Beterin beteri!..

A -
A +

Evet, "beterin beteri vardır!." Hatırlasın Galatasaraylılar; Çok yıllar önce, "Brian Birch" adlı teknik direktörün yönetiminde Galatasaray, "Türkiye Ligleri'nde üst üste üç defa şampiyon olarak rekor kırıp, dördüncülük için yola çıkınca", başlarına Bolu'daki Boluspor maçında "öyle bir çorap örülmüştü" ki, hocaları dahil, takımın yarısı mahkemelere düşmüş; hakim önünde hesap verir hale gelmiş ve de "pek tabii olarak" ortada ne dördüncü şampiyonluk kalmıştı, ne de "o yenilmez Galatasaray!.." Dua etsinler ki, "bu defa hiç olmazsa sadece Futbol Federasyonu'nun Disiplin Kurulu'na düştüler!." Ve de "Çok az telefat verdiler!." Başı iyice belâda olan "sadece" Hagi!.. Aylardan, haftalardan beri "gelen belâyı gören", onu gazetecilere söyleyen, "yöneticileri uyurken, onları ikaz etmeye çalışan" Hagi!.. Sonunda da kendini "futbol olarak ölüme atarak" feda eden Hagi!.. Bakınız altını çizerek anlatıyorum: Bir "emekli albaydan bayram öncesi aldığım telefonda söylenenleri", sadece "Bayrama olan saygım yüzünden" yazmak istememiştim. "Bayramda bazı kişilerin huzursuz olmasına" gönlüm razı olmamıştı; keşke yazsa imişim!.. "Şimdi" yazmak zorundayım!. Uzun yıllarını "sporun içinde geçirmiş olan" emekli albay "aynen" şöyle bir iddiayı dile getiriyordu: "Bazı asker orijinli hakemler, MHK'nın asker orijinli başkanı ile tam bir emir-komuta diyaloğu içinde, Galatasaray'a antipati ile bakıyor. Galatasaray'ın hakem hatalarıyla puan kaybettiği maçların kasetleri dikkatle izlensin!. Galatasaraylı futbolcuların çalınan ya da rakibe çalınmayan düdüklerle, çıkarılan ya da rakibe çıkarılmayan kartlarla sinirsel olarak nasıl darmadağın edildiği görülecek ve ne demek istediğim bütün açıklığıyla ortaya çıkacaktır! Galatasaray yönetimi kendi futbolcularını paragöz ve hain olarak kamuoyu önüne atmakta yarışacağına, bu çocukların haklarını savunmaya baksın! Bu çocuklar Türkiye'ye sporda hiç yaşanmayan başarılar getirdiler, yaz - kış - yağmur - çamur demeden, gün geldi haftada 3'er maç oynayarak oradan oraya koşuşturdular! Bunlar da insan... Korunmaya, kafa olarak rahatlatılmaya ihtiyaçları varken, medya yükleniyor, kendi yöneticileri yükleniyor, işte anlatmaya çalıştığım tablo içinde bazı hakemler üzerlerine çok fazla geliyor, durmadan tahrike uğraşıyor; yakında patlayacaklar.. Dikkat!.." Emekli albayın "kâhin olmadığı", ama "olayları iyi süzüp", analiz ettiği, daha "telefonun üzerinden 4-5 gün geçmeden" ortaya çıkan tablo ile belli oldu!. Süren ve arkadaşları iftihar etsinler! Hagi kendini feda etmese, olayları "adeta" bilerek böyle büyütmese, "uyumaya devam edeceklerdi!." Süren'in yerine Galatasaray'ın başkanı Ali Şen olsaydı, acaba "bu MHK görev başında kalabilir miydi?" Süren'in yerine Ali Şen Başkan olsaydı acaba bu federasyon görevde kalır mıydı? Süren'in yerine "bu futbol takımının başkanı" Ali Şen olsaydı, Galatasaray acaba geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nden elenir ve UEFA Kupası ile yetinir miydi? Süren'in yerine Ali Şen olsaydı, "bunca başarıdan sonra" kulüp borç batağının içinde kalır mıydı? Ve de Süren'in yerine Ali Şen Galatasaray Başkanı olsaydı, Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale, yarı finale, finale yürüyen "futbolcularını Süren gibi suçlar ve onları sinirsel olarak mahvedecek pozisyonlar alır mıydı?" Eğer "sevgili kardeşim" Hıncal Uluç'un söylediği gibi ortada bir "kutsal ittifak" varsa, söyler mi acaba bana, "Süren ve arkadaşları" bu ittifakın neresindedirler? Ayrıca bir çift sözüm de Fenerbahçeli yöneticilere ve "sûret-i hak'tan görünen" Fenerbahçe medyasına: TV kasetlerinde ve gazete sayfalarında, "yıllardır hakemler için söyledikleriniz, Galatasaray'ın başarılarını gölgelemek yönündeki açıklamalarınız ve yazılarınız" arşivlenmiş duruyor! Üst üste gelen "Merkez Hakem Komiteleri ve başkanları için" söyledikleriniz ve yazdıklarınız da orada!. Kimseye "sportmenlik ve etik dersi verecek halde değilsiniz!" Süren ve arkadaşlarını "suçlayacak en son insanlar" sizlersiniz! Aynaya bakarsanız, geçen yıllarda neler yaptığınızı çok iyi görebilirsiniz! Bana inanmıyorsanız "hocanız" Mustafa Denizli'ye sorunuz; o çok iyi bilir ve size anlatır!.  Özür: Cumartesi günü Uluçmarkette "Mefistolaştırdığımız futbola ruhumuzu satan Faust'a benziyoruz" şeklindeki ifademde bir dizgi yanlışı olarak "Faust" adı "Paust" olarak yer almıştır, düzeltir, okuyucularımdan özür dilerim. ÖU.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.