olarak” özeti… Mert her zaman “yılın oyunu” denilecek bir kurtarış yarışı ile “puanın asıl sahibi” olamaz… Bu muhteşem kurtarışlarla bile az daha olamıyordu… Zira Brugge’lü oyuncu “Siz yapamadınız, bari ben yardım edeyim” diyerek “Alın da atın” diye o gol pasını vermese idi, Cenk golü atamayacak ve maç da 1-0 bitecekti!..
Beşiktaş’ın “acilen” toparlanmaya ihtiyacı var… Şenol Hoca, görev senin…
Hey gidi hey… Güreş ata sporumuzdu… Olimpiyatlardan, Dünya Şampiyonalarından, Avrupa Şampiyonalarından “altınlarla, gümüşlerle döner”, takım hâlinde birinci sıralara oturur, mesela Akdeniz Oyunlarında “serbestte 10 sıkletin 10’unda da altın madalyayı” alırdık…
Ya şimdi?
Ne yapar, Güreş Federasyonu; “üçüncülüklerle, olimpiyat barajını aşmayı, başarı saymak” Türk güreşine yakışıyor mu?
Kusura bakmasın ama, atletizm gibi, basketbol gibi “yılların başarısızlıklarına rağmen”, koltuklarında yan gelip yatan federasyonlar gibi, neden hesap vermez Güreş Federasyonu?..
Hadi, onlar “bu acı tabloyu düzelteceklere koltuklarını devretmeyi düşünmezler” peki ama “hesap soracaklar” neden seyredip, dururlar?..
A Millî Takım Teknik Direktörlüğüne gelen Montella, “yardımcı” olarak Tuğberk Tanrıvermiş’i seçmiş…
Tanrıvermiş, 33 yaşında, Pro Lisans sahibi, İtalyanca, İngilizce, Almanca ve Fransızca biliyor. Ama asıl Galatasaray’da scoutluk, altyapı antrenörlüğü ve İgor Tudor ile Fatih Terim’in yardımcılığını yapmış bir teknik adam.
Ali Koç ile Ahmet Nur Çebi başkanların soracağı bir soru var; “Tanrıvermiş Hoca’ya millî takım teknik direktör yardımcılığını” acaba Montella mı verdi, yoksa “Galatasaraylı” Hamit Altıntop mu?..