Bilmiyor, bilmediklerini de bilmiyorlar!..

F.Bahçe Başkanı, "TSYD'nin akredite ettiği" 5 spor yazarını Fenerbahçe Stadı'ndaki maça almıyor!.. Sonra da "gazeteciler" sorunca; "Bundan sonra akreditasyonları ben yapacağım, benim stadımda basın tribününe girecekleri ben tespit edecek ve izin vereceğim" gibilerden laflar ediyor ve ekliyor; "Oguz Tongsir'i de çağırdım, gelecek, görüşeceğim" diyor!..

Oğuz Tongsir, Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Genel Başkanı... Bir zamanlar "bugün oturduğu koltukta", kendisinin de "efsane başkanlarımız" dediği Adnan Akınlar, Namık Sevikler, Samim Varlar,  Necmi Tanyolaçlar, Kahraman Babçumlar,  Doğan Koloğlular ve de yıllarca Dünya Spor Yazarları Birliği Başkanlığı da yapmış Togay Bayatlılar oturmuş... Fenerbahçe Başkanı'nın uluorta "Çağırdım, gelecek" dediği davete (!), "Evet" diyerek gidiyor. "Eleştiriler" olunca,  "TSYD'nin menfaati için her adımı atarım" diyor!..

TSYD'nin itibarını, spor yazarının itibarını düşünmeyen, "menfaati, her adımı atmak için gerekçe yapan" bir TSYD Başkanı, "efsane" başkanlarımızın kemiklerini sızlatıyor!..

Sonra, Fenerbahçe Başkanı da TSYD'yi ziyaret ediyor ve böylece "tencere-kapak meselesi" de halledilmiş ve "eleştirilere cevap verilmiş oluyor" akıllarınca!.. 

Bu defa beraberce açıklama yapıyorlar; gazete haberlerine bakılırsa, "müjde" veriyorlar; "Yıllar sonra ilk kez TSYD'yi ziyaret eden Başkan Aziz Yıldırım, toplantı sonunda spor yazarlarına Saracoğlu Stadı'nda uygulanan yasağı kaldırdı. Buna göre daha önce yasaklı olan muhabirler Fenerbahçe-Konyaspor maçına girebilecekler."

Daha sonra TSYD Başkanı "TSYD resmi sitesinde de yer alan" bir açıklama yapıyor ve "Fenerbahçe Başkanı ile yaptığımız toplantıda aldığımız kararlar" diye "7 madde" açıklıyor. Bunun dört (1-2-3 ve 6'ncı maddeler) tanesi, "basın tribününe girecekler" ile "doğrudan" ilgili: "1 - Spor yazarlarının maç için akreditasyonlarını her zaman olduğu gibi yine TSYD yapacaktır. 2 - TSYD üyesi olmayan hiçbir basın mensubu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadına giremeyecektir. 3 - Basın Tribünü bir görev yeridir. Görevli dışında, seyir ve keyif amaçlı hiç kimse bu tribüne sokulmayacaktır. 6 - TSYD'nin Fenerbahçe ile birlikte başlattığı bu proje, diğer kulüplerimizle de sürdürülecektir. Ayrıca Fenerbahçe kulübü resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada (TSYD üyesi olmayan maçlara giremez) diyerek, tek muhatabının TSYD olduğunu göstermiştir."

Bundan önce iki başkanın yapmış olduğu "sözlü" gayrı resmi açıklamalar ve de bu "yazılı" resmi açıklama da gösteriyor ki, iki başkan da "bilmiyorlar" ve ne yazık ki "bilmediklerini de bilmiyorlar!.."

İşte, durmadan "palavra" sıktıkları bu olayın "aslı ile ilgili" olan, yürürlükte olan, başlığı da "Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü müsabaka yerlerine serbest giriş yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik" olan ve de  "24 Nisan 2010 tarihli / 27561 sayılı" Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olan "devletin resmi yönetmeliği"; bakın ne diyor:

"MADDE 6 - (1) Spor müsabakalarının yapıldığı spor tesislerinin basın tribünlerine girecek basın mensuplarının tespiti ve akreditasyon işlemleri il müdürlüklerince yerine getirilir. (2) Basın tribünü için akredite edilecek kişi sayısı tesisin basın tribünü kapasitesiyle sınırlıdır. (3) Akredite edilmeyen basın mensupları ev sahibi kulüp tarafından basın tribünlerine alınmaz."

Peki, "bu yönetmelik yürürlükte iken", basına ayrılan tribünlere girecek olanların "akreditasyon yetkisi" de "çok açık olarak"  Spor Teşkilatında, yani "Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerinde iken", Devletin Spor Teşkilatı, "bu yönetmeliğe tamamen aykırı uygulamalar yapılıp, yasaklar konup, kaldırılırken"  nerededir, pazarlıklar yapılıp, kararlar alıp, ilan edilirken" nerededir?..

Acaba, "Erkekliğin 10'da dokuzu kaçmak, onda biri de hiç görünmemektir" atasözünün "doğru olduğunu" mu ispatlama gayretindedir; onu da sayın Genel Müdür açıklasa da öğrensek!..