“Beşiktaş” popülizmi!..

A -
A +

Enteresan, galiba ben Beşiktaş-Napoli maçı yerine, Şatkişeb-İlopan maçını seyrettim. 
Çok meslektaşım, yok yok, hemen hepsi, Beşiktaş’ı öve öve bitiremediler; hatta “Beşiktaş, Napoli’yi elinden kaçırdı” bile dediler.
Bense, bakınız “sadece” bu maç için söylüyorum; “Şatkişeb’i beğenmedim” ve de maçtan sonra, “İlopan, Şatkişeb’i elinden kaçırdı” diye düşündüm.
“Bizim” takım, bütün bir maç, “direğe vuran bir fırsat ve rakip defansın hediye ettiği bir kaza penaltısı dışında” pek bir şey yapamadı; “onların kaçırdığı fırsat sayısı” epey yüksekti, oyunun hakimiydiler, futbolun daha iyisini oynadılar ve maç istatistikleri, bizimkilerin çok önündeydi; “bu, nasıl elden kaçırmaktı?..”
Defans, “yapılmayacak” hatalar yaptı, orta saha iyi çalışmadı, forvet ise, “hem de kendi sahasında oynarken”, maçı kazandıracak ölçüde etkili olamadı ve de İtalyanların 3 puanı alıp gitmesi işten bile değildi; hatta “0-1 yenik duruma düşmelerine” rağmen!.. 
Zaten “puan cetveli”, tabii “şimdilik” Beşiktaş’ın durumunu gösteriyor, grubun lideri Napoli’den “4 puan alıp, bir puan vermelerine rağmen” üçüncü sıradalar ve Napoli ile Benfica’dan “bir puan gerideler!..”
Kendi sahanda “bir puan almak” seni gruptan çıkarsa, “taktik ve skor olarak övgülere diyeceğim yok” da, daha “grubu dizayn edecek kritik maçlar varken” böylesine bir popülizm neden, anlayamadım!..

Daha iyi olabilirdik!..

Sezon başından beri yerden yere vurulan, son haftalarda ligde aldığı sonuçlarla biraz doğrulmaya başlayan Fenerbahçe’nin Mourinho’nun Manchester’ını İstanbul’da ve ligde rotasını bozan Osmanlıspor’un La Liga’da 5’inci durumda olan Villarreal’i İspanya’da mağlup etmesi karşısında ancak şapka çıkarılır ve alkış tutulur!..
10 kişi kalmış Braga karşısında dağılan Atiker Konyaspor’un hocası Aykut Kocaman’a da sorulur; “Quo vadis?..”
Daha işin başında Shakhtar Donetsk’e elenerek havlu atan lig liderimiz Başakşehir ile beraber Atiker Konyaspor da “biraz direnebilse” idi, UEFA Kupaları’nda “puanlarımız” bizleri rahatlatacak bir irtifa kazanabilirdi.  Hâlâ “kırmızı çizgi” civarlarında dolaşıp duruyoruz; yazık!..

Azizsilin out, Seyitsilin in!..

TFF 1. Lig’de oynayan Altınordu’nun Başkanı Seyit Mehmet Özkan, eylül ayının ikinci haftasında bir bildiri yayınladı ve “bütün futbolcuları kulüpten kovacağını” açıkladı!..
Bildiri Başkan’ın hiddet ve şiddetini gösteriyordu; “Ey kendilerinin Profesyonel bir ‘İş’ yaptığını zannedenler, Ey Paralı Askerler, Ey Lejyon Takımı, Ey A takım Oyuncuları, siz Altınordu Futbol Kulübü’nün ülkemiz için ne kadar değerli olduğunun farkında değilsiniz! Olsaydınız bu kadar MİSKİN, SİLİK ve KORKAK maç çıkarmazdınız! Altınordu Misyonu’nun yüklendiği Değerler’in de farkında değilsiniz! Olsaydınız COŞKULU, TEMPOLU ve CESUR futbol oynardınız.”
“Kötü sonuçlar” yüzünden çileden çıkan Başkan, “Futbol ayakla oynanır, arada sırada kafayla da vurulur. Ama kafalarının içindeki beyinleri salata olanların en üst liglere kadar tırmanmalarına imkân tanımayan bir üst düzey rekabet branşıdır” diyerek, 1 Ocak 2017 tarihi itibariyle “sahaya altyapıdan gelen gencecik bir takımı süreceğini ve bugün oynayanları da kapının önüne koyacağını” ilan etmiş ve İzmir’de gündeme oturmuştu.
O tarihten sonra, “akıllarını başlarına alan” Altınordulu futbolcular, iyi sonuçlara imza atarak, takımlarını puan cetvelinde 8’inciliğe kadar çıkarmışlardı.
Seyit Başkan’ın “1 Ocak 2017’de ne yapacağı” merakla bekleniyor ama, bir gerçek var; çok açık ki, “Azizsilin’in yerine”, yeni bir motivasyon / kondisyon ilacı bulundu; “Seyitsilin!..”
Bu ilaç, Süper Lig + TFF 1. Lig’de Altınordu’nun “113.7 kilometre maç ortalaması ile”, 114.7 kilometre ile başı çeken Karabükspor’un ve 114.5 kilometre ile onu takip eden Atiker Konyaspor’un ardından istatistiklerde üçüncü sıraya yerleşmesini sağlamıştı. (Fenerbahçe 106.7 ile 16’ncı sırada)  Bilmem ki “bu tablo” Seyitsilin’in ne kadar etkili olduğunu göstermiyor mu?.. 

Bir!..şaka
Fenerbahçe Teknik Direktörü Advoocat, “UEFA’ya bildirilmediği için Manchester United maçı kadrosunda olmayacak olan” Aatıf Chahechouhe için, “Onun yerine kimi oynatacaksınız” diye soran gazetecilere, “Bugün antrenmana çıkmaması oynamayacağı anlamına gelmez” demiş.
Hazretin aklı galiba, “hafta sonunda Hollanda’ya yanlarına koşacağı ailesinde kalmış” anlaşılan!..
İki!..şaka
“Reyting yarışı uğruna, Spor / Futbol programından başka her şeye benzeyen programlara, gelen yoğun tepkilere rağmen “Dur” demeyen RTÜK, bu defa ekranda (Beyaz TV) “mangal partisi yapılan” ve “öküz gibi yiyorsun” esprilerinin geçtiği Derin Futbol programı için soruşturma başlatmış.
Hımmm, herhalde “partiye kendileri çağrılmadığı için” çok kızdılar!..

Hakkı yok!..

Yasin olayında Galatasaray yönetimi “doğru” hareket etmiştir. Bir futbolcu, “kızabilir, bu kızgınlığı hocasına da olabilir”, ama on binlerce seyirci önünde, yüz binlerce TV seyircisinin karşısında, “o hareketleri yapamaz”, yapmamalıydı. Hem de “o yaşta ve tecrübeli bir futbolcu” olarak; “formayı fırlatıp, atmak, hocaya laf atmak” ne demek?..
Yasin “esasta haklı olabilir”, ama bu ona “usulde hata yapma hakkı” vermez. Bir gerçek daha var ki; bu, Yasin’in “benzer” kaçıncı vukuatı!..
Bu konuda son sözüm, Fatih Hoca’ya; Yasin kesinlikle milli kadroya alınmamalıdır, Alırsa, “Arda konusundaki haklılığını kimselere anlatamaz”, baştan beri “Terim haklı” diyen bana bile!..

Nerede soruşturma?..

Geçen Sezon Galatasaray-Trabzonspor “olaylı” maçını yöneten hakem Deniz Ateş Bitnel, “bu maçla ilgili olarak, yardımcı hakemlerine dönük önemli ve kabul edilemez iddialarda bulunduğunun basına aksetmesi üzerine” Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na sevk edildi.
Buraya kadar tamam da, “ya sonrası”; basına akseden “o iddialar” ne olacak?..
“O iddialarla ilgili olarak” Merkez Hakem Komitesi soruşturma başlattı mı; başlattı ise, “neden duymadık?..”
“Başlatmadı” ise, ki, öyle görünüyor”, asıl felaket orada; “üstünü mü örtmek” niyetindeler; olayın büyümemesini mi istiyorlar; eğer “tablo” böyle ise, bunun adı “rezalet” olmaz da ne olur?..
Ve dahası, “ağır zan altında bırakılmış” durumuna düşen yardımcı hakemler, nasıl susup otururlar, anlamak mümkün mü?..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.